NE DEMEK ELVEDA AYÇİN!!!!

1.3K 119 19
                                    

Hey Allahım ne işim var benim bu okulda ya !!! Tamam anneme çok çektirdim kabul ediyorum. Bu sefer okulu fazla karıştırdım ama bu ceza fazla bana be valla fazla.
Neyse ben sizi meraklandırmadan cezamı anlatayım en iyisi. Ben kolejde okuyan zengin bir ailede büyüyen Ayçin Yılmaz. Bu ne biçim cümle kurmuşum ya zengin züppeler gibi. Böyle konuştuğuma bakmayın ben hiç onlardan olmadım. Belki de o yüzden Selma Sultan böyleydi bana karşı. İşte sevgili anneciğimin bana uygun gördüğü ceza...Şu an kolejden ve evden çok alakasız bir yerde annemin tabiriyle varoş (!) kesim olarak bilinen bir yerin okulundayım. Nasıl ceza ama. Gerçi bana pek ceza olduğu söylenemez çünkü benim için bir şey ifade etmiyor nerede olduğum.
Aaaaa ben size yaptıklarımı anlatmadım değil mi ? Kantindeki yemek savaşları , derste dışarı çıkıp yangın alarmı çalıştırmalar.... Bunlar basit şeylerdi benim için. Sonuçta annem okul sahibinin en yakın arkadaşıydı ve okulun yarısına ortak olmuştu. Kadına bak ya canı sıkılınca okulu alıyor!! Ne olmuş yani iki üç çocuk dövdüysem. Sanki çok önemli. Napsaydım sırf burslu diye itip kaktıkları çocuklara yardım etmesemiydim???? Cidden dayanamıyorum o atarlı , havalı burunları Allah katına ulaşmış ergenlerin sessiz, onların gözünde zavallı (!) olarak gördükleri insanlarla uğraşmaları canımı yakıyor. Şimdi diyeceksiniz ki sen çok mu masumsun ? Tabiki değilim ama onlar gibi olduğumu düşünmüyorum açıkçası. Durun size çocukları dövme olayını anlatayım asıl konumuna dönelim bu sayede :)
Güneşle beraber kantinden çıktık bahçeye iniyoruz. Bir baktım Tolga bizim burslulardan Arda'yı okulun ortasına dikmiş geçen Selen'den hoşlandığını itiraf etti diye dalga geçiyor. Şimdi Arda da gitmiş okulun tiki kızını bulmuş Tolga uğraşır bunla belli insan bir düşünür dimi (!) . Tam banktan kalkıp gidicem çakıcam Tolga'ya birtane Güneş tuttu kolundan ;
- "Kızım zaten olaylısın. Tamam okulun yarısı annenin de abartma istersen Selma Hanım sürer seni okuldan"dedi.
Dediklerini düşününce dedim haklı bu kız sürmeyi bırak saçlarımdan sürükleye sürükleye atar okuldan. En iyisi sakinleş otur kızım Ayçin diye kendimi sakinleştirmeye çalışıyorum ama yok olmuyor. Artık yiyecek tırnakta kalmadı kemirecek dudakta. Dayanamadım Güneş'e dedim "Kalk gidiyoruz yoksa savaş çıkacak burada birazdan "
Kıyamam Güneşimde sevdiceğinin yanından süzüle süzüle geçerek geliyordu arkamdan. O ara da Tolga bana ;
" Ne oldu okulun asi ve yardımsever kızı bu sefer çok sessiz kaldın artık nereye ait olduğunun farkına mı varıyorsun yoksa" dedi.
Ulan senmisin bunu bana diyen . Tam birşey diyeceğim beyazatlı yakışıklım Akın geldi.Bana içeri bakışları atıyor ama tabi ben gidermiyim hiç!! Biliyorum çünkü zaten Tolga'ya gıcık beni şutlayıp bir güzel dövecek. Tabi Akın da benden farksız. İkimizde sevgili ailelerimiz tarafından kovulacağız. Bende masum kedi bakışı attığımı sanarak Akın'a döndüm ve koluna girdim. Çekiştire çekiştire soktum okulun içine.
- "Napıyosun kızım ben sana benim işime karışma demiyormuyum "diye gürleyen bir Akın karşımda duruyordu.
