Gözlerim yavaşça açıldı. Etrafa baktım. Bir hastane odasındaydım ama etrafta kimse yoktu. Gözlerim yavaşça yeniden kapandı. Başımda inanılmaz bir ağrı vardı. Ne olmuştu ki? Hah evet merdivenlerden yere çakılmıştım. Başım yerle çok kötü bir şekilde buluşmuştu.
Aklıma The Theory Of Everything filmi geldi. Hayır elbette sonum Stephan Hawking gibi olmayacaktı. Kendimi kötü hissetmeye başladım. Neredeydi bu insanlar?
Birkaç dakika sonra bir hemşire odaya girince mutluluktan dans edecektim. Ama bir; ben dans etmem, iki; haraket etmek istemiyordum. Fazlasıyla yorgun hissediyordum.
Kafamı hafif yana yatırıp gözlerimi hemşireye diktim. Beni görünce gülümsedi. "Sonunda uyandın."
Konuşmak istemiyordum ama ne olduğunu merak ediyordum. "Başım çok ağrıyor."
"Bu normaldir. Şu an gayet iyi durumdasın fakat seni buraya zamanında getirmeselerdi beyin travması geçirmiş olabilirdin. Ama kendine dikkat etmelisin ve ani hareketlerde bulunmamalısın. Şu an her şeyi tam olarak hatırlamıyor olabilirsin.''
Hemşirenin dediklerini hemen sindiremedim. Onu yavaşça başımla onayladım. Sanırım her şeyi hatırlıyordum. Kaç yaşındaydım? Pekala on altı? Hayır lisede daha üst bir sınıftaydım. Büyük ihtimal on yedi. Ne diyorum ben tabiki on yediyim. Melisa kendine gel!
"Şu an kendini zorlama, elbette bir şeyleri unutmuş olabilirsin. Herkese oluyor." dedi yanımda bir şeyler yaparken. Ne düşündüğümü biliyor olması normaldi değil mi? "Aileni ve arkadaşlarını çağıracağım. Seni görmek istiyorlar."
Ah işte bu harika olur. Onları hemen görmek istiyordum. Hemşire odadan çıkar çıkmaz ailem, Kamelya ve Ali içeri girdi. Annem endişeli görünürken babam geldi ve bana sarıldı. Sırtım biraz acımıştı. "Baba yavaş." dedim. Babam, affedersin, diyerek uzaklaştı. Ona bakarak gülümsedim.
Kamelya yanıma yaklaştı ve bütün bunların sorumlusunun Ali'yle ikisinin olduğunu söyledi. Bunu kesinlikle kabul etmedim. Belki birazcık payları olabilirdi ama yazılı olan şeyi bozamazdık. Ali de özür dilemeye başlayınca gözlerimi devirip eğer bir daha özür dilerlerse onlarla konuşmayacağımı söyledim. O andan itibaren buna son verdiler.
"Diğerlerine haber vermemeniz iyi olmuş. Zaten siz dersleri kaçırdınız."
"Aslında.. Onlar okuldayken haber verdik ama şu anda okuldan çıkamıyorlar. Öğle tenefüsünde gelebilecekler ama." dedi Kamelya. Haber vermemiş olduklarını düşünmek ahmakçaydı.
Babam daha fazla vakit kaybetmemek için işe gitti. Annem, Ali ve Kamelya benimle kaldılar. Sonradan diğerleri de katılınca benim sıkılmamam için bir şeyler yaptık.
***
Televizyon izliyordum. Aylardır bunu yaptığımı hatırlamıyorum ama şu an içimdeki rahatlıkla her şeyi yapabilirdim. Çünkü sınav stresinden tamamen kurtulmuştum. İçimdeki rahatlığı tarif edemezdim. Yaz tatilimin ilk günleri evde oturarak sıradan bir şekilde başlamıştı ama bunu umursamıyordum.
Babamın geldiğini gördüğümde yanıma oturması için bacaklarımı aşağıya indirdim. "Sana bir şey söyleyeceğim." dedi gülerek. Neden bu kadar mutlu olduğunu anlamamıştım. "Bu yaz misafirlerimiz olacak."
"Babaannemin geleceğini biliyorum." dedim.
"Babaannen bu yaz burada olamayacak." Normalde her yaz bizde olurdu bu sefer neden gelmeyecekti? "Bir gruba katılmış ve bazı yerleri gezecekmiş." Babaannemin benden daha fazla sosyal olduğu kesinlikle doğruydu.
"O zaman asker arkadaşlarından biri?" Doğru yanıt verdiğimi onaylaması için kaşlarımı kaldırarak babama baktım.
"Hayır, bu yaz bizimle Gilinsky'ler olacak."