Taehyung telaşlı bir halde sihir krizi geçiyordu. Telefon hakkına izin verdikleri gibi koşarak ankesörlü telefonun olduğu yere vardı. Hızlı hızlı tuşladığı numara ilk çalışta açmıştı.
Yoongi Jungkook... Bir şey oldu Yoongi. Nefes alamıyorum. Bilinci gitti sanırım lütfen, lütfen bulun onu ormana gitmiş yurt dışına gitmedi. Bulun onu.
"Taehyung ne diyorsun? Jungkook mu ne oldu ona?"
Bilmiyorum gidip bulun onu başına bir şey geldi. Korkuyorum gidip bulun onu.
Yüzüne kapanan telefonla yere çökmüştü. Derin ve ağır nefesler alıyordu. Jungkook iyi değildi.
Bir kaç saat önce Jungkook
Yine içki şişesine sarılmıştı. Epey de kilo vermişti. Neredeyse 7 aydır insan yüzü görmemişti. Sipariş getiren kurye dışında arada aradığı arkadaşları vardı. Jimin'den duymuştu Taehyung hapise girmişti. Bu kez de oturup onun için ağlamıştı. Ya aynı hapishaneye düştülerse?
Kalbi paramparça olmuştu. Özlüyordu gelsin istiyordu ama gelmiyordu. Bütün her şeye rağmen sadece onu istiyordu. Biraz yemek yemek için dolaba giderken dönen başıyla sendeleyip elindeki şişeyi yere düşürdü. Kararan gözleri adım atmasını zorlaştırıyordu. Dişini sıkıp hep olduğu gibi geçmesini bekledi. Başı zonkluyordu. Birden karında bir sancı hissetti. Ne ara yere düşmüştü ve camlar ona batmıştı?
Uyandığında saatin kaç olduğunu bilmiyordu ama başında ağlayan arkadaşları vardı. Kollarına serum takmışlar yatakta beyaz çarşafların içine yatırmışlardı. Dönen başıyla kaldırdığı kafasını sert bir biçimde geri yastığa düşürdü. "Su." Kurumuş boğazıyla olabildiğine sesini çıkartmaya çalışmıştı.
Jimin hemen fırlayıp koridorda "doktor" diye bağırıyordu. İçeri giren doktor ve hemşire bir kaç kontrolden sonra su içmesine izin vermemişti. Jimin kızarmış ve şişmiş gözlerle Jungkook'a bakıyordu. Yoongi sararmış yüzüyle sanki hiç endişelenmemiş gibi gözlerini cihazların üstünde gezdiriyordu. "Hani yemek yiyordun? Yalan mı söyledin? İyi..iyiyim demiştin. Bana hep ne yediğinden bahsederdin? Jungkook sen yalan söylemeye neden bu kadar alışıksın?" Jimin susup sızdıran gözyaşlarını elinin tersiyle sildi.
"Yiyesim yoktu..bayılmasaydım yemek yerdim ki...beni nasıl buldunuz." Yoongi ilk defa bakıp uzunca bir süre sustu. "Taehyung söyledi. İlk defa beni aradı..nefes alamıyorum Jungkook'a bir şey oldu. Bilinci yerinde değil dedi. Hissetmiş ve acı çekmiş..Taehyung bir şeyleri o kadar büyütecek bir insan değil. O yüzden seni aramaya çıktık ve kanlar içinde bulduk." Jungkook duyduğu isimle geri kalanını dinlememişti.
"Taehyung mu? O nasıl? Beni mi hissetmiş?" Ard arda sorduğu sorular kuru boğazını acıtmıştı. "Sesi çok kötüydü. Onun dışında en son mahkeme günü gördüm onu." Yanlarındaki kız sessizce burun çekip kafasını geri ayaklarına yasladı. "Sen kimsin?" Jungkook tanıdık yüzü çözmeye çalışıyordu.
"Ben Yuna...özür dilerimmm." Hıçkırarak ağladı tekrardan. Sorun neydi kimse bilmiyordu. Hoseok ayaklanıp küçük kızın yanına gitti. "Namjoon hyung aşağıda istersen sana yemek almasını söyleyebilirim. İster misin?" Sakin sesiyle konuşuyordu ama omega daha fazla ağlıyordu. Jimin Hoseok'a göz devirip kızın yanına çömeldi.
"Bana bak ufaklık..Ağlayarak çözüme ulaşamazsın ne istiyorsan hemen söyle bence. Ona göre sana yardımcı olalım." Jimin sanki kendisi hiç ağlamıyormuş gibi konuşuyordu. Ve kızı daha fazla ağlattı. Jungkook ağrıyan başıyla yüzünü buruşturdu. İçeride çok ses vardı ve kıza bağırmak istemiyordu. Kimseye kızmak istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YES BOSS/TAEKOOK OMEGAVERSE
FanficJungkook.97 senin pipini keserim Kim aptal Alfa thv seni öldüreceğim Jeon aptal Omega Omega Jungkook Alfa Taehyung Yaralarla dolu iki gencin birbirini iyileştirmesi... Geçmiş yaşamlar ve anılar... uzun bir aradan sonra tekrar yes boss a yeni bölu...