" Ya napiyim benden önce sen mi atılsaydın okuldan" dememle Akın duvara yumruğunu geçirip gitti yanımdan. Neyse bunu düşünmemeye çalışarak kendimi sınıfa attım. Güneş'e baktım horul horul uyuyor sırada benim sarışın hatunum. Yine aklıma bir piçlik geldi. Güneş'in yanına gelip koşmuş gibi yaparak nefes nefese Güneşş!!!!! ya Güneş..... Ya uyansanaaaaaaa...diye bağırmaya başlamamla sarışın hatunumun sıçraması suratında şok etkisi yaratması bir oldu. :)
-Ne oldu?? Okuldan atıldın değil mi ???? Yoksa yoksa benim sevimli danamı bi kızla mı gördün ??? Ya ama of ya offfffffff
Hatunum sorularını sıralarken gülmemek için kendimi zor tuttum ama daha fazla dayanamadım ve
"Hahahhahahaa yhahahaaaaa kızım malmısın bi sakin ol sen uyan diye yaptım" dememle Güneş yaşadığı şokun etkisinden kurtulmuş olacak ki beni sınıfın içinde kovalamaya başladı.
- "Seni öldüreceğim Ayçin,bu sefer bittin kızım sen " diye bağırıyordu.
Bütün sınıf bu halimize gülerken içeri Sedef Hoca girdi. Ben öğretmen masasının tepesinde , Güneş'in elinde Deniz'in olduğunu tahmin ettiğim kemanın yayı vardı. Zavallı kadın şoka girdi yine !! :) :) :) :)
-" Güneşşşş.....Ah Ayçin ah Ayçin bir büyüyemediniz kızım siz. Kız Ayçin insene masanın tepesinden. Yemin ediyorum kalp krizi geçirteceksiniz bana ama ne zaman acaba !!! Kızım insene!!!" diye bağırmasıyla indim masadan. Sedef Hoca'nın yanından geçerken hala bize söyleniyordu biz de gülmemeye çalışıyorduk ama ne fayda. Daha hazla kahkahalarımızı tutamadık ve Güneşle gülmeye başladık tabi biz gülmeye başlayınca bütün sınıfta bizimle beraber. Gülmemizi susturan şey ise Sedef Hoca'nın Güneş'in elinden kaptığı keman yayıyla popolarımıza vurmasıydı.
Günlük dayak hakkımızı da doldurduktan sonra popolarımızı ovalaya ovalaya yerimize geçtik.
Canım Sedef Hocacığım ders anlatmaya başlayınca bende kendimi uykunun kollarına bıraktım. Ya ne rahatsız sıralarda bunlar be... Anneme söyleyip en kısa zamanda sıraları değiştirtmeliydim. Kesinlikle bunu yapmalıydım yoksa burada uyurken boyun fıtığı olacaktım. Gözlerimi açtığımda Sedefciğim gitmiş yerine sıfırcı Mehmet gelmişti. Kolejde sıfırcı olur mu demeyin cidden oluyor arkadaşlar. Adam cidden her sene bırakıyor okulun yarısını. Tabiki ben kalmayanlardanım. Ne kadar atarli görlllll gibi dursamda içimde yatan ineği kimse bilmiyor tabiki. Çünkü çevremdekiler beni "asi kız" olarak bilmeli "inek kız " değil. İnek yanına saklıyorum çünkü okulda bir otorite sağlamalıyım yoksa herkes iyice ipini koparacak. Bizim sıfırcınında dersini uyuklayarak geçirdikten sonra Güneş , Öykü ve ben bahçeye indik. Öyküm yine derslere geç kalmış geç gelmişti okula. Bu da yetmezmiş gibi uyukluyordu karşımda. Tam dalmış gitmişken bi çarptım ağzına ama öyle böyle değil "şapp" etti resmen aşkımın suratı. Öykü tokadın etkisinden kurtulup beni bahçede kovalamaya başladı. Bu ne arkadaş gelen kovalasın giden kovalasın tövbe tövbeee. Ben koşarken bir yandan da arkama bakıp duruyorum öyküm geliyor mu diye. Tam arkamı dönüp Öykü'ye bakacağım götümün üstüne yere kapaklandım. Kafamı bir kaldırdım çarptığım kişi "Tolga" . Ulan bendeki şansın... Öykü geldi kaldırdı beni yerden.
