~ Bölüm 14 ~

367 263 50
                                    


Merhaba!!

İyi okumalar dilerim ballı çöreklerim 🫶🏻❤️‍🔥








~ Gizemli Not ~

"Bir gülüşü var. Sanki dünyanın en güzel gülüşüne o sahipti."








"Bu ikisinin neyi var? Sesleri hiç çıkmıyor." Efken, Nehir'e doğru yaklaşıp kısık sesle konuştu.

"Bilmiyorum ki dediğinin gibi birbirleri ile hiç konuşmadılar hele de sabahtan beri... Acaba küstüler mi?"  Nehir sessizce Efken'e yanıt verdi. Sanki biz hiç duymuyormuşuz gibi kısık sesle konuşmaya çalışıyorlardı. Onları duymama rağmen kafamı kaldırıp cevap vermedim. Yemeğimi yemeye devam ettim hem şu an cevap vermekle uğraşamazdım.

"Sanmıyorum... Hem niye küsecekler ki? Dün akşam bizim bilmediğimiz bir şey olduysa o zaman bilemem. Yani olsa bile bence bu kadar uzun süre küsmezlerdi." Nehir'in konuşmasını dinlerken kafamı kaldırdım ve yüzüne baktım. 'Sus' der gibi işaret ettim. Ona baktığımı anlayınca hemen duruşunu düzeltti.

"Aynen bu kadar uzun sürmezdi. Bir şey var ama ney? Neyse beynim yandı." Efken'in son söylediğine gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Gülmem geçsin diye yan tarafımda oturan Mirzaya dönüp baktım. O da benim gibi kafasını önüne eğmiş ve tabağındaki yemeği ile uğraşıyordu. Ona baktığımı anlamış olmalı ki kafasını kaldırıp bana baktı. Bakışlarımı onun üzerinden çekim derken bir anda panikledim ve elimdeki çatalı yere düşürdüm. Yerden almak için eğildiğim sırada aynı anda Mirzada benimle birlikte o da eğildi. Tam çatalı alırken Mirza'nın eli elime çarptı ve o an ikimizde durduk. Gözlerim ilk önce ellerimize kaydı sonra onun bal rengi gözlerine...

Gözlerine ne zaman baksam kendimi orada kaybediyordum. 'Neyse kendine gel Ayza' tam elimi çekeceğim sırada bir şey fark ettim. Eli sıcaktı. Ne yani teni sıcak mıydı? İlk defa dışından bakınca soğuk görünen birinin teni sıcak çıkması beni şaşırtmıştı. Normalde böyle soğuk görünen insanların hep soğuk olurdu sanıyordum ama Mirza öyle değilmiş. Garip hem de çok garip...

Hâlâ elim onun eline değiyordu. Daha fazla bu şekilde durmamak için elimi birden çektim.

"Pardon" ağzımdan sadece tek bir kelime çıkabilmişti.

"Sorun değil." dedi Mirza.

Ortamda çok büyük bir gerginlik oluştu. Az önce sürekli konuşan Nehir ve Efken şimdi susmuşlardı. Hiç kimseden ses seda çıkmıyordu. Bu durumdan o kadar çok sıkıldım ki bir an önce ağaç evine gitmek istiyordum. Mirza ile aram iyi olmayınca ortam baya gergin oluyormuş onu anlamış oldum.

Kaç dakikadan beri süren sessizliği sonunda Derin bozdu. "Ruhum sıkıldı. Ne bu ortamın gerginliği böyle lütfen ne oluyor size?" diye konuştu. Benim yapmak istediğimi Derin sonunda yapmıştı. İçimden 'Seni tebrik ederim Derin' dedim.

"Aynen oğlum dün ormana gittiniz. Sonuç bu... Ne oldu birdenbire ikinize? Sabah tiyatro yaparken de yüzünüz beş karıştı." Derinden sonra Efken konuştu.

"Bir şey olmadı." diye yanıt verdim.

"Bir şey olmadı." dedi Mirza.

İkimizde aynı anda aynı şeyleri söyleyince birbirimize baktık. Sonra bakışlarımı hemen ondan çektim ve "Neyse, size afiyet olsun. Ben ağaç evine gidip biraz dinleneceğim. Bir şey olursa beni hemen arayın" dedim ve önümdeki yemek tabağını alıp ayağa kalktım.

Bulutların Ardına BakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin