*Tetikleyici unsur uyarısı*Bölümde taciz ve adam öldürme gibi sahneler bulunmakta, rahatsız olacaklar okumasınlar. Okuyacaklara keyifli okumalar dilerim.
*
"Bağ"
Adımlarını, yalnızca günü kurtarmak için yaşayan ve yarınını asla düşünmeyen birisi gibi telaşla birbiri ardına atıyordu; bugün onun birikimi, bugün onun kurtuluşu, bugün onun felaketi olabilirmiş gibi.
Ancak arkasında bir alfa varken ne kadar hızlı koşarsa koşsun başarılı olamayacaktı ve bunu bilmesine rağmen, bileğindeki acı yüzünden acıyla inleyerek adımlarında bugününü engelleyen endişeli yarınlar varmış gibi tökezleyip dengesini kaybedince, korkuyla karışık hırsla bağırdı.
Acıyan dizlerini mi tutsa, yoksa sol bileğinde yangın varmış gibi hissettiren deriye mi sarsaydı parmaklarını, bilmiyordu. Ama zamanı yoktu, günü kurtarması gerekiyordu. Karanlığa bulanmış gökyüzü, ormanı iyice siyaha kurban etmişti ve bu durumun kendisinden yana olmasını ümit ediyordu yeniden kalkıp koşmaya başlamadan önce.
Ama çoğu şeyde olmadığı gibi, bu durum da ondan yana olmadı.
"Dur!"
Duyduğu emir, adımlarının aniden kesilmesine sebep oldu. "Hayır," diyerek fısıldayışında, yalnızca günü kurtarmaya çalışan bir gencin en sahici korkusu vardı. "Hayır, hayır, hayır..."
Yeniden adım atmaya kalktığında, "Tek bir adım daha atmayacaksın, omega," deyişini duydu alfanın. Bu alfa, Minki'den başkası değildi. Sürünün ortasında babasıyla işbirliği yapıp kendisini zorla mühürlemeye çalışan, eskiden âşık olduğu alfa Minki.
"Gerçekten yanına kalacağını sandın, değil mi?"
Adım seslerine karışan kelimeleri, damarlarında akan kanı yavaşlatacak kadar korkutucuydu. Belinden uzanarak karnına sarınan elleri hissetti, sonraysa ensesine vuran sıcak nefeslerin iğrendiriciliğini. Hemen arkasında duran alfa, "Onun adını seslendikten sonra seni kurtaracağını bilen bir hainsin, ama o şu an yok," diye fısıldamıştı.
Karnından aşağı inen sağ el yüzünden korkuyla titreyişi Minki için hiçbir anlam ifade etmediği için, "Hain olanın sen olduğunu bile bile, senin için başkasını ortaya atmıştım," diyerek rahatlıkla konuşmaya devam etti.
Jungkook, onun bu son kontrollü cümlelerindeki şehvete kapılmaya başlamış olan sesi duyabiliyordu. "Bana âşıktın, benimle mühürlendiğinde her şey düzelecekti ve âşık olduğun alfaya ait olacaktın."
Minki'nin eli, eşofmanının lastiğinden içeri sızmaya kalktığında, "Yapma," dedi korkuyla.
Ama Minki durmadı ve elini omeganın eşofmanından içeri daldırarak, "Neden?" diye sordu. "O sana çoktan dokundu ama, değil mi?"
Güçlenen alfa fremonları, Minki'nin kullanmaktan çekinmeyeceği en büyük hamlesiydi. Omega, onun kokusuna mutlaka teslim olmak zorundaydı. İstese de, istemese de. O, tüm sürüye ailesini rezil etmekle kalmayıp, sürüyü vampirlere teslim eden bir haindi. Bu yüzden hem Jungkook'tan, hem de vampir Taehyung'tan intikamını alacaktı ne olursa olsun.
Fremonlarını biraz daha kuvvetlendirdiğinde, kolları arasına kenetlediği omeganın ağlamaya başladığını hissetmesiyle güldü. "Neden ağlıyorsun?" diye soruşunda bariz bir alay ve küçümseme vardı. "Bir vampire iğrenç bedenini teslim ederken sorun olmuyor, ama ben dokununca mı masum ayağına yatıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐋𝐨𝐯𝐞 𝐁𝐨𝐫𝐧 𝐎𝐟 𝐁𝐥𝐨𝐨𝐝
Fanfiction"Bakalım kızışma dönemindeki bir omegayı, aptal alfalar kadar tatmin edebilecek mi bir vampir." --- Vampirler ve kurtlar arasındaki anlaşmazlığın en büyük nedenlerinden birisi, vampirlerin de omegalara fazlasıyla düşkün olmasıydı. Daha doğrusu kanla...