-"Hadi gidelim Ayçin yürü" diye kolumdan çekiştirmeye başladı.
"Yav bi dur özür dileyeyim ben çarptım sonuçta" dedim.
Öykü'nin ağzı ''O'' şeklini alırken Tolga'nın yanına gidip ''özür dilerim'' dedim. Ama demez olaydımmmmmmmm. Tolga önce bir şaşırdı mal mal suratıma baktı. Ben birşey demesine firsat vermeden uzaklaşmayı planlıyordum ki söyledikleri sözlerle olduğum yere çakıldım resmen.
"Ya kız asi birşey diyeceğim sana. Senin baban denizciydi değil mi? Hah neydi onun adı kaptan kaptan !!!! Senin o zengin anan nasıl aşık olmuşta herseyinden vazgeçmiş? Aşka bak vayyy beee. Hem de o Çulsuz ucuz parasız adam için hahahahahahahha!!!!!!!
Bunları duymamla Tolga'ya yumruk atmak bir oldu. Kapmıştım Akından birşeyler. Hem küfür ediyor hem de tüm gücümle vurabildiğimce vuruyordum. Öykü ve Güneş'in bizi ayırma çabaları boşa gitmiş olacak ki Akın'ın araya girmesiyle bunu fark ettim. Bir baktım Akın beni kenara fırlatmış o da gelişine vuruyor. Okulun hepsi bizi izlerken duyduğum sesle yerimden irkildim.
-AYÇİİİİNNNNNNNNN!!!!!!!!!
Ahanda sıçtın kızım Ayçin. Bu sefer seni annen oyacak sonrada Nazoş'a verip akşama kabak dolması diye sofraya koyacak diye geçirirken Cem Hoca Akınla Tolgayı ayırmıştı ve Tolga pis pis bize sırıtıyordu.
Suçunu bilen masum görünmeye çalışan suçlu köpek yavrusu gibi girdik müdür odasına. Annem Akın'ın annesini arayınca ben de Akın'a bu sefer fena sıçtık bakışları atıyordum.Aniden odanın kapısı açıldı ve içeri Sanem Hanım girdi. Onlar Akın'a yüklenmeye başlayınca daha fazla dayanamayıp her şey benim yüzümden diye bağırdım.
''Hayır aslında her şey senin yüzünden anne. Babamın ölmeside senin yüzünden. Sırf para ve eski hayatına dönmek için babamı bu hayata sürükleyip hayatı boyunca bir sana bir de denize aşık olan bu adamı ölumün kucağına attığın için bu halde olmamızın tek sebebi sensin'' diye hıçkırırken bir tokat sesiyle ve yanağımda hissettiğim acıyla yerinden sarsıldım. Annem bana vurmuştu. Babasının yüzüne bakmaya kıyamadığı ama kendisinin yaşayıp yaşamadığını bile umursamadığı kızına hayatında ilk kez vurmuştu. Gözlerine baktığımda ağzının içinde özür dilerim diye mırıldanıyordu ama umursamadım. Pişman olmuş gözleriyle bana bakarken otoriter sesini korumaya çalışarak ;
-''Senden özür dilerim Sanemciğim madem her şey Ayçin'in suçu ve suçunu kabul ediyor cezasını çekecek.Akın'a kızma lütfen çocukluğundan beri hayatı Ayçin'i korumakla geçti zaten halen de geçiyor. Rahat bırak onu.''dedi ve Akın'a kapıyı işaret etti.Akın beni öptü ve çıktı odadan. Kapı sesi duyulunca sevgili anneciğimin ağzından dökülen kelimeler bende şok etkisi yarattı.
-Yarın Cumhuriyet Lisesi'ne haşlayacaksın. Kredi kartına ve arabalarına el koyuyorum. Abinden yardım istemeye kalkma sakın ikinizi de yakarım.''
Bu sözler kulağından yankılanırken annem odadan çıkmıştı. Ben şaka yapıyor beni kendi okulundan atacak değil ya diye düşünürken ciddi ciddi atmıştı beni kendi okulundan. O değilde napıcam lan ben??????
Umarım beğenirsiniz bu benim ilk hikayem ve yazdığım ilk şey yorumlarınızı eksik etmeyin sizi seviyorum yazım hatalarından dolayı çok pardon tabletten bu kadar oluyor...

ASİ SESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin