Uykumdanüst üste gelen mesaj ve arama sesiyle kalkmıştım. "Alo" uykulu sesimle cevap verdim. "Nerdesin sen Kang bu saatte benim evimde olmalıydın." sert sert söylediklerini algılamaya çalışırken esnedim. "Ne diyorsun bae öyle bir şey demedin." "Çabuk evimde ol Kang." çok net bir şekilde söyleyip kapatmıştı.
Kaç kere gelmezsem beni kovacağını söylememiş miydi? bu iş artık can sıkıcı olmaya başlamıştı. Uykuma devam etmeye karar verdim ve kafamı yastığa geri koydum.
Joy kapıyı şiddetle açmıştı. Tanrım bu gün uyumama izin yok muydu? "Kang malı şu vampir kılıklıyı nasıl sinirlendirdin bilmiyorum ama üstüne atlayabilir, çabuk salona gel." demek gelmediğim için sinirlenmişti. Salona doğru uykulu adımlarla gittim. Koltukta yanında ki taeyeon denen kadınla oturuyordu. Görüş açısına girdiğimde öldürücü bakışlar atmıştı. "Beni ciddiye almadın öyle mi Kang?" sonunda beni kovucaktı. "Anlaşmamıza iyi göz atmamış gibisin." "Memnun değilsen kov beni Bae"
"Kovduğumda aklınca kurtulacaksın dimi? çok zavallısın Kang yaşın 28, hala bir işin yok ve arkadaşının evinde kalıyorsun maaşın çokluğu seni mest etti ve anlaşmayı okumadan imzaladın, öyle değil mi?" bilmiş bilmiş konuşması beni deli ediyordu. Hızlıca ona ilerledim tam yakasına asılacakken bileklerimi tutmuştu.
"Aklından geçirme güzelim." Taeyeon'a baktım umurunda değildi İrene'yi sadece kullanıyordu İrene ise ona takıntılıydı. "Yanında ki sürtüğüde alıp git bu evden irene." Joy ise kenardan bizi izliyordu. Joy bile korkuyordu bu kadından.
Joy sonunda işe bir el atmıştı. "Ayrılın hanımlar sonra gelseniz ben Seulgi ile konuşup düzgün düşünmesini sağlayayım." Bu söyledikleri arından İrene bana yaklaşmıştı. "Bu işten ayrılmak mı istiyorsun Kang?" Sözleşmeyi uzatmıştı. 10 aylık bir sözleşmeydi ve ayrılırsam yüklü miktarda tazminat ödeyecektim. Taeyeon kıkırdadı. "Biliyor musun Bae sen takıntılının tekisin ve bu sürtük seni kullanıyor." Arkasını dönüp giderken duraksamıştı. Ama sonra Taeyeon'u da alıp gitti.
Beomgyu Pov
Okuldan ciddi anlamda nefret ediyordum. Ablamı çok seviyordum fakat vampir olması başıma belalar açıyordu. Ne kadar neşeli birisi olsam da bazen bu zorbalıklar beni çok üzüyordu ve evde ağlıyordum ve o Kang, gönül işleriyle ilgilenmediğini söyleyip önümde kızlarla konuşuyor, gülüşüyordu. Önümde yapmasına gerek var mıydı gerçekten? Bunu görmeye katlanamadığım için hızlıca kalkıp tuvaletin yolunu tutmuştum. Ablam da dahil herkes sanki beni sevmiyormuş gibi hissediyordum. Öz anne babam bile beni terk etmişti...
O klişe kitaplardaki gibi taehyun'un gelmesini beklemiştim. Fakat beklediğim asla olmadı. Öğrenci zili çalınca son kez yüzüme su çarpıp sınıfa gitmiştim. Arkadaşlarım yemekhaneden hızlıca kalkıp gitmemden dolayı beni merak etmişleri. Ama hiç biri sormamıştı.
Bahsettiğim de buydu ya... Onların beni merak ettiklerini anlıyordum fakat bana söylemiyor hissettirmiyorlardı. Sırama geçerken taehyun'un bana baktığını hissediyordum fakat ona geri bakmamıştım.
Okuldan çıkarken birisi beni durdurmuştu. Her saniye aklımdan çıkmayan ve bu gün 1 kelime daha konuşmadığım kişi önümdeydi şuan. "Neden bu gün benimle konuşmadın gyu?" soruyor muydu gerçekten? "Kızlardan vaktin olmaz diye düşünmüştüm Kang." soğuk cevap vermeme karşın yüzü düşmüştü. "Gönül işlerini sadece o gönül benken sevmiyorsun sanırım." hala yanımdan yürüyordu. "Özür dilerim." önümde bunları yapıp bir de utanmaz utanmaz özür diliyordu. Önünden yürüyordum. Eve yaklaşmıştık fakat hala benimle yürüyordu. "Ne istiyorsun!" sonunda sabrım taşmıştı." bağırmamı beklemiyor olacak ki şaşırmıştı. " Biliyor musun benden hoşlanmana rağmen senden uzaklaşmadım ve bana soğuk yapıyorsun. Sadece arkadaşımsın beomgyu kendini bir şey sanıp etrafımda ki insanlara karışıp soğuk yapabileceğini sanma." işte bu canımı yakmıştı. Ama o kalbimi paramparça ettikten sonra arkasını dönüp evine yürümüştü.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
