Yazar Anlatımı
Peter o gece kabus görmemişti uzun zamandır yaşadığı en derin ve rahat uykuydu.
Gözlerini açtığında odasında olmadığını fark etti. Hemen yanında yatan kızı fark etti en son hatırladığı şey onu beklerken yorgun düştüğüydü.
Neden bilmiyordu ama bu kız gerçekten kısa sürede Peter için iyi gelmişti. Onun etrafta olmasını seviyordu.
Diana uyanmasın diye yavaşça yataktan kalktı kıza son kez baktı çok huzurlu görünüyordu.
Aklına aniden Diana ile konuşması geldi Bucky onu buradan kovmaya çalışmıştı. Peter bunun olmasına izin veremezdi.
Diana geldiğinden beri eğleniyordu ve gerçekten yaşadığını hissediyordu onun gitmesine izin vermezdi.
Yavaşça odadan çıkıp kendi odasına gitti. Tıpkı Diana ve Wanda gibi Pietro ile Peter'ın odası da yan yanaydı.
Peter, Pietro'nun bu saatte uyanmayacağını hatta kulede uyanık tek kişi olduğunu çok iyi biliyordu.
Odasında kostümünü giyindi ve camı açtı. Şimdi şehri turlama zamanıydı bu saatlerde şehir daha uyanmamış olurdu.
Bu yüzden mutluydu sessiz bir New York görmek onun için iyiydi. Devriyesini attıktan sonra kuleye geri döndü.
Kahvaltı vakti gelmişti önce duş aldı daha sonra da aşağı inip mutfağa yürümeye başladı ama mutfak kapısından duyduğu sesle durdu.
"Bunu nasıl yaparsın Bucky?" Peter, Steve'nin endişeli ve sinirli sesini duyunca biraz daha yaklaştı.
"Hepiniz onu mu savunuyorsunuz?"
"Defolup gitmezsen seni kendim atarım!"
Tony'nin bağırışından sonra Bucky odadan çıktı. Sinirli bir şekilde yürüyerek koridordan gitti.
Mutfak ve Oturma odası birleşikti.
Peter odaya girdiğinde beklemediği bir manzara ile karşılaştı.
Etrafa dağılmış yastıklar koltuklar arasında kırılmış cam sehpah Avengers ve o.
Diana koltukta oturmuş Natasha'nın kaşına dikiş atmasını bekliyordu.
Peter, May'in ölümünden beri bu kadar endişe duyduğunu hissetmemişti elleri titremeye başlamıştı.
Tony onu fark edince yanına geldi ellerini oğlunun yüzüne koydu ama Peter'ın tek odağı Diana'ydı.
Peter önünde ki adamı geçip kızın yanına gitti ve önünde eğildi.
Kaşı patlamıştı ve birkaç kez yumruk yediği belliydi. Boynunda kızarıklık vardı.
Natasha ona dikiş atarken Diana önünde ki Peter'a bakıp gülümsedi.
"Hey Peter."
Örümcek çocuk bu kızın sesini çok seviyordu.
Peter sessiz kalırken Natasha ayaklandı ve kızın kafasına yavaşça bir öpücük kondurdu.
"Seninle gurur duyuyorum Diana." dedi ve diğerlerini de alıp çıktı.
Tony bir temizlikçi çağırması gerektiğini söyleyerek odayı terk ediyordu. Diğerleri ise buna gözlerini devirmişti.
Odada sadece Peter, Diana, Pietro ve Wanda kalmıştı.
Diana kenara kaydı "Oturmayacak mısın?" Peter ona bakarken yanına oturdu boynunda ki kızarıklık geçmemişti.
Pietro sinirle oda da gezinmeye başladı "Nasıl olur da onu durduramadım? Adamın sadece demir kolu var!"
Wanda gezinen kardeşine baktı "Süper serumlu bir asker o Pietro." Pietro ikizine döndü "Evet ama Diana onu yaraladı o kadar da güçlü değil yani."
İkisi konuşmaya devam ederken Peter kızın yüzünü kendine çevirdi.
"Ne oldu?" genç oğlanın sorusuna kız cevap vermekte tereddüt ediyordu ama anlatması gerektiğini biliyordu da.
Diana Carter
Uyandığımda Peter yoktu yine şehiri turladığına eminim odamın kapısından sesler geliyordu.
Yavaşça kalkıp kapımın önünden gelen sese bakmak için kapıyı açmaya gittim.
Kapımda ikizler tartışıyordu.
"Hayır Wanwan seni o mikrodalga fırını ile dışarı yollamam."
Wanda gözlerini devirdi "O bir mikrodalga fırını değil Pietro seni tavuk beyinli!"
İkisinin kavgasını izlemek çok eğlenceliydi ama Wanda beni fark edene kadar.
"Al işte Diana'yı uyandırdın Pietro!"
Pietro elini göğsüne koydu "Ben mi? Asıl bağıran sensin!" Pietro derin bir nefes alıp gülümsedi ve Diana'ya döndü.
"Günaydın Prenses, kahvaltı aşağıda hazır olmalı ufak bir kardeş konuşması yapıp geliyoruz."
Kısaca beni kovmuştu onlara gülümseyip asansöre ilerledim karnım açtı ve gerçekten bir şeyler yemek için can atıyordum.
Mutfağa geldiğimde her şey hazırdı ama mutfakta yemekleri hazırlayan kişi Steve değildi.
Bucky her şeyi hazırlıyordu. Şaşırmıştım onu böyle görmeyi beklemiyordum. Geldiğimi görünce bana baktı ve hafifçe gülümsedi.
Ve daha da şaşırmıştım Bucky bana gülümsemişti.
"Günaydın." dedi sesinde hafif bir mutluluk vardı olduğum yerde donmuştum bir şey diyemiyordum.
Masayı gösterip oturmamı işaret etti tam masaya yöneldiğimde dedi ile şaşırmaktan ölecektim.
"Buradan gitmeliyiz sen ve ben."
⬧
Uzun zamandır bölüm atamadım ama aklıma güzel bir devam gelmiyordu.
Üstelik okullarda açıldı ama bölüm atmaya devam edeceğim siz de yorum ve oy atmayı unutmayın <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Spider Web || Peter Parker
Science FictionÖrümcek ağı örümcekler için bir evdi ve Örümcek Adam'da Diana'nın eviydi.