23•

4.8K 376 60
                                    

film out - bts

5 ay sonra

Jeongguk mide bulantısını umursamamaya çalışarak yataktan kalktı. Yanında mışıl mışıl uyuyan Taehyung'a göz ucuyla bakıp lavaboya yöneldi yavaş adımlarla. Ya üşütmüş ya da yediği bir şeyin dokunmuş olabileceğini düşündü. Elini yüzünü yıkayarak yatak odasına döndü. Gözü duvardaki saate iliştiğinde daha çok erken olduğuna kanaat getirerek az önce terk ettiğinden hala sıcak olan yatağa bıraktı kendini. Onu belinden sararak yüzünü boynuna gömen Taehyung "Saat  kaç?" diye mırıldandı boğukça.

"Daha altı. Biraz daha uyuyalım." dedi , azalan mide bulantısı ile rahatlamış hissediyordu. Taehyung onun boynunda soluklanırken tekrar kendini uykunun yumuşak kollarına bırakmıştı bile.

"Hadi, yemek zorundasın aşkım." diyerek elindeki yarım tostla Jeongguk'un peşinden koşuyordu Taehyung. 

"Hayır, istemiyorum." diyerek bıkkınlıkla kaçmaya devam etti Jeongguk.

"Ama rengin sapsarı. Yemek de yemiyorsun."

"Midemi üşüttüm sanırım, canım istemiyor. "

Huysuzca söylendi ve koşuşturmacadan bitkin düşen bedenini koltuğa bıraktı. Taehyung endişeyle yanına oturdu.

"Neyin var bir tanem? Doktora gidelim."

Elinin tersiyle ateşine baktı ruh eşinin.

"Ben de içimdeki bu  garip his ne diyordum. Sen hastaymışsın." diyerek Jeongguk'un mührüne dudaklarını yumuşakça bastırdı. Jeongguk içinde çiçekler açtıran bu öpücüklere bayılıyordu, biraz daha iyi hissetmişti yakınlıkları ile.

"Önemli değil, bugün çok önemli bir toplantın var. Hadi , acele et. Geç kalma."

Sesini kızmış gibi çıkarmaya çalışan Jeongguk'la kıkırdadı Taehyung.

"Ama bir şey olursa beni ara. Tamam mı?"

"Tamam, tamam. "

-------------------

Jeongguk biten finalleri ile bu dönemi sonlandırmış olmanın rahatlığıyla dinleniyordu. Bugün çalışması da gerekmiyordu, bu yüzden dinlenerek gününü geçiriyordu. Normalde olsa asla oturmazdı, ama şu an dönen başı buna pek izin vermiyordu. Saate baktığında çoktan öğleni geride bıraktığını gördü. Taehyung ile kendisine yemek hazırlamak için mutfağa gitti. Ama daha soğan doğrarken bunun iyi bir fikir olmadığını anladı, midesi çok kötüydü. Kendini zorlukla klozetin önüne atmayı başardığında zorlanan boğazı ile gözlerinden yaşlar dökülmeye başlamıştı. Elleriyle klozetin iki yanından destek alarak soğuk fayansta oturmaya devam etti.

Eve Jeongguk'u bir nebze mutlu edebilmek için erken gelen Taehyung, elindeki hediyeyi arkasına saklayarak sessiz eve girdi.

"Küçük sevgilim, neredesin?"

Lavabonun yarı aralık kapısından gördüğü yere çökmüş bedenle ona doğru koştu.

"Jeongguk? " diyerek kafasını kaldırarak saçlarını geriye itti sevgilisinin.

"Taehyung..." dolu gözleriyle mırıldanan Jeongguk'u kucağına aldı hızla Taehyung. Elini yüzünü yıkmasını sağladığında Jeongguk biraz daha kendine gelmişti.

"Hastaneye gidiyoruz."

"Bir şeyim yok ki... Şimdi iyiyim. Soğan kokusu dokundu sanırım." dedi kafasını Taehyung'un göğsüne hafifçe sürterken.

Taehyung aklını meşgul eden fikri dillendirmeyi başardı.

"Ya," dedi , Jeongguk'un sırtını sıvazlıyordu, "Ya hamileysen?"

Les heures infinies | taekook |OmegaverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin