Merhaba!!İyi okumalar dilerim ballı çöreklerim 🫶🏻❤️🔥
~ Enkaz yığını ~
"Her yer aniden yıkılıp yerle bir oldu. Geriye sadece koskoca bir enkaz yığını kaldı."
Neden hep mutlu olmak isteriz ki? Hayatımızın her anı iyi geçsin diye sürekli çabalıyoruz peki iyi geçiyor mu? Hep başkaları mutlu olsun diye kendi mutluluğumuzu yaşayamadık. Aman kimse üzülmesin aman kırılmasın dedikçe insanlar yüz bulup astarını istediler. Birini kırmak ve dökmek kolay olmamalı. Sonra iyileşmesi zor oluyor. Buna rağmen hala insanlar bildiğini yapmaya devam ediyordu. Şu an etrafıma bakıyorum da herkes kendince gülüyor, eğleniyor ve gülümsüyordu. Anın tadını huzurlu ve mutlu bir şekilde çıkarmak kadar güzel bir şey yoktur. Bu yerde bulunan kişiler tam olarak anın tadını çıkarıyordu. Ben de isterdim bu anının tadını çıkartmayı ama birileri sağ olsun bütün enerjimi sömürdüğü için pekte mümkün değildi.
Kamp ateşin etrafında hepimiz oturuyorduk ama beni kimse fark etmesin diye en sakin bir köşe bulup oturdum. Yanımda ise bizim kızlar vardı. Mirza ise benden biraz ötede oturuyordu. Az önce Mirza ile yaşanan olaydan sonra hep yanımda Toprak vardı. O beni sakinleştirmeye çalışmıştı. Moralim yerine gelsin diye bir sürü şeyler yaptı. İyi gelmiş miydi? Evet ama biraz...
Niye hep böyle oluyor? Yaşadığınız bir olaydan dolayı kendinize herkese karşı duvar örüyorsunuz. Sonra biri geliyor ve emek emek ördüğünüz duvarı yavaş yavaş kırarak paramparça ediyor. Sonra tekrardan örüyorsunuz. Sonra yine aynı... Bence artık buna dur demeliyiz. Çünkü sürekli canımızın yanmasından yorulmadık mı? Demek ki bir yerinde hata yapıyoruz ki duvarlarımız sağlam olmuyor. Gelen her kişi duvarı kolaylıkla kırabiliyorsa ya tuğlayı değiştirmek lazım ya da iç malzemesini... Yoksa bu gidişle yara almaktan artık nefes alacak yerimiz kalmıyor olacak.
Bunları daha fazla düşünmek dahi istemiyorum ama kafamın içi asla susmuyordu. Birinin bana seslenmesi ile bütün odağım gitmişti.
"Ayza, marshmallow yer misin?" diye sordu Toprak. Yüzüne baktım. O kadar da kötü biri değil gibi neden Mirza onunla konuşmamdan rahatsız olmuştu? Sanki bana seçim yap der gibiydi. Ama ben seçim yapmak istemiyordum.
"Yok canım istemiyor. Sadece şu etkinlik bir an önce bitsin de gidip yatmak istiyorum." dedim.
"Aaaa saçmalama Ayza asla bırakmam senin şu asılmış yüzünü güldürmeden." dedi. Elimden aniden tutup kaldırdı. Ben daha istemiyorum demeden kaldırıp şarkı çalan alana getirdi.
"Keyfim hiç yok lütfen Toprak yapma." desem de çoktan dans edenlerin içine getirdi.
"Bahane kabul etmiyorum." dedi. Tam gideceğim an da kolumu tuttu ve "Gitme." diyerek gözlerimin içine baktı. O an da kamp ateşin orada oturan bizim gruba takılı kaldım. Mirza'nın yanındaki kişi Buse miydi? Gözlerimi birkaç kez kapatıp açtım. Evet doğru görüyordum. Mirza'nın yanında Buse vardı ve karşılıklı konuşuyorlardı. Şaka gibi...
Vücudumdaki damarlarda kan değil de öfke ve sinir dolaşıyordu. İçimden 'Sabır' dedim ve yanımdan geçen garson gibi biri içecek dağıtıyordu. Hemen oradan bir içecek alıp kafama diktim.
İçecek dağıtan çocuk "Bayan ne yaptın? Bu içecek özeldi ve başka yere gidiyordu." dedi. Ama umursamadım. İçecekte alkol vardı. Bu yerde yasak değil miydi?
"Sen, bize iki bardak daha ver." dedi Toprak. İçecek dağıtan çocuk "Abi yapamam." dedi. Toprak alttan para uzatınca mecbur kalıp iki bardak daha verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bulutların Ardına Bak
Teen Fiction"Her şeye inat. Bu karanlık yolda bana ışık olup, yolumu aydınlatmaya ne dersin?" Ayza, sıradan ve normal bir hayata sahip genç bir kızdı. Ailesi ile birlikte Ankara'da yaşıyordu. Tek arkadaşı ise sevgilisiydi. Buraya kadar her şey normal asıl mese...