'Ama gözler kör, yüreğiyle bakmalı insan.' - Küçük Prens
｡
Neden titriyordum? Korktuğum için mi? Belki. Sevdiğim insan katil olduğu için mi? Evet. Kırılmışlığın getirdiği üzüntü ile mi? Evet. Gördüğüm rüyanın etkisi var mıydı? Kesinlikle evet.
İç benliğim 'bize bir şey yapar mı?' sorusu üzerine düşünürken başımı iki yana salladım. Tanrım, aklım almıyordu, almak istemiyordu. Nasıl olabilirdi?
Aptal, silahla gezmesini bilmiyor muydun sanki?
Başımı tekrar iki yana sallayıp gözlerimi sıkıca kapattım. Acizce bunun bir kabus olmasını dilerken yorganın altına biraz daha girdim.
Kalbim göğüs kafesini delmek istercesine atmaya devam ederken tetiği çekerken ki soğuk kanlılığı gözlerimin önüne gelip duruyordu. Hiç acımadan, eli titremeden tetiğe basması hafızamın büyük bir kısmına yerleşmişti, gitmiyordu.
Açılan kapıyla yerimde sıçrarken gözlerimi açmadım. Kaldırılan yorgan ve bedenime yaslanan bedenle titrememi zorla durdurmaya çalışırken durmaması bir yana, ağzıma gelen modemle yutkunmaya zorladım kendimi. O ellerle birini öldürmüştü, o ellerle bana dokunuyordu.
Fark edecekti, uyanık olduğumu ki gerekte kalmadan boş midemin ağzıma kadar getirdiği yakıcı sıvıyla belimde ki kollarından kurtulup yorganın altından kaçar gibi kendimi hızla banyoya atmıştım.
"Jeongguk?" Arkamdan gelen sesiyle hareket eden bedeni hissederken klozetin başında midemdekileri boşaltıyordum. Belki boğazımı yakan sıvıdan belki de gördüklerimin etkisiyle gözlerimden yaşlar akarken arkamda ki bedenin sırtımı sıvazlamasını da hissediyordum. Kusmam bittiği zaman kapağı kapattım ve ben uzanamadığım için onun sifona uzanmasını izledim.
"Güzelim, ne oldu? İyi misin? Alkol mu dokundu yoksa?" Gözlerimi endişeli yüzünde gezdirip inat akan gözyaşlarımla boynuna sarıldım. Belki bir katilin, bir psikopatın boynuna sarılmış olabilirdim ama kendimi sevdiğim adamın kollarında hissetmekten korktuğum ilk anlardı. Başımı boynuna saklarken belimi sıkıca sarıp benim gibi yere oturdu.
"Jeongguk..."
Hıçkırıp daha sıkı sarılırken birkaç dakika sonra elleri yüzüme çıkıp beni kendinden uzaklaştırdı. Endişeli gözleri yüzümde gezinirken alnımı öptü.
"İyi misin? Hastaneye gidelim mi?" Başımı iki yana salladım. Benden cevap beklediğini anladığımda burnunu çektim.
"Sadece... sadece dedemi özledim, ona gitmek istiyorum." Elleri yanağıma çıktı.
"Ama bir de kustun, cidden iyi misin?" Başımı hızlıca sallarken başını salladı ve beni kaldırdı. Adam öldürdüğü elleriyle yüzümü yıkadı, dişlerimi fırçalarken arkamda sarılıp kolumu kokladı, odada kendi bardağından su verdi, yatağa nazikçe yatırıp saatlerce karnıma masaj yaptı.
Tanrım, beni neyle sınıyorsun bilmiyorum ama bana yardım et. Taehyung'u kaybetmek istememem bir yana, onun bu yaptıklarına oturup aptalca açıklama beklemem normal değildi.
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yorumların bu kadar az olması beni üzüyor...🥲 Onlardan ilham alıyorum, yazma isteğim geliyor. Ağlamak.🥲
Burası fikir verme yeri, eksik etmeyin fikirlerinizi. Hepsini tek tek okuyorum.😽
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
