7. Allah Belanı Versin Jimin

1K 72 9
                                    

Uyandığında mutfaktan güzel kokular geliyordu. Yemeğini yiyip okula gitmek için hazırlandı. Aradan bir hafta geçmişti ve bir hafta boyunca hiçbir olay olmamıştı. Taehyung ortalarda yoktu ve kulüp etkinlikleri başlamak üzereydi. Hangi kulübü seçmesi gerektiğine bir türlü karar veremiyordu.

"Evet siz ne düşünüyorsunuz değerli konsey üyelerim?" Jungkook arkadaşlarına bakıp yüz ifadelerini ölçmeye çalışıyordu. "Yüce Boss bence dans edin dans kulübü çok güzel." Jimin kendi kulübüne katılmasını istiyordu. "Hayır bence Yüce Boss benim müzik kulübümde olmalı!" Jin direkt karşı çıktı. "İkinizde susun Yüce Boss kesinlikle benim dövüş kulübüme gelmeli." Hoseok sinirle kaşlarını çatmıştı.

"Afedersiniz ama bu Yüce Boss tartışması da nedir? Yoksa sizde Taehyung'un bize yaptırdığı saçma oyunu mu oynuyorsunuz?" Uzun boylu Alfa eğilerek çimenlere oturdu. "Ne o aptalda mı bizim yaptığımız gibi yapıyor. Kesin benden gördü paçoz!" Göz devirip alfaya baktı.

"Haklısın o paçoz kim olduğunu sanıyor da seni taklit ediyor! Gidip onu az biraz bir tur daha döv!" Ona gaz veren alfanın omzuna elini koyup ciddileşti. "Nerede söyle de gidip döveyim." Hoseok onu durdurup sinirle alfaya baktı. "Lan pezevenk sen kim olduğunu sanıyorsun da arkadaşıma akıl veriyorsun ayrıca sen ne iş burda hayırdır?" Alfa biraz geriye kayıp cevapladı.

"Aslında az biraz senden özür dilemek için gelmiştim ama az biraz arkadaşınla yakınlaşırsam daha az dayak yerim diye onu başka yere göndermek istemiştim." Jungkook şaşkınlıkla alfaya baktı. "İnsan ısırmıyorum... Yani hak etmeyeni ısırmıyorum." Hoseok iç çekip gözlerini alfaya dikti. "Evet özür dile ve git." Yerden kalkıp kafeterya tarafına döndüğünde Alfa hemen kolundan tuttu.

"Üzgünüm." Hoseok yerinden bir santim bile kıpırdamıyordu. "Hey Hoşik sorun ne?" Jungkook merakla arkadaşına sordu. "Hey elini çek." Sakin ve yavaşça konuştu. "Nedenini anlıyorum yani biraz nefes almaya ihtiyacım var, görüşürüz çocuklar." Hızla ayrılırken arkasında şaşkın bir Alfa bıraktı.

"Hey neyi anlıyor ne oluyor? Anlat çabuk." Alfa eline bakıp gülümsedi. "Mor sümbül çok güzeller." Jungkook çiçeğin anlamıyla hafifçe gülümsemişti. Derin bağlılığı ve çekiciliği simgeliyordu. Bir arkadaşı daha çiceklenmişti. "Neyse tartışmayı boş verin ben biraz daha düşünüp geleceğim." Acıyla sızlayan göğsü nefes almasına engel oluyordu. Hızla uzaklaşırken nefes almaya çalışıyordu.

Okula girip koridorları koşarak geçti. Merdivenleri ikişer ikişer atlayarak çatı katına çıktı. Burası iki gün önce bulduğu kimsenin uğramadığı tek yerdi. Kapıyı kapatıp arkasına oturdu. Gözyaşları içerisinde derince nefes almaya çalışıyordu. Aniden yanında beliren suya şaşkınlıkla baktı. Yarısı içilmişti sorgulamadan direkt geri kalanını da kafasına dikti. Biraz kendine gelmişti. Kurdu ona ilk defa bu kadar baskı uyguluyordu.

"Daha iyi misin?" Tanıdık sesle şaşkınlıkla duvarın yan tarafına baktı. Taehyung sırtını duvara vermiş kan içinde ellerle yere bakıyordu. "İyiysen git artık. Burası benim." Elindeki kanın damlalarından gözlerini alamıyordu. "Kanıyorsun!? Birini mi öldürdün ya da başka birşey mi yaptın? Senden de bu beklenirdi." İğrenmiş bir ifadeyle Alfaya baktı. "Başkasının değil benim kanım. Kimseyi öldürmedim ama keşke öldürseydim." O konuşurken birkaç damla daha döküldü.

"Şey yani birden şaşırdım öldürdün sandım." Taehyung kafasını kaldırıp ilk defa Jungkook'un gözlerine baktı. "Özür dilemeyeceksen git artık merak etme kimseye ağladığını söylemem. Acı çeken birine daha fazla acı çektirmem ben başkaları gibi." Jungkook tam gidecekken göğsündeki sızı tekrar canını yaktı. Gözlerinden süzülen yaşlara engel olamıyordu.

"Kalp hastası falan mısın ya da kurdun mu hasta?" Jungkook'un ağladığını görünce geri başını indirmişti. "Bilmiyorum kurdum yüzünden acı çekiyorum." Taehyung başını sallayıp anladığını belirtti. "Kurdunu o kadar çok baskıladın ki bu normal birşey. Uzun bir süre ilaç kullanmış olmalısın. Acı çekmen çok normal. Hiç acı çekmemiş biri olarak sana zor gelebilir. İlaçları ne kadar erken bırakırsan o kadar iyi." Jungkook duran ağrıyla rahatlayıp sessizce konuştu.

"Hiç acı çekmedim mi sanıyorsun. Hatırlıyor musun bilmem ama ilk yazıştığımız zaman bana seni öldüreceğim dediğinde sana verdiğim cevabı hatırlıyor musun?" Taehyung bir kaç saniye bekleyip düşündü. "Mm... sanırım Becerebilir misin ki gibi birşeydi? Ölmek istiyorsun galiba." Jungkook başını sallayıp onayladı. "Öyle de denebilir... o kadar acı çektim ki artık bir anlam ifade etmiyor. Benim hiçbir şeyim yok kaybedecek bir şeyi olan insanlar sadece güçsüzdür. Acıya dayanamazlar." Taehyung anlamadığını belirtip başını kaldırdı. Tekrar gözlerine bakıyordu.

"Benim kaybedecek o kadar şeyim var ki özellikle yaşamak istiyorum. Yaşayabileyim ki yaşatayım. Korumak istediklerim var ama çok güçsüzüm senin de dediğin gibi. Ellerim bu hale senin yüzünde geldi. Acıyorlar ama sırtımdakiler kadar değiller. Sırtımdakiler de acıyor ama kalbimdeki kadar olmaz. Korumak istiyorum sadece güçlü olmak istiyorum. Eğer o gün bana kaybetmiş olsaydın bu hale gelmezdim. Anlıyor musun?" Dolmuş gözlerle karşısındaki çocuğa baktı.

"Anlıyorum. Ellerini saracak birşey var mı?" Hayır yanıtını alınca kenarda duran şu şişesini alıp nazikçe Alfanın ellerini yıkadı. Şimdi yaralar daha net görünüyordu. Vahşice parçalanmış sağ eli bunu başka bir kurdun yaptığını gösteriyordu. Kan artık atmayı durdurmuştu. Jungkook kolundaki bandanayı çıkartıp sağ elini iyice sardıktan sonra cebini karıştırıp bulduğu yara bantlarını çıkardı. Sol elini tamamen temizledikten sonra sıyrıkların üstüne yapıştırdı.

"Teşekkürler." Ağzının içinde gevelediği kelimelerle minnettarlığını belli etti. "Sorun değil ödeştik o zaman. Bende özür dilemedim. Alfalardan özür dilemeyi sevmiyorum." Taehyung anladığını belirtti. "Öğle arası bitti. Derse gitmen gerek." Jungkook ayağa kalktıktan sonra uzanıp alfayı da kaldırdı. "Evet derse gitmemiz gerek hadi gidelim." Taehyung ses çıkarmadan Jungkook'un arkasından geliyordu. Geçtikleri her katta büyük bir merakla onlara bakıyorlardı.

Jungkook görmezden gelip sınıfa girdi ardından Taehyung'ta girmişti. Cam kenarına oturup başını masaya dayayıp uykuya daldı. En son hatırladığı şey Taehyung'un da aynı onun gibi uyuduğuydu.

"Şiştt Jungkook Taehyung'un elindeki bandana senin değil mi?" Dersin bittiğini yan sınıftan gelen Jimin sayesinde anlamıştı. "Ha ne bandanası bandana mı var? Kimde?" Uyku sersemliğiyle bağıran arkadaşına bakıyordu. "Bana verdiğin bandanadan bahsediyordu." Taehyung varlığını tamamen unutmuştu. Onun konuşması yerinden sıçrayıp yere düşmesini sağlamıştı.

"Yavaş olsana salak ödüm koptu." Jimin kalbini tutarak arkadaşına çemkirdi. "Ay asıl ödü kopan benim. Sen ne ara geldin." Jungkook şaşkınlıkla sordu. "Dalga mı geçiyorsun... iki teneffüs önce beraber uyuduk ya." Jungkook hemen elleriyle ğöğüsünü kapayıp alfaya sinirle tısladı.

"Adi pezevenk biliyordum namusuma göz diktiğini sana yardım edende kabahat." Taehyung sinirle ayağa kalkıp bağırdı. "Al bandananı başına çal haklısın bana yardım etmek en büyük suç en büyük kötülük aman iffetine birşey olmasın dikkat et." Sinirle sınıftan çıkıp bir kapıyı sertçe kapattı.

"Allah belanı versin Jimin!" Jungkook yerde oturup olayları anlamaya çalışıyordu. "Benim ne suçum var şerefsiz!" Jungkook kaşlarını çatıp dudak büzdü. "Senin yüzünden kaçmadı mı bu?"


Slm

Elim acıyor hemde çok kötü işten döndüm anca yayinlabildim

Bu gün elimden 7 bin etiket çıktı 3 binini elimle koparttim ciddi ciddi ellerim su topladı yarın yine işe gideceğim elveda ellerim ellerimin ruhuna bi fatiha okuyun

Şu kadarını yazmak bile zor geldi iyi ki taslaklarda bölümüm vardı

Kendinize iyi bakın sonra görüşürüz

YES BOSS/TAEKOOK OMEGAVERSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin