La Ramble'nin uzun , kalabalık sokaklarında ilerlemeye başlamıştık . Sokak çalgıcıları , flemenkocu kızları , kalabalık yalnızlıkları ile meşhurdu BARCELONA . Tramvay raylarının üzerinde yürürken gözüme insanların başından bir saniye olsun ayrılmadıkları bira fiçisini andıran çeşme takıldı . Bir rivayete göre bu çeşmeden su içen insanlar dünyanın neresinde yaşarsa yaşasınlar dönüp dolaşıp bir gün mutlaka tekrar Barcelona'ya gelirlermiş . Daha önceki geldiğimde annemin zorla içirdiğini varsayarsak rivayet pek de yalan sayılmaz . Kafamdaki düşüncelerden sıyrılıp anneme baktım rüzgarla dans eden sarı fularının yüzünü kapamasına aldırış etmeden küçük bir çocuk gibi gözbebeklerini kocaman açmış etrafı izliyordu . Konuşma eylemi gecikmedi "Sara gelmeyeli ne kadarda uzun zaman olmuş değil mi ?" dedi içine hafif hüzün saklanmış ses tonuyla . Soru olarak algılamadığım için tebbessümle yetinmesini sağladım . Babamı kaybettikten sonra onu heyecanlandıran bir şeyler olduğunu görmek beklenmedik bir anda yakalamıştı beni .
"Tanrı aşkına ben bir İngilizim daha soğuk bir ülkeye gidemez miydik madam Angel?" diye anneme yönelttiğim sorunun cevabını duyamadan kapı sonuna kadar açılmıştı bile . Teyzemin "Ahh kardeşimm!" diyerek annemin boynuna sarılması yaklaşık bir gözkırpma kadardı . Teyze Alda anneme göre daha kilolu ve daha beyazdı . Makyaj yapmaktan nefret ederdi hatta düğününde bile yapmağı için annemle bir kaç ay küs kaldıklarını duymuştum . Tanrı latin kadınlarının kıvraklık ve seksiliğinden onu mahrum bırakmış olmalıydı . Tam o sırada yüksek bir ses duydum . Kafamı kaldırıp bakmama bile fırsat kalmadan boynumu saran iki kollun ağırlığıyla kapının dışına kadar savrulmuştum . Kuzenim Carmen . Benden sadece iki ay büyüktü ama bazen öyle şeyler yapardı ki mantıkla ölçmek imkansız olurdu .
Koltuk ile ilk buluşmamda yorgunluğun verdiği hisle başımı arkaya doğru hafifçe yasladım . Şahane bir evdi .Koyu yeşil koltuklar , hardal rengi tabureler beyaz mutfak dolapları ve büyük bir bahçe .. Yorgunluk hissi teyzem Alda'nın sorduğu her soruyu anneme paslamama neden oluyordu . Annemin bundan pek şikayetçi olduğu söylenemezdi . Her zaman güçlü olmayı ve durumu kurtarmayı çok iyi biliyordu . Bu kadın yanında kendinin yedeğini taşıyor olmalı .Pedro'nun "Merhaba genç bayanlar!" deyişiyle yarı kapanık gözlerimi açarak perişan halime çekidüzen verdim . Pedro teyzemin ikinci kocasıydı . Yakışıklı olduğu pek söylenemezdi ama oldukça karizmasi vardı . Kadınları kendisine nasıl çektiğini teyzemin ona olan aşk dolu bakışlarından anlamak zor değildi .
"Hoşgeldiniz hanımlar. Barcelona bu güzellikler için size minnettar ." Pedro gerçekten kadınlar konusunda ince şeyler biliyor olmalıydı . Sanırım artık daha fazla dayanacak gücüm kalmamıştı .
"İzninizle bayanlar ve bayım duş alıp biraz uyumak istiyorum." dediğimde çoktan merdivenim yarısına gelmiştim bile .
Teyzemin "Ah tabi tatlım odan ha.." dediğini duyabilmiştim sadece . Evin tam olarak bilmediğim için odamı bütün odaları deneyerek buldum . Tanımak çokta zor değildi aslında . Başlığı demirden bir yatak , beyaz iki kapılı bir dolap , yatağın yanında duram küçük bir şifonyer .. Beni anlatıyordu işte sade ve gösterişsiz Sara Davies . Boydan boya penceresinden bir kapı açılıyordu balkona . Huzur ıslık çalıyor olmalıydı .Valizden çıkardığım tek şeyler iç çamaşırı ve pijamalarımdı . Koşar adım banyoya gittim . Yatağa gelip nasıl ve ne zaman uyuduğum konusunda en ufak bir yoktu . Gözümü açtığımda yatağa çivilenmiş olma ihtimalini düşündüm taki saati elime alana kadar . Deliksiz bu kadar uyumuş olabilir miydim ? En son ne zaman bu kadar uyuduğumu hatırlamıyordum . Tam o sırada odanın kapısı "tık tık tıktık" diye çaldı . Bu annemin kapı tıngırdatışıydı .
"Gelebilirsin."
Annem her zaman ki forumda bakımlı ve güzeldi . Yanıma doğru yüremeye başladı ve yatağın kenarına kıvrıldı . O kadar uzun bir süre sessizce yüzüme baktı ki "Tamam tamam itiraf ediyorum şimdi uyandım." diyerek ellerimi havaya kaldırdım . Omuzuma dokunmakta geç kalmadı
"Sara . Bugün yeni hayatının ilk günü . Artık burdayız . Yeni arkadaşlar yeni insanlar seni bekliyor bunlara hazır olmalısın . Sana güveniyorum tatlım , Barcelona'yı seveceksin." alnıma bir öpücük kondurarak odadan çıkmıştı bile . Bunun bir konuşma değilde öğüt olduğunu anlamıştım . Peki ya hazır mıydım ? Karnımdan gelen guruldama sesi ilk önce ondan başlamam gerektiğini söylüyordu ."Haydi başlayalım!"
![](https://img.wattpad.com/cover/39079476-288-k134642.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
REFLEKS
RandomDokunamamak duygusunun bu kadar çaresizce hissettirdiği olmamıştır hiç . Annemin "Sara artık fark et baban yok , o öldü!" dediği anda ki hançer saplanıyor sanki her defasında beynimin en düşünmediğim tarafına . Marco'nun ellerinin güzelliği , dudakl...