No bad intentions

42 3 0
                                    

Seulgi Pov

O günün ardından 2 gün geçmişti ve bir daha konuşmamıştık. Taeyeon'a olan sinirini beni öperek mi çıkarmıştı? Bu ona azıcık da olsa olan duygularımı alevlendirmişti. Beni böyle ortada duygularımla baş başa bırakamazdı.

Koltukta düşüncelerim ile boğuşurken bir mesaj gelmişti.

İrene - Kang Mesajlaşması

İrene

Sabah 8de evimde ol.

Görüldü ✓✓

Gerçekten beni çok kırmıştı. Daha fazla bu işe katlanamıyordum. "Aşkım evde makarna bitmiş alır mısın?" kafamı dağıtmam için iyi bir seçenek olurdu bu. Normalde Joy'a söverdim ama bunu yapmadan giyinmeye gitmiştim.

Bu onu biraz şüphelendirmişti. "Bir şey mi oldu bebeğim? Benimle konuşabilirsin." içimdekileri birine anlatmam iyi olurdu sanırım. "Eve gelince anlatıyım." Bana o sıkı sarılmasını verdi. Onu çok seviyordum cidden.

Marketin yakınına yaklaştığımda evde ramenin de bittiği aklıma geldi. Ramen almayı da aklıma yazmıştım. Marketin önünde böyle bir görüntüyle karşılaşıcağımı bilemezdim tabi ki. Taeyeon ile öpüşen bir adet İrene. Beni kullanmıştı? Ona güvenmemeliydim. Şuan onlar ile muhattap bile olmak istemiyordum. Hızlıca yanlarından geçip markete girdim.

İrene ve Taeyeon ise panikle ayrılmışlardı. "İnan umurumda değilsiniz." yorgunca söylediklerimden sonra Taeyeon uzaklaşmıştı. İrene ise yanıma gelmişti. "O gün kafam yerinde değildi sadece unut gitsin." bunları söyledikten sonra Taeyeon'un peşinden gitmişti.

Beni öpen oydu ve şimdi de unutmamı söylüyordu. Beni kovmuyordu ve işten çıkmamada izin vermiyordu. Tek amacı bana acı çektirmek miydi? Joy annem gibiydi her zaman haklıydı fakat ben yaramaz bir çocuk gibi onu dinlemezdim.

Aldıklarımın parasını ödeyip evin yolunu tuttum. Bu sefer bankta oturan beom ve taehyun ikilisini görmüştüm. Onları rahatsız etmeden izlemeye başlamıştım. Birden Taehyun beom'un elinden tutmuştu. Ne konuştuklarını çok merak ediyordum fakat bu doğru olmazdı. Hızlıca evin yolunu tuttum.

Taehyun Pov

"Ellerin" hm sesi çıkmıştı beom'dan "Ellerin sıcak, ellerim üşüyor ısıtabilir misin?" Dediğim ile şaşırmışa benziyordu fakat geçikmeden ellerimi elleri arasına aldı. Aramızda hep bir sessizlik oluyordu.

Buraya neden gelmiştik gerçekten?

"Beni bu soğukta ve bu saatte neden çağırdın Kang?" "Özür dilerim." gülmüştü fakat bu samimi bir gülüş değildi. "Özür dilemen beni daha çok sinirlendiriyor biliyor musun?" Hızla atlayıp ona sarılmıştım. Bana küs olması beni üzüyordu. Omzunda ağlamak iyi hissettiriyordu.

Benim ellerim onun sırtındaydı o ise belime koymuştu.

"Neden ağlıyorsun?" daha sıkı sarılıp cevaplamıştım. "Lütfen beni affet." gülmüştü fakat bu sefer ki samimiydi. "Neden gülüyorsun?" gözleri gerçekten yoğun bakıyordu. "Çok tatlısın Kang. Bu kadar tatlı olmasan emin ol seni affetmezdim." sevinçle olduğum yerde zıplamıştım. "Beni affettin mi?!" birden yakınıma yaklaştığında şaşırmıştım o ise sevimlice gülmüştü. "Aynı ablan gibisin ikinizde aptal aptal bakıyorsunuz bazen."

Beni öpeceğini sanmıştım.

"Soğuk oldu evlere geçelim." son kez sarılmıştım. "Yarın görüşürüz." uzaklaşırken cevaplamıştı. "Görüşürüüz." bense arkamdaki banka oturmuştum. Sadece dış görünüşünden mi etkileniyordum bilmiyordum ama Beom karnımda gerçekten kelebekler uçuruyordu.

Eve girdiğimde ablamın koltukta joy ablanın kollarında uyukladığını görmüştüm. "Bir şey mi oldu?" içine derin bir nefes çekip cevapladı. "Şu vampir kılıklı üzmüş." ablamla o kadın sadece iş için görüşmüyor muydu? "Ne olmuş?"

"Seulgi'yi öpüp daha demin ise başka biriyle öpüşüp o günü unutmasını söylemiş." Bu gerçekten kötüydü. Çünkü Beom onun kardeşiydi, üveyde olsa. Ablamı yatağına taşıyıp yanağına öpücük kondurmuştum.

Yatağıma girdiğimde ilk düşündüğüm şeyin beom olması iyiye mi işaretti yoksa kötüye mi?

Ertesi Gün

Seulgi Pov

Saat 8'di ve ben olmayı hiç istemediğim evdeydim şuan. Şükür ki Taeyeon denen gitmişti fakat irene ile baş başa kalmak istemiyordum. İhtiyaçlarımı giderip arabaya bindim. O tazminat olmasaydı asla durmazdım.

Bu gün bir kelime dahi etmeyecektim. Geldiğimden beridir yüzüne bakmamıştım o bundan rahatsızlık duymuştu bunu hissediyordum.

Geldiğimizde artık bana görevimizi anlatacaktı sanırım. "Bu şehir çok uzun süredir yarasalar ile çevrili. Burada oturan halk bundan çok rahatsız. Bizde bunu düzeltmeye geldik." çok mantıksızdı. "Onca yıldır insanların yapamadığını biz mi yapıcağız?" bu gün ilk kelimemi etmiştim. "Buraya ilk gelen insan sensin Kang." bir yarasayı ayağı ile ezerken devam etti. "Ve bunu sadece bir insan yapabilir." dedikleri kendimi değerli hissetmem sebep olmuştu.

"Peki bunu nasıl yapacağız?"

"İhtişamlı kule." o da neydi? "Sadece oraya giderek bunu başarabiliriz oraya sadece Elder vampirler ve insanlar girebilir." Elder* 300 yıldan daha uzun yaşayan vampirlere verilen addır. Bir Elder, yaşadığı süre zarfında birçok güç kazanmıştır.*

Elder vampirler hakkında ufak da olsa bilgim vardı.

"Şimdilik sana orada ihtiyacın olacak savaş eğitimin vereceğim." geldiğimiz büyük okçuluk yeri gerçekten güzeldi. Her yer bordo renkli güller ile sarılmıştı. Bu şehirde her yer siyah ve tonlarıydı.

Okçuluk yapacağımı sanıyordum fakat bir anda elime verilen boks eldiveni ile ne yapcağımı şaşmıştım. Bu gün ilk kez göz göze gelmemizdi.

İrene ile boks mu yapacaktık?

İrene ile boks mu yapacaktık?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*****

Araya Taegyu koymamı seviyor musunuz?

Bölümleri çoğu zaman kontrol etmeden atıyorum yanlışım olursa kusura bakmayın.

İyi günler herkese

୨♡୧

Monster | Seulrene & TaegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin