Süprizz!!!! Yeni bölümle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. Multimedya da Can ve Ayçinimiz var. Bu arada wattys2015 yarışmasına katıldım desteklerinizi eksik etmeyin. Pek umudum yok aslında ama katıldım işte ne bileyim. Hadi hayırlısı bu arada 2 bin okuma olmuşuz gerçekten çok teşekkür ederim hepinize. Sizleri çok seviyorum...Bu bölümde erken geldi galiba ama yazınca atmadan duramadım. :))) Yorumlarınızı votelerinizi eksik etmeyin. Ne kadar çok vote ve yorum o kadar çabuk yeni bölüm ;)))
Artık Selinle aynı evde yaşıyordum. Neredeyse bir ay olacaktı buraya geleli. Abimle dışarıda buluşup vakit geçiriyorduk. Evine gitmek istemiyordum. O platini görmek sinirimi bozuyordu. Dışarıdan okul sınavlarına da giriyordum. Evde oturup boş boş duvarları seyretmekten sıkılmıştım ve Selin'nin yoğun isteğiyle pasta kursuna yazılmıştım. Aslında mutfaktayken her şeyi unutuyordum. Biraz da olsa yaşadıklarımdan uzaklaşmak bana iyi geliyordu. Artık telefonumu Selin'den başka kimse aramıyordu. Ne Akın...ne Can...ne kızlar...ne de Eymen. Sanırım beni tamamen silmişlerdi hayatlarından. Belki de doğru olan buydu kim bilir.
Pasta kursundan çıkıp direk eve gittim. Bugün Selin'nin doğum günüydü ve ben ona "Minie Mause"lu pasta yapmıştım. Tamam büyümüş olabiliriz ama Minie' yi kim sevmez ki??? Ortalığı biraz toparladıktan sonra masayı hazırlamaya koyuldum. Herşey hazırdı. Gerçi sadece ikimiz vardık ama olsun. Anahtar sesini duymamla salonun ışıklarını söndürdüm ve süprizzz!!!-" Ya Ayçin!! Gerçekten hatırlıyormuydun??? O kadar yıldan sonra unutmuşsundur diye düşünmüştüm."
-"Tamam balık hafızalı olabilirim ama o kadar da değil hadi gel üfle pastanı."
-"Ayçin bu Minie!!!"
-"Çocukken bana ne demiştin hatırladın mı?"
-"Tabiki hatırlıyorum. Senin doğum günündü ve okulda kutlanmıştı."
-"Sende arka bahçede sessizce ağlıyordun. Sonra ne olduğunu sorduğum da hiç doğum gününün kutlanmadığını birgün kutlandığında Minie Mause şeklinde bir pasta isteyeceğini söylemiştin ve ağlamaya devam etmiştin."
-"Sonra sende birgün Minie'li pastayı senin yapacağının sözünü verip daha fazla ağlamayayım diye kendi doğum günü pastanı çöpe atmıştın."
-"Pasta görürsen daha çok canının yanacağını düşünmüştüm. Bende hepsini yok ettim."
-"Sözünü tuttun."
-" Biraz geç oldu ama idare et artık."
Birbirimize sarılıp ağlarken salonu telefonumun sesi doldurmuştu. Selin yanımdaydı. Abimlede sabah buluşmuştuk. Belki Akındı... Belki..belki de Can!! Hızlı adımlarla telefonuma ulaştığımda ekrandaki numarayı tanımıyordum. Yaşadığım hayal kırıklığıyla telefonu açmamaya karar vermiştim ama çok ısrarlı çalıyordu ve daha fazla dayanamayıp açtım.
-"Efendim."
-"Ayçin Yılmaz."
-"Buyrun benim."
-"Ben Buluş Hastanesi'nden arıyorum."
"Sizi dinliyorum."
-"Selma Yılmaz anneniz değil mi?"
-"Evet annem. Yoksa ona birşey mi oldu?"
-"Anneniz bir trafik kazası geçirmiş durumu şuan pek iyi değil. Haber vermek için aramıştım."
-"Ne demek iyi değil. Öldü mü ha öldü mü söyleyin öldü mü ??"
-" Ayçin Hanım lütfen sakin olun. Anneniz şuan yoğunbakımda."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİ SES
Teen FictionCan mı Ege mi derken aile şirketinin başına geçmek zorunda kalan Ayçin Yılmaz ve verdiği mücadelede bizimle olmak isterseniz kitabın sayfalarını çevirmeniz ve Ayçin'i yanınızda hissetmeniz yeterli....