Bilmem kaç gün önce bölüm atacağım dedim ve şimdi atıyorum. Hadi ama bana alışmışsınızdır.
Yeni bölüm ne zaman gelir bilemem.
Şimdi size iyi okumalar.
Sizi seviyore fındıklar.
---Asena Nazmiye'den---
Giray'a açılmamım üzerinden 24 saat bile geçmeden Urfa'ya gitmek için yola çıkmıştım. Abim ve Talha bulunmuştu. Öğlen haber verdikleri gibi ilk uçağa bilet almıştık. Yiğitler askeri helikopterle gidiyordu. Babam da onlarlaydı. Her ne kadar gelmemesi için ısrar etsek de 'Onlar benim askerlerim.' diyerek bize katılmıştı.
Uçakta Akerle ben yan yana oturuyorduk. Diğerleri ne alemdeydi umurumda bile değil. Annem herkesten uzakta başka bir kadının yanında oturuyordu. En iyisini o yaptı. Arkamda Barçın ve Engin, önümde de Karan ve Rüzgar oturuyordu.
Rüzgar öğrencilerinden uzak kaldığı için ne kadar söylense de 'Abimi sağlam görmeden bir yere gitmeyeceğim.' demişti. Barçın ve Engin rahattı. Urfa'daydılar zaten. Karan da özel bir klinikte çalıştığı için izinlerini ayarlaması kolay oluyordu.
Bu gereksizlerden bu kadar bahsettiğim yeter. Acaba Giray ne yapıyordu? Onu şimdiden özlemiştim. Acaba bana yazmış mıydı? Telefonuma bakacak vaktim olmadığı için bilmiyordum. Şu uçak hemen inebilir mi? Sevdiceğime mesaj atmam gerekiyor da. Niye bu kadar uzun sürdü uçakla yolculuk? Ya da ben düşündüğüm için bana bu kadar uzun gelmişti.
"Yürüyen asabiyet. Sıkıldın mı?" dedi Rüzgar. Kafasını arkaya doğru uzatmıştı.
"Sana ne Rüzgar? Seni ilgilendirmez." dedim.
"Sabahtan beri öfleyip duruyorsun Asena. Haliyle derdini merak ettik." dedi Karan.
"Sizi ilgilendiren taraf?" dedim tek kaşımı kaldırarak.
"Rahat bırakın kızı." demişti Aker işaret diliyle.
"Aman hemen de ikizini koru. Geri kalma asla." dedi Rüzgar. Akerle ayı anda dil çıkartarak ı-ona cevabını vermiştik.
"Küçük çocuklar gibi davranmayı bırakın. Uçak birazdan inişe geçecek." dedi Barçın. Bu da şu anlık aramızdaki en büyük diye kendini bir şey sanıyordu.
"Sonunda. Biraz daha sizinle aynı ortamda kalsaydım acil çıkış kapısından kendimi atacaktım." dedim.
"Bize olan sevgin gözlerimizi yaşarttı Nazmiye. Sen bizi bu kadar çok sever miydin?" dedi Engin dalga geçerek. O bana Nazmiye mi demişti? Ulan şimdi ben onu var ya.
"Aker sakın beni tutmaya kalkma. Şu Engin'i bir parçalayım." dedim ve koltuğun üstünden Engin'in saçına yapıştım. Aker umursamazca arkasına yaslanırken, Barçın ellerimi tutmaya çalışıyordu.
"Sen korkulan savcılardan biri ol ama kız kardeş teröründen kaçama." dedi Rüzgar ve gülmeye başladı.
"Kızım bıraksana abinin saçını. Şimdi bütün karizması gidecek adamın." diyerek Rüzgar'a katıldı Karan.
"Asena bırak Engin'in saçını. Sana hiçbir şey yapmadı." dedi Barçın. Ses tonunu bilerek sakin tutmaya çalışıyordu ama yemezler.
"Bana Nazmiye demeden önce düşünecekti biricik kardeşin." dedim Barçın'a ithafen.
"Engin hemen özür dile. Yoksa kafanda saç bırakmayacak bu deli." dedi Barçın.
"Ben niye özür diliyorum abi. Hiçbir şey demedim. Bırak saçımı." dedi Engin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Gözlü Meteor/ Yarı Texting
RandomKonserde tanıştığı bir adam sayesinde sevdiği çocuğa anonim olarak açılmaya karar verir. Tam umudunu yitirdiği yerde tekrar bir umut doğmuştu. Başlangıçları çok komikti ama sonları nasıl olacak bilinmezdi. Her hikayenin bir kötüsü vardır nasıl olsa...