...Melis bunları çocuklara söyledikten sonra ekledi:
-Bu yolu geçmemiz biraz zor olabilir. dedi. Çünkü kaldırım dar ve yaratıkla, cadde de tıka basa kaza yapmış arabayla doluydu. Vedat bıkkınlıkla:
-Neyse işte, sadece ilerleyelim. dedi. Esen meltem yerdeki çer çöpü hafifçe oynatıyor ve ses çıkartıyordu, arada sırada Melis'in saçındaki bir tutam mavi saç gözünün önüne gelmesiyle yüzünden çekmek için üflemesi mükemmel bir melodi oluşturuyordu. Sadece kaldırımda arada birbirine sürtünen yaratıkların inlemeleri melodiyi bozuyordu. Tam o anda Cemal bir şeye bastı. Sol elinde bıçak, sağ elinde tabanca ayağını kaldırarak merakla neye bastığına baktı. Kırmızı şeffaf bir çakmaktı. İçinde çok az sıvı kalmıştı. Bıçağını kemerine sıkıştırdıktan sonra çakmağı aldı ve sol cebine attı. Bıçağını tam tekrar almışken diğerlerinin uzaklaştığını fark etti. Koşarak onlara yetişti. Arada sokakta silah sesleri yankılanıyordu. Melis ve ekibi nadiren de olsa mermi harcamak zorundaydı.
Vedat yakınına giren ve jilet gibi takım giymiş bir adamın kısa ve özenli kesilmiş siyah saçlarının arasına bıçağını dikine sapladı. Geri çekerken birkaç damla kan ona sıçramıştı. adam yere düşmeden önce ceketinin göğüs cebinden ucu çıkmış sigara paketini gördü. Adam yere düştüğünde sigara paketini aldı ve içini açtı. Sekiz tane vardı. Vedat delirmiş veya histeri krizi geçiriyormuş gibi kahkaha attı:
-Hazine buldum çocuklar! İster misiniz? Melis ve Cemal birden durdular. Onlara doğru gelen yaratıklara aldırmadan Vedat'a ve elindeki sigara paketine baktılar. İkisi de kafasını olumsuz anlamında salladı ve ilerlemeye devam ettiler. Vedat da koşarak onlara yetişti ve birden:
-Kahretsin! Ateşi olan var mı? diye sordu. Melis ve Cemal zaten Vedat işini yapmadığı için onun da işini yapıyorlardı. Yoğunluk yüzünden daha fazla silah sesi yankılanmaya başladı. Bu da daha fazla yaratığı oraya çekiyordu. O yüzden duramazlardı. Cemal cebindeki çakmağı çıkarıp Vedat'a doğru fırlattı. Vedat sigarasını yaktıktan sonra çakmağı cebine attı ve duman bulutunu üfledi. Şans eseri duman bulutu Melis'e geldi ve sinirle:
-Dumanına sahip çık! dedi. Vedat omuz silkti ve sonunda silahını çekip işini yapmaya devam etti. Silah sesleri ve yaratıkların çığlıkları garip bir senfoni oluşturuyordu. Aynı zamanda hava kararıyordu. 1 kilometre falan yürümüş olmalıydılar. Ve sonunda! bayır gözükmüştü. Her ne kadar yorgun olsalar da koşmaya başladılar. O sırada okuldakiler de silah seslerini duyuyordu. Gece bastırmadan ve yaratıklara yem olmadan Melis ve ekibi okula ulaşmalıydılar. Zorundaydılar. Yaratıklar çoğalmaya başlamıştı ki bayırı çıkmaya başladılar. Bir yandan ateş ediyorlardı bir yandan okulun kapısına ulaşmaya çalışıyorlardı. Dış kapı açıktı. Daldıkları gibi Vedat yarısına kadar içtiği sigarasını düşürdü. Bahçe de onlardan doluydu. Okulun kapısına kadar ilerlemeyi başardılar. Fakat okulun içi de onlarla doluydu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Günler (YAZILIYOR)
Ficção CientíficaSerinin 1. Kitabıdır diğerleri yolda! Bilinmeyen bir virüsün kasıp kavurduğu bir dünyada bir avuç çocuk ne kadar hayatta kalabilir ki? Düşündüğünden fazla... (Ölü Günler adıyla yazılan ilk kitap) (Bu kurgu 2022 yılında yazılmaya başlamıştır) 15...