Taehyun Pov
"Ablaaa ben çıkıyorum." Bu gün okul vardı okuldaki kimseyi tanımıyordum fakat Beomgyu vardı en azından. "Seni bırakmamı ister misin?" ayakkabılarımın bağcığını bağlarken cevaplamıştım. "Gerek yok Beomgyu ile sözleştik." yanağından öpüp çıkmıştım.
Beomgyu - Taş Tyun Mesajlaşması
Taş Tyun
Ben çıktım gyuu
ne zaman çıkarsın.
Beomgyu
Ben okuldayım Taehyun.
Taş Tyun Taehyun olarak değiştirildi
Taehyun
Ne?
Hani birlikte gidicektik.
Beomgyu
okula geldim zaten ne yapmamı bekliyosun şuan?
Görüldü ✓✓
O lanet olasıca bana söz vermişti. Ve soğuk konuşuyordu, dün aramızda ki şeyleri konuşmuştuk ve anlaşmıştık. Dengesiz herifin tekiydi gerçekten.
Okula vardığımda ilk olarak müdürün odasına gidip sınıfımı öğrendim. 12/E'ye doğru ilerliyordum. Sınıfın kapısında pembe saçlı biriyle gülüşen Beomgyu vardı. Beni görünce konuşmak için ağzını aralamıştı ama elimi yukarı kaldırarak sınıfa geçmiştim. Onun dengesiz davranışlarına karşılık veriyordum sadece.
Zil çalıp öğretmen gelmişti. "Ah sen yeni öğrenci Kang Taehyun olmalısın, geç ve kendini tanıt lütfen." bu kendini tanıtma işi bana hep saçma gelmiştir. "Kang Taehyun Avusturalya'dan geldim." öğretmene doğru eğilmiştim. "Şuanlık boş yer olarak Kai'nin yanı var." deyip işaret etmişti. Tatlı birine benziyordu, ve yanında peluşu vardı. Bu bana ekstra tatlı gelmişti. "Selam ben Huening Kai tanıştığıma memnun oldum." sıcak gülümsemesiyle elini uzatan çocuğun elini sıkmıştım. "Hyuka da diyebilirsin." "Memnun oldum bana da tyun diyebilirsin."
Ders bitmişti ve zil çalmıştı. Beom'un yanıma geldiğini gördüm. "özür dilerim, yani seni ektiğim için." ona hakettiğini vermem gerekiyordu şuan vicdan yaptırıp beni manipüle ediyordu. "Sorun değil pek de umursamadım." ileri gitmiş olacağım ki Beom'un gözlerindeki kırgınlığı çok net görmüştüm. "Beomgyu-ya kantine inmeyecek miyiz?" arkasından pembe saçlı çocuk gelmişti. "Sen git Yeonjun." yanıma oturmuştu. "O gün beni çok kırdın ve neden kai'nin sana tyun demesine izin verdin. Hani sadece ben diyecektim." şuan gözüme çok tatlı gelmişti. "Ben neden böyle bir anlaşma yaptığımızı hatırlamıyorum sayın vampir." "Ben vampir değilim!" ablası vampirken kendisi insan mıydı yani? "Ablan vampir değil mi?" "Üveyiz, benzemiyoruz bile ve soyadlarımız farklı." "Arkadışının arkasından git artık gyu seni bekliyor olmalı." "Sen de gel lütfeen." cevap vermeme kalmadan beni de arkasından sürüklemeye başladı. "Cevap vermemi bekleseydin gyu." ani bir itiraf yapmıştı. "Bana gyu demen kalbimi tekletiyor Taehyun-ah." Evlerine geldiğimden beridir Beom'un bana olan hayran bakışlarını görmüştüm fakat yakışıklı bir yüzüm olduğundan sadece dış görünüşümden etkilendiğini düşünmüştüm. Beom tatlıydı güzeldi fakat çok gürültücüydü, ayrıca ben gönül ilişkilerini sevmezdim. Sanırım erkenden ayrılmamız onun için daha iyidi.
Kantine geldiğimizde adının Yeonjun olduğunu öğrendiğim çocuğun yanında mavi saçlı birisi oturuyordu. "Bu Soobin bu Taehyun ve Taehyun bu da Yeonjun." mavi saçlı olan elini uzatmıştı. Neden herkesle el sıkışmak zorundaydım? "Merhaba taehyun ben soobin." elini sıkmıştım ve oturmuştum. Yandan geçip masaya oturan hyuka'ya kadar her şey normaldi. Soobin ve hyuka arasında bir şeyler mi olmuştu. Ortam birden gerçekten çok gerginleşmişti. "Tyun gelsene bir şey söyleyeceğim." Yanımdaki Beom'a baktığımda bu durumdan memnun olmadığı gün gibi ortadaydı. "Ne istiyorsun Hyuka?" Beom benim yerime konuşmuştu. "Seni ne ilgilendirir Beomgyu adın ne zamandan beridir tyun acaba?"
Ortamın daha da gerginleşmemesi için kalktım ve hyuka ile birlikte gittim.
Okul sonrası
Okuldan çıkmıştık ve sahilde birazcık oturmak istemiştim. Yanımda hissettiğim hareketlilik ile yanıma baktım. peki beom'un burada ne işi vardı? "Neden onunla gittin?" sesi durgun çıkıyordu. Sadece onunla gitmiştim bu kadar bozulması normal miydi? "Senden izin mi almam gerekiyordu." histerik gülüşü ile yüzüne baktım, o ise kumlara bakıyordu. "Seni çözemiyorum." onun dengesizliği karşısında benimki hiç kalırdı ve konuşuyor muydu gerçekten? "Ben de seni çok dengesizsin." bir anda sessiz bir ortam olmuştu. "Benden hoşlanıyor musun Beomgyu?" çok ani olduğunun farkındaydım fakat bu sorunu çözmeliydik.
"Sanırım." "Ben gönül işlerini sevmem Beom özür dilerim." sorun yok der gibi kafasını sallayıp kalkmıştı. Onu hep kırıyordum fakat bu onun için en iyisiydi.
Seulgi Pov
Taehyun eve biraz durgun gelmişti ne olduğunu çözemesem de şuan hızlıca hazırlanıp İrene'nin yanına gitmem gerekti. Hızlıca makyajımı da yaptığımda hazırdım. Taksiye binip ihtişamlı malikaneye gittim. Kapıyı çaldığımda bu sefer beni İrene karşılamıştı. "Hoş geldin." ilk defa aşağılayıcı ya da alaycıl bir cümle kurmamıştı alkışlamak istedim o an. "Hoş buldum." "Bir ihtiyacın varsa karşıla ve bahçeye in." gerçekten çok susamıştım bu iyi olmuştu. Dolaptan soğuk bir su alıp kana kana içtim. Bir sorun çıkmaması için tuvalete de girdim. Üst odadan fena bir gitar sesi geliyordu. Sanırım Beomgyu'ydu fakat neye bu kadar sinirlenmişti. Çaldığı şey elektro gitar bile değildi fakat öyle gibi kullanıyordu ki.
Oyalanmadan bahçeye indim. İrene ön koltukta oturuyordu mecburen arkaya geçmiştim.
Dracula Şehiri
8-9 saat süren yolculuk da götüm gerçekten koltuğa yapışmıştı. Keşke rahat bir şeyler giyseydim. Nerden bilecektim ki bu kadar uzun yolculuk olacağını. İndiğimde bir kere daha o sözleşmeyi okumadığıma lanet etmiştim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Monster | Seulrene & Taegyu
Vampiro- "Beni canavara çeviriyorsun İrene." "Küçük canavarım olmanı istiyorum Kang." - Seulrene & Yan Ship Taegyu