Genç kız arkadaşıyla beraber sevdiği çocuk için hiç sevmediği bir adamın konserine gelmişti. Ve sanki konsere isteyerek gelmiş gibi yolunu da kaybetmişti. Tuvalete gitmesi gerekiyordu. Etrafta çok fazla insan olunca da etrafı inceleyemedi. Yeni ünlenmiş birine göre konseri baya bir kalabalıktı. Ki bu adamın daha ilk konseriydi.
Genç kız konser alanına giriş kısmını tekrardan bulmaya çalışıyordu. Biraz daha etrafta dolaştıktan sonra sinirle duvara tekme attı. Sert tekme attığı için de ayağı acımaya başlamıştı. "Hay ben böyle işin ta ************" diye küfretmeye başladı. Sağ ayağını tutarak olduğu yerde zıplamaya da başlamıştı.
"Hanımefendi iyi misiniz?" dedi bir ses.
Genç kız sesin geldiği yere bile bakmadı. "Ordan iyi mi gözüküyorum? Sakın soruma cevap vereyim deme. Seni haşlarım." dedi sinirle.
"İzniniz olursa size yardım edeyim." dedi aynı sesin sahibi. Genç kız bu sefer kafasını kaldırıp kim olduğuna baktı. Genç bir oğlan vardı yanında. Kendisinden en fazla 2 yaş büyük olduğunu düşünmüştü. Bir yerden tanıdık geliyordu ama pek umursayacak halde değildi.
"Bak o yardıma hayır demem." dedi genç kız.
"Ayağın nasıl bu hale geldi?" dedi merakla genç oğlan.
"Sinir diyelim." dedi genç kız.
"Öyle olsun bakalım." dedi genç oğlan.
Genç kız yanındaki oğlanın yardımıyla yürüdü ve kulisten içeri girdiler. Kapıda duran korumalar onlara bir şey demedi. Genç kız biraz işkillense de ayağının ağrısı daha fazlaydı. Genç oğlanın yardımıyla koltuğa oturdu ve ayağını önündeki sehpaya uzattı. Ayağının altına koltuğun üstündeki yastıklardan koydu.
"Anladığım kadarıyla bu işte tecrübelisin." dedi genç oğlan şüpheyle.
"Sürekli kriz geçirip duvarlara vurunca insan tecrübe kazanıyor. Buz varsa alabilir miyim? Ayağımın şişmesini istemiyorum." dedi genç kız.
Genç oğlan dışarıdaki korumalara bir şeyler söyleyip geri içeri girmişti. "Şimdi getiriyorlar. İçecek bir şey ister misin? Asitli içeceklerden var sanırım dolapta."
"Kola varsa alayım. Bu arada ismin neydi? Sormayı unuttum o halde."
"Beni tanımıyor musun?" dedi şaşkınlıkla genç oğlan.
"Seni tanımam mı lazımdı?"
"Benim konserime geliyorsun ve beni tanımıyorsun. İlginç."
"He sen şu şarkıcı bozuntususun. Bir an için tanımadım. Tanımasam da olurmuş zaten."
"Benim konserimde olduğunun farkındasın di mi?"
"Evet. Beni konserden mi attırcaksın yoksa?"
"İlk konserinden seyircilerden birini dışarı attı dedirtmem kendime."
"Sırf laf gelmesin diye yani?"
"Sen ne biçim birisin. Biliyor musun? Sanki konserde değilmiş gibi en baştan tanışalım."
"Alt metin: Belki önyargılarımı kırarım."
"Çok konuşuyorsun. Can ben. Can Sarı." dedi elini uzatarak.
"Naz ben de." dedi ve ona uzatılan eli tuttu.
"Bir soyadın falan yok mu Naz?"
"Tabi canım. Sana soyadımı söyliyeyim de tüm sülalemi araştır."
"Ukala." dedi Can en sonunda sabrı taşarken.
"Sen sanki farklısın." dedi Naz meydan okurcasına.
Bir süre birbirlerine yollayabildikleri en kötü bakışları yolladılar. En sonunda dayanamayarak kahkaha atmaya başladılar. Bu sırada korumalardan biri buzu getirmişti. Naz dikkatlice buzu ayak bileğine koydu. Can ise merakla ne yaptığını izliyordu.
"Madem beni sevmiyorsun neden konserime geldin?" dedi merakına yenik düşerek Can.
"Sevdiğim çocuk senin konserine geldi. Yoksa benim bir işim olmaz burada." dedi Naz.
"Peki sevdiğin çocuğa açılmayı düşündün mü?"
"Defalarca. Ama bizden olmaz. O bana bakmaz."
"Bunu denemeden bilemezsin."
"Bakıyorum da bu konuda çok bilgilisin." dedi imayla Naz.
"Zamanında sevdiğim kıza anonim olarak açılmıştım." dedi Can. O günleri hatırlayınca yüzünde buruk bir gülümseme belirdi.
"Yüzünün aldığı şekle bakarsak işe yaramış."
"Yaradı." dedi ve gülümsemesi söndü Can'ın.
"Aması varmış gibi hissediyorum."
"Var. Benim yaptığım bir hata yüzünden şu an o ülke dışında."
"Senden fikir alan aklıma sıçayım ben. En iyisi kendi yöntemlerimle denemek."
"Sana verebileceğim tek tavsiye. Geç olmadan açıl. Yoksa çok pişman olursun. Anonim olarak açılacaksan sana birkaç taktik veririm." dedi Can gülümseyerek.
"İçimden bir ses sana uymamam gerektiğini söylüyor. Ama kaybedecek bir şeyim yok. En fazla rezil olurum." dedi Naz dalga geçerek.
"O zaman ben sana numaramı vereyim. İstediğin zaman yardım alabilirsin benden."
İçeri bir tane adam girmişti. "Can hadi abisi. Herkes dışarı da seni bekliyor." dedi.
"Geliyorum hemen." dedi Can.
"Şans öpücüğü ister misin?" dedi Naz alayla.
"Aslında olabilir." dedi Can gülümseyerek.
"Yaklaş o zaman." dedi Naz gülümseyerek.
Can yanağını Naz'a doğru uzatmaya başlamıştı. Naz'ın suratındaki sinsi sırıtışı ise görmemişti. Naz en sonunda Can'ın suratına tükürmüştü. Can ise şaşkınlıkla Naz'a bakmaya başlamıştı. Naz dayanamayarak kahkaha atmaya başladı.
"Bu niyeydi şimdi?" dedi Can şaşkınlıkla.
"Maşallah babında. Nazar değmesin sana diye." dedi Naz.
Aslında bir hikaye de burada başlamıştı. Naz belki Can'ın cesaretlendirmesi olmasa o çok sevdiği çocuğa asla açılamayacaktı. Ya da Can'a olan önyargılarını yenemeyecekti. Naz ve Can'ın dostluğu da burada başlamıştı.
Daha hikaye başlamadan çok şeyden bahsetmişim gibi hissediyorum. O zaman sizi hikayenin geri kalanını okumanız için davet ediyorum. Burası yepyeni bir dünya. Ve siz bu dünyaya en yakın şekilde şahit olacaksınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Gözlü Meteor/ Yarı Texting
De TodoKonserde tanıştığı bir adam sayesinde sevdiği çocuğa anonim olarak açılmaya karar verir. Tam umudunu yitirdiği yerde tekrar bir umut doğmuştu. Başlangıçları çok komikti ama sonları nasıl olacak bilinmezdi. Her hikayenin bir kötüsü vardır nasıl olsa...