7. Bölüm

149 23 23
                                    


Es selamun Aleyküm Arkadaşlar. Bölümün gelmesi uzun sürdü hakkınızı helal edin. Rahatsızlığın nedeni ile devam edememiştim.

Bu bölümü beğeneceğinizi umuyorum.

Yorum yapmayı ihmal etmeyi. Hayallerime imza atmayı unutmayın.

Şimdiden yorum yapan, yıldız bırakan herkese teşekkür ediyorum.

***

Pencere sonuna kadar açık, soğuk rüzgârın esintisi odayı iyice soğutmuştu. Rüzgârda savrulan uzun tül perde, Dilşah'ın yerdeki hareketsiz bedenine dokunuyordu.

"Dilşah" diye bildim sadece. İçeri girmeye cesaret edemeyip kapının önünde yere çöktüm. Dolunaya eşlik eden yıldızlar tüm aydınlığını karanlık odaya vermişti sanki. Loş ışık sandığım aydınlık bu odaya ait değildi. Donuk bir ifadeyle etrafıma bakındım. Hıçkırık sesi ile irkilip ona doğru çevirdim bakışlarımı. Korkuyordum ama bir umutla tekrar seslendim.

Yerden doğrulup yüzünü sildi. Başında sabah ona verdiğim örtü hala duruyordu. Üzerini de henüz çıkarmamıştı. Dilşah, ağlamaktan gözleri şişmiş halde bana bakıp gülümsüyordu.

-B..Be..Ben sana bir şey oldu sandım. Dedim titrek sesimle

Korku dolu bakışlarımı görüp yanıma hızla geldi. Yerde oturup ellerini dizlerimin üzerine bıraktı.

-Özür dilerim Abla iyiyim. Ben sadece...
Boğazına düğümlenmişti kelimeler. O kadar çok korkmuştum ki. Hiç bir şey duymak istemiyordum o an. Dilşaha sıkıca sarılıp, daha fazla tutamadığım gözyaşlarımı serbest bıraktım.

-Kardeşim, ço...k korktum dedim hıçkırarak.
Dilşah sessizce başımı okşayıp öpüyordu.

-Tamam Abla geçti. Hadi gel. Diyerek beni yerimden kaldırdı. Oturma odasına gittim. Koltuğa yaslanarak yerde oturdum bu sefer. Çok geçmeden elinde bir bardak su ile dilşah Geldi.
-iç Abla Rahatlarsın.
Çok rahat ve sakindi... geçen hafta beni eleştirip, iğrenerek kıyafetlerimi inceleyen kız değildi sanki.

Suyumdan birkaç yudum aldıktan sonra kendime gelebildim. Dilşaha bakarak aklıma gelen ilk soruyu sordum.
-Neler oluyor söyler misin Dilşah ? odandaki halin neydi ? sana ne oluyor ?

peş peşe sorduğum soruların cevabını merakla beklerken, ellerimi avuçlarının içine alıp gözlerini yumdu. Tıpkı kızlarla vedalaştığında yaptığı gibi bir şeyler mırıldandı. Gözlerinden iki damla süzülürken, o tebessüm ediyordu. Ellerimi bırakıp dizlerini kendine doğru çekti.
Çok ağladığı belliydi. İç çekerken sesi hala hıçkırıklıydı.

-Özür dilerim abla, seni korkuttum. Ben sadece... Namaz kılmayı denemiştim ama yapamadım. Beceremedim. İlk secdeden sonra yüzümü Rabbime karşı kaldıramadım. O kadar çok utandım ki...
Bugün gittiğimiz sohbetten çok etkilendim. Oradaki kızlardan. Hele Süreyya kardeşimle konuştuklarımız o kadar güzeldi ki. bana öyle güzel şeyler anlattı ki abla... onlardan çok utandım ama onlar beni geri çevirmediler. Biz okulda örtülü kızlara yobaz, geri kafalı der yanımızdan bile geçmelerine izin vermezdik ama onlar beni o açık halimle kardeş bildiler abla.

Dilşah için sevinirken, içim acıyordu. Bir kere gittiği bir yerden bu kadar etkilenmiş ve birşeyler yapmaya çalışıyor ama ben boş boş "ne yapacağım" diye düşünüyordum. Elimi yumruk yapıp sıktım. Sadece dinlemek istiyordum ağlamanın sırası değildi. Gözlerimi zoraki bir gülümsemeyle kırptım.

-Abla dur bak sana ne göstereceğim. Bana anlattıklarının hepsi kitapta duruyor. Bana kitap hediye ettiler bekle geliyorum.

Yerinden heyecanla kalