Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
...
Kalabalık, gülüşülen ortamda sessizlik içindeki tek kişi Jeongguk'tu. Jimin'le olan mutfak 'muhabbetinden' sonra tekrar salona geçmişlerdi ve Jeongguk elinde ki boş bardağa bakıyor, düşünce silsilerini tekrar tekrar beyninde dolaştırıyordu.
Jimin ve Jeongguk hariç herkes içkisini yudumlarken sarı saçlı çocuk Jeongguk'a çok üzüluyordu. Çok samimiydi bu konuda, ne hissettiğini biliyordu. Kendisinin de aynılarını yaşamış olması onu kendine bir tık daha yakın hissettirirken derin bir nefes alıp bardağında ki meyve suyunu bitirdi ve sevgilisinin kolları arasına girdi.
"Jennie ve Lisa'dan evlilik haberi bekliyorum artık." Taehyung'un ortaya attığı cümleyle herkes onaylar mırıltılar çıkarırken birkaç dakika sonra hepsi gitmek için ayaklanmıştı.
"Hadi, bize müsade. Gülü burnunda çiftimizi yalnız bırakalım." Jeongguk'un vücudu kasılmaya başlarken o da ayaklandı. Buz kesen bedeni herkesle vedalaşırken kapıya ilerlediler.
"Taehyung, Jeongguk'u alıp bugün bizde kalsanıza." Jin ve Namjoon arabaya binmesiyle Jimin ayakkabısını giydiren sevgilisi doğrulunca konuşmuştu. "Jeongguk'la zevklerimiz çok uyuşuyor, evi yenileyeceğiz ya fikrini alırım. Sizde işinizi halledersiniz." Jeongguk onaylamak için atıldığı sırada esmer ondan önce konuşmuştu.
"Başka bir zaman Jimin, söz. Değil mi sevgilim? Hadi, söz ver." Omzuna atılan elle dudaklarını ısırırken başını yavaşça aşağı yukarı sallamıştı. Jimin'in içi rahat değildi, beyaz tenliyle tekrar sarılıp onlarda arabalarına binip gitmişlerdi. Kapıyı kapatan esmerle derin bir nefes aldı.
"Beni evime bırak ya da taksi çağır Taehyung."
Esmer tenli sıkıntılı bir nefes alıp saçlarını dağıttı. "Jeongguk, Jeongguk, Jeongguk..." Yüzünü sıvazladı ve küçüğüne döndü. "Bak sevgilim, Jimin'i gördün değil mi? O da sen gibiydi ama gördüğün üzere her şeyi kabul etti. Aşkı için her şeyi görmezden geldi. Sen de gördün, mutfakta illa ki bir şeyler konuşmuşsunuzdur. Nasıl gideceksin? Nasıl benden uzaklaşacaksın? Buna izin verecek mi kalbin, hm? Beni seviyorsun ve bana aşıksın. Bu yüzden en iyisi odamıza çık ve uyu, bende yanına geleceğim veya gelmem, git sakinleş. İyice düşün ama nasıl benden uzağa gitmek istersin?"
Jeongguk sanki birini öldürmemiş, her şey oldukça normal gibi konuşan adamla kaşlarını çattı.
"Ben Jimin değilim, bunların hiçbirini kabul etmek zorunda değilim. Adam öldürmeyi iş olarak gören birinin yanında mı yatıp kalkacağım? İstemiyorum. Ben kendim giderim Taehyung." Yanında ki vestiyerden montunu ve çantasını alan Jeongguk'un yolu tekrar Taehyung tarafından kesildi. Esmer adamın boynunda ki ve alnında ki damarlar şişmiş, ellerini önüne doğru uzatmıştı.
"Jeongguk, lütfen. İçeri geç konuşalım." Koluna uzanan eli iten beyaz tenli kapıya ilerledi. "Başıma silah dayayan adamla mı oturup konuşacağım?" İğneleyici tonda ki sözlerinden sonra kolundan tutulup geriye çekilmişti. Taehyung, beyaz tenliyi salona getirirken Jeongguk'un kurtulma çabaları boşuna gibi bir şeydi.
