Korkuyordum.
tekrar kaybetmekten, dışlanmaktan korkuyordum. Şu ana kadar yaşadığım her şeye başımı eğip geçmiştim ve buna devam ediyordum. Artık temizlenmiş bir su gibi yeni bir benlik kazanmalıydım ve bunu başarabilirdim, güçlü olabilirdim, diğer insanlar gibi...
Küçüklüğüm boyunca akrabalarım, yaşıtlarım, hatta dostum dediğim insanlar hepsi bana karşı bir kin besliyordu bunu herkes görebilirdi ve ben 6 yaşımdan itibaren hayat sevincini kaybetmiş bir çocuktum. Hiç unutmam bir akrabam bana, "Kilolu sun az ye" demişti ve bu benim çok zoruma gitmişti. Düşünsenize, çok sevdiğin bir akraban daha 6 yaşındayken yanına gelip, "Bakıyorumda çok kilo almışsın az ye" demesi en fazla ne kadar koyabilirdi? Zayıflamak için 6 yaşında hiç bir şey yemeyip açlıktan bayıldığım zaman yanımda olan tek kişinin dostum dediğim -iyiki de demişim- Jimin olması ve bizim hâla arkadaş olmamız çok güzel. Onu seviyordum, değer veriyordum hep yanımda olmuştu annemi ve babamı kaybettikten sonra bile beni hiç bırakmamıştı. Ve şimdi bir karar verdim artık kim ne derse desin kafamı eğmeyeceğim ve yeni bir sayfa açacağım. Sadece ve sadece sevdiklerimle, mutlu.
Merhaba ben Kim Seokjin. Yukarıdaki acınası hikayenin başrolüyüm. Dediğimi başarabildim değişe bildim. Artık eskisi gibi kilolu diyecekler diye çuval gibi bosbol giyinmiyordum. Yeni bir tarz edinmiştim ve mutluydum. Hmm...Yeni tarzımı merak etmiş olmalısınız. Feminen. bu da yeni ben. Garsondum. Pek iyi parası olduğunu söyliyemem. Orada burada içenlerin götünü topluyor, yeni içmeye başlıyacaklara ise şarap, bira ve votka kadehlerini götürüyordum. Bazıları sadece yemek yemeye geliyordu, yanına da Soju sipariş ediyorlardı. Uzaktan ne kadar iyi görünse de çalıştığım restoran berbattı. Bir kere taciz bile ediliyordum! Patronda pek iyi değildi şarap kadehini kırdım diye zam yapmadı şerefsiz. Garip bir şekilde yaşıyordum. Jimin'in ailesi zengin ve bir villa da kalıyor. Çok iyi anasını satayım. Ben ise bir çöplükte yaşıyordum küçük bir apartmanın en alt katında küçük bir dairede. bana göre iyiydi tek kalıyordum ama daha iyi de olsa olur du.
salon...
yatak odası...
Lanet olası işime gitmek için kalktım. oldukça yorgundum dün çok koşturdum. Sanırsın garson değil at koşturuyorlar. hemen üstüme crop geçirdim, altıma bir yırtıklı pantolon giydim, askılıktan bir hırka aldım ve çantamı da alıp çıktım. Yorgundum ve güzel yüzüme bakım da yapmadan çıktım.
(öldüm bittim)
taksiye atladım, restoran tın önünde indim, direkt içeri girip önlüğümü taktım. Kahvaltı bile yapmamıştım ve açtım acele edip siparişleri aldım. Bir tane adam şarap istemişti ona şarabı götürdüm. Tam masasına koyacakken başım döndü ve adamın üstüne döktüm.
"Ulan beceriksiz! Kim aldı lan bunu işe." adam bağırırken ben ayakta durmaya çalışıyordum başım dönüyordu ve kötüydüm. Adam olay çıkarmaya başlayınca patron gelmiş olacak ki "Kusurumuza bakmayın ben onunla konuşurum" diyerek kolumdan çekiştirdi. Lanet olsun çok sıkıyordu. Canımın acımasını umursamadan patronun peşinden gittim ağzında bir şeyler geveliyordu fakat duyamıyordum. Kesin ana bacı sövmüştür.
"Lan Salak ben seni neden işe aldım? çalış da bir işe yara diye. Sen git en değerli müşterimizin üzerine şarap dök bir de adama cevap verme! Bedavaya çalışıyorsun. Şimdiye seni kovmam gerekirdi. Git, gözüm görmesin seni. Kovuldun Kim Seokjin. Ne istiyorsan onu da vericem." Cebinden cüzdanını çıkarırken şaşkınca ona bakıyordum. "Al tazminatın. Şimdi siktir git umuyorum ki senden daha iyisi vardır." Beni ittirirken bi andan sövüyordu.
Hah! Benden daha iyisini bulacakmış. Bok bulursun! Keltoşa bak. Ama önemli olan o değildi, kovulmuştum. Ne bok yiyecektim şimdi?..
**********************************************************************
Heyyo! Yeni sayfa, yeni kitap. Nasılsınız umarım bu kitabı daha çok eversiniz bence güzel başladım.
Sizleri seviyorum, İyi okumalar💖ヾ(•ω•')o
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love İn Game ∴Namjin∴
FanfictionŞizofren olan ve hayatında çoğu kişiyi unutan Kim Seok-jin, onun ilk aşkı Seo Changbin ve unutulmazı, Kim Namjoon ‖ANGST‖