gun

2.6K 236 105
                                    

"Delilik hassas insanların protestosudur." - victor hugo

Yazar bakış açısı - 2 ay sonra

"Şerefe!" Herkesin elinde ki şarap kadehini havaya kaldırıp dudaklarına götürürken Jeongguk elindeki kadehden yudum alır gibi gösterip masaya geri koyup yutkunmuştu. Başı dönüyordu, aldığı ufacık alkol bile onun başının dönmesine neden olabiliyordu. Bir yandan ise büyük masada ise biri hariç yeni tanıştığı insanlarla kaynaşıyordu.

Tamam, sanırım isimleri ve ilişki durumlarını ezberlemişti.

Yoongi denilen beyaz tenli adam hiç susmayan ve hareketli Jimin ile beraberdi.
Grubun en sakini ve babası gibi davranan Namjoon ise gülmeden duramayan Jin ile beraberdi.
Hoseok ise anladığı kadarıyla çapkınlıklarıyla ünlüydü.
Jennie ise Taehyung'un kardeşiydi. Ondan üç yaş küçüktü ve durmadan sevgilisi Lisa'yı övüyordu, burada olsaydı çok seveceğimizden de bahsediyordu.

Jeongguk mu? Ah, o esmerin yanında oturmuş kızarmış yanaklarıyla havada uçuşan küfürlü sohbetleri dinliyordu. Yanaklarının kızarma sebebi, alkolun etkisiyle sıcaklamış olmasıydı. Hiç alışkın değildi. Yanında ki adamın kolu altında göğsüne yakınlaştırılmıştı.

"Hadi lan oradan, neyse onu bunu bırakın da Jeongguk," kendisine dönen Jennie'yle herkes ona dönerken gülümsemişti.

"Müsait olduğun zaman senin evine gelip o bahsettiğin bahçende bir barbekü partisi yapalım. Olur mu? Hem evini çok merak ettim." Başını sallayarak biraz doğrulmuştu.

"Tabiki, istediğiniz zaman gelebilirsiniz. Be-"

"İstedikleri zaman değil güzelim, sen bir zaman belirle o zaman gelsinler. Yoksa bunlar evini işgal ederler, bilmiyorsun daha bunları." Jeongguk'un saçlarını okşayarak konuşan Taehyung'la Jennie ofladı.

"Taehyung araya girmesene. Hem senin, benim evim mi var? Değil mi Jeongguk'cum? Biz sana bu hafta cumartesi gelelim. Güzel sevgilimi de getireyim."

"Barbeküyü Jin yapmayacaksa yemem bak ben." Konuşan Hoseok'a peçete fırlatan Jin kaşlarını çattı.

"Babanın uşağı mı var lan?"

Aralarında 'tatlı' denebilecek tartışmalar devam ederken Jeongguk yüzüne elleriyle yelpaze yaptı.

"Terledin mi yavrum?" Başını kendisine yaklaştıran Taehyung'la nefesini tutup başını sallamıştı çocuk.
Esmer adam gözlerini kırmızı yüzünde gezdirmiş ve ayağa kalkmıştı. Elini Jeongguk'a uzatırken diğerlerine 'hava alacağız' demiş ve çocuğu peşinden sürüklemeye başlamıştı. Girdikleri lavaboda Jeongguk yüzünü yıkarken üzerinde tişörtü çekiştirdi. Aynadan arkasında onu izleyen adama bakıp tebessüm etmişti.

"Alkol bana yaramıyor sanırım, başım dönüyor." Ve üç adımda belini sarmalayan kollarla esmer yüzünü beyaz tenlinin boynuna sokmuştu.

"Bilmiyordum ben, içmeseydin keşke. Kalkalım istersen."

"Yok, yok ayıp olmasın. Durabiliriz biraz daha." Alnını kaşırken konuşmuş ve esmerin büyük elleri üzerine kendi ellerini koymuştu.

Tensel temasları çok oluyordu, öpüştükleri günün üzerinden iki ay geçmişti. Bu iki ay içinde Jeongguk'un önce duygu sonrada temas duvarları kırılmıştı. İkiside birbirine çekinmeden dokunabiliyordu. Taehyung ise yan yanayken bir eli hep çocuğun bacağında ya da belinde oluyordu. Taehyung için çocuğun varlığı her şey demekti, işlerini jeongguk'a göre düzenliyor, onunla yemek yapmak, uyumak, dans etmek, video izlemek, evi temizlemek, spor yapmak ve daha bir çok şey için işinden fedakârlık gösteriyordu.

Unknown Case'tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin