medya çok komik FYGFDTFDUY
Aldığım adres burdan çok uzakta kalıyordu. O yüzden ilk gördüğüm taksiye atlayıp adresi gösterdim. Uzun bir yolculuğun ardından, adrese yani Mafia Kim Bar'a gelmiştim. Büyük bir bina, restoran gibi duruyordu uzaktan ama hiç gözüktüğü gibi değildi. Kapının önünde bekleyen iri yarı, kaba adamları görünce hafiften altıma ettim. Nasıl bir yerdi bu böyle? "Olabilemez, ölemessin Jin." diye geçirdim içimden. Usulca kaba görünümlü adamların yanına ilerledim. Ten rengi diğerine göre daha esmer olan adam konuştu, "Pardon, kimsiniz?" dedi sesi kalındı fakat düşündüğüme göre daha nazikti. "Ben Kim Seokjin. Patron ile görüşmek istiyordum da." dedim kısık, utangaç bir sesle. Adam kaşlarını çattı, "Patronun bundan haberi var mı?" diye sordu. Bu ne kabalık? Bu ne asalet? Aaa. "Yok, ama ricanız ile olacak." Dedim sesimi kalınlaştırarak. "Bekle." dedi kabaca. Ayaklarımı yere vurarak ve diğer korumayla göz teması kurmaktan kaçınırken, adam geldi ve bir bakış attı. Ardından, "Gel." Dedi. Kafamı sallayarak korumayı takip etmeye başladım. İçeride ne ara san vardı. Sarhoş olup da dans edip, kendinden geçenler, birbirine yürümeye çalışanlar ve köşelerde sevişen gay çiftler... Sıkkın ve bunaltıcı ortamın ardından merdivenlerin yanına yaklaşınca, derin bir nefes aldım. Hafiften merdivenleri adım, adım çıktım.
Üstünde üç tane altın yıldız bulunan bir kapı vardı. Kapıdan içeri adım atınca gördüğüm tek şey, arkası dönük bir koltukta oturan, arkadan bakınca saçları lila gibi duran bir adamdı. Belki genç de olabilir ama kesinlikle benden büyüktü. Kaba görünlümü adam, "Patron, sizi görmek isteyen kişiyi getirdim." dedi. Patron, arkasını dönüp adama, 'gidebilirsin' Bakışı attıktan sonra kaba görünümlü adam odadan kafasını sallayarak çıktı. Patronla odada tek başıma kalınca kalbim çok hızlı atmaya başladı. Patronun, onda hoş duran iki tane gamzesi vardı, saçları gerçekten lila rengiydi ve onda şirin duruyordu. Dolgun, güzel dudakları vardı, ten rengi ise hafif esmerdi. Yakışıklı ve sexy bir görünümü vardı. Gerçekten bir patron havası veriyordu. Takım elbisesi bu görünümü tam olarak tamamlıyordu. Yavaşça ayağa kalkıp yanıma ilerleyince nefesimi tuttum. Kalbimin atış sesi uzaktan bile duyulabilirdi. Neden bu kadar heyecanlandığımı bilmiyordum ama bu patronun yakışıklılığı yüzünden olabilirdi. "Kim Seokjin. Demek işe garson olarak girmek isteyen sensin." Bunu nerden duymuştu? "Evet." Patron, "Geç otur." diye cevap verdi. Hemen sözünü dinleyerek koltuğa oturdum ve dikkatlice yüzünü incelemeye başladım. O ise önündeki dosyaları kontrol ediyordu. Bana kafasını çevirdiği zaman direkt gözümü kaçırdım. Kalbimin ne kadar hızlı attığını umursamadan ellerimle oynuyordum. Bana gülümsediğini hissettiğim zaman, düşüncemi onun boğaz temizlemesi bozdu. Hızlıca kafamı ona çevirdiğimde konuşmak için ağzını araladı. "Yakışıklı görünüyorsun geçmişinde de garson olduğunu duydum. 1 haftalık deneme sürecinden geçeceksin. Olur mu?" Nazikti, buradaki herkes kaba görünüyordu fakat nazikti. "Olur, benim için sorun yok." diye cevap verdim nazikliği'ne karşı. Bana gülümsediğinde, bende ona gülümsedim. Bana Bar'ın birkaç yerini gezdirdikten sonra yarın gelebileceğimi söyledi. Gerçekten tatlıydı, kızınca nasıl olduğunu tabi ki bilmiyordum ama öğrenecektim..
AGAGAGGA BENCE ÇOK İYİ BİR BÖLÜM OLDU. Artık daha aktif olmaya çalışacağım..💖💥
taş taş...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love İn Game ∴Namjin∴
FanfictionŞizofren olan ve hayatında çoğu kişiyi unutan Kim Seok-jin, onun ilk aşkı Seo Changbin ve unutulmazı, Kim Namjoon ‖ANGST‖