Küçük bir kuş uçuyor, uzaktan gelen kanat seslerinden anlıyorum. Ağladığını mektupdaki dağılmış mürekkep anlatıyor bana.Ufuk bazen gözlerinin rengine bürünüyor öyle mavi öyle mavi ki güldüğünü anlıyorum.Ben seni uzaktan anlıyorum tıpkı saçlarında dolanan rüzgarın senin kokunu bana getirmesi gibi.öyle uzaktan yakınlarında duramam izin yok ben seni uzaktan seviyorum en uzaktan en köşeden en gizli yerden kalbimden seviyorum.Seni kalbimde hissediyorum mesafeler sanki o an kayboluyor önümde o uzak yol küçük bir patikayı andırıyor.Sevgi böyle birşey mi aşk demek sevgiye hakaret diyorlar sen ne diyorsun?
Konuş benimle anlat ben dinlerim.Heo dinledim bu zamana kadar gene dinlerim konuşmak bana göre değil zaten ben susmayı seçerim seçmeliyim. Susmak sessizliğin verdiği en büyük cevap demiştin hâlâ öyle mi diyorsun? ben susanların çıkardığı sesi duyamıyorum kulaklarım duymaz oldu onları gözlerim köşeleri ararken en yakımı göremez oldum . Yıllar mı aldı onları benden yoksa sen mi yokluğunda çok ağladım her gece her sabah bir ara zamanı yetirdim.Ha sabah ha gündüz ikisi de sensiz karanlık kap kara bir karanlık gözlerim yanıyor gönlüme düşen Ateş buraya da mı sekti. Bu sorular böylece kalır beni yanlizca benim yaşadığım acıyı yaşayanlar anlar onlarda susmayı seçer.Seçsinler bakalım...İnsan sevildiği kadar sevilmiyor.
Özlediği kadar ozlenmiyor.Bu satırları okurken içime oturan acı ...
Anlayamıyorum size ama ben yaşıyorum bu acıyı kaç yıl geçse de hâlâ dün gibi anılar hayalî bugün hastanenin açılış günü üzerimde Selim'in bana çok yakıştığını söylediği için kırmızı bir elbise var saçlarım ensemde küçük bir topuz halinde kulaklarımda küçük taşlı küpeler ayakkabı olarak tek bant gümüş bir ayakkabı kullandım. Makyajım güçlü duruyor ben aynada güçlü duruyorum ama her an yıkılacak kumdan bir kaleden farksızim. Açılışda gelenleri karşılamak için sıraya giren Nazım bey ve Mert e baktım yüzlerinde gurur vardı.Önümde duran içecekten bir yudum aldım belime dolanan el beni irkitti elin sahibi Ufuk tu.
"Aslı çok güzel olmuşsun" dedi büyülenmiş gibi bakarken yüzümü hafifçe tebessüm ederek " teşekkür ederim" dedim .Konuşma yapmak için kürsüye çıkan Nazım bey i büyük bir heyecanla dinlemeye başladım.
" Sayın değerli arkadaşlar bugün en büyük hayalim hayalimiz olan Hayat hastanesi ihtiyaç sahibi ailelere yardım edecek ve şifa dağıtacak değerli mimar Aslı hanım a teşekkür etmek istiyorum 4 yıllık Aslı hanımın emeğinin ürünüdür bu hastahane dedi bana bakarak salondan bir alkış sesi yükseldi. Değerli hastanemizde görev yapacak olan sevgili canım oğlum Selim i sahneye davet etmek istiyorum bu projeyi hayata geçirmek için çok çaba sarf ettiler." Konuşmalar uğultu gibi gelmeye başladı bana herşey uğultu sesler uğultu görüntüler yapboz parçası gibi sahneye çıkan bir adam saçları asker traşı yapılmış yüzü yorgun ama hâlâ aynı o Selim.
Sesler duyulmuyor gibi oldu dondum ayaklarım yere basmıyor gibi geldi, çok çok tuhaf bu ne ? Yaşamıyor muyum ? Nefes alamıyorum sesleri duyamıyorum .Bir el belimi sarıyor yüzü görünmüyor karanlık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yazsana bana - YARI TEXTİNG- TAMAMLANDI
Romanceinsanın canı sıkılır bazen ama öyle böyle bir sıkılma değil evrenden uzaklaşmak için bir sığınak ararsın seni sarıp sarmalayacak işte bu da Aslı 'nın sığınakını bulma hikayesi ... Selim iyi değilsin saat kaç olmuş dışarı da misin içki mi içtin? Sen...