25'

5.3K 354 94
                                    

back to black - amy winehouse

(bütün bölümü medyadaki şarkı eşliğinde okumanızı şiddetle öneririm!)

yorum yaparsanız çok mutlu oluyormuşum . önceki bölümleri atlamadığınızdan emin olun <3

Taehyung arabadan inen eşinin elini nazikçe kavrayarak galanın yapılacağı büyük davet salonunun kırmızı hala döşeli girişine ilerlemeye başladı. Artık büyük bir şirketin CEO'su olarak böyle davetlere icabet etmesi kaçınılmaz olmuştu.

Kapıda paparazilerin isteği üzerine birkaç poz veren çift yüksek tavanlı holden geçerek kalabalığın olduğu yere ilerledi. Çift onlara selam veren kişilerle başlarıyla selam veriyor, bazen Taehyung ile konuşanlar oluyordu. Köşedeki masalardan birine geçtiklerinde Jeongguk etrafındaki insanları incelemeye başladı. Gözü JinAe ile kesiştiği vakit göz devirerek Taehyung'a döndü.

"İyi misin?"

Jeongguk'un düşen yüzüne ithafen sormuştu bunu Taehyung.

"JinAe de burada. "

Taehyung "Gecemizi mahvetmesine izin vermeyelim. " diyerek Jeongguk'un yanağını baş parmağı ile okşadı. Jeongguk gülümseyerek yanağını eline yasladı, haklıydı.

Yanlarına gelen genç, uzun boylu bir adam yüzündeki değişik sırıtış ile önce Taehyung ile selamlaşmış, ardından elini Jeongguk'a uzatmıştı. Jeongguk da ona karşılık verdiğinde konuştu adam.

"Kim, JinAe ile ayrılmışsınız bakıyorum. "

Jeongguk zoraki bir gülüşle elini adamın elinden kurtardı. Bu konuşma ile sık sık karşı karşıya kalmak yeterince canını sıkıyordu. Gözlerini devirerek masadaki kadehten biraz içti.

"Yakında eşim olacak sevgilimin yanında böyle şeyler konuşmayalım istersen, Choi." dedi dişleri arasından sinirle Taehyung.

"Ah, JinAe seninle sevgiliyken yatmıştık birkaç defa. Gerçekten oldukça hoş biri. Senin sevgilinle yatmak ayrı zevkliydi Kim, bilirsin. Benim adımla inlerken göz alıcıydı, itiraf etmeliyim."

Neden bu kadar irdeleniyordu bu konu? Jeongguk aklından silmeye çalışsa da diğer etkenler niye izin vermiyordu buna? Bıkmıştı, tam anlamıyla bir daha bu konu hakkında konuşan biri bir şey derse kendini tutamayacak gibiydi. Ağzına geleni söyleyecekti. Sınırı vardı ve aşılıyordu bu.
Hala aklı JinAe'de miydi diye düşünmekten kendini alıkoyamadı Jeongguk. Çünkü Taehyung'un duygularını hissedebiliyordu , eskisinden çok daha net hem de. Ve şu an onun sinirli olduğunu biliyordu.  Jeongguk çalan telefonunun ekranına baktı. Lisa arıyordu. Önemli olabileceğini düşünerek biraz ileri giderek açtı telefonu. Staj hakkında birkaç şey söyleyip kapatmıştı telefondaki.

Jeongguk'un gözleri Taehyung'un az önce olduğu yere döndü, ama Taehyung orada yoktu. Kalabalık salonda gözlerini gezdirdi, yine yoktu. İçindeki huzursuzluk ile adımlarını dişarı yönlendirdi. Gördüğü ile elini ağzına getirdi , hızla oraya koştu.

"Taehyung! Dur!"

Az önce yanlarındaki adamın üstündeki Taehyung, o adamı yumrukluyordu. Jeongguk tarafından çekilmesi ile ayağa kalktı. Üzerini düzeltti. Jeongguk kırılmıştı, bu koca saçmalığın içinde boğuluyor gibiydi. Yerdeki adam sinirle doğrulup çoktan ortadan kaybolmuştu ortadan.

Jeongguk titrek, yorgun bir nefes bırakarak gözlerini yavaşça açıp kapadı.

"Jeongguk-"

"İnanamıyorum sana Taehyung." diyerek ona yaklaşan Taehyung'la arasına koluyla bir bariyer oluşturdu. "Daha fazla dikkat çekmemek ve rezil olmamak için sessiz kalıyorum. Sonra konuşacağız." Sesindeki soğuk, tehditkar ton Taehyung'un içini ürpertmişti.

Les heures infinies | taekook |OmegaverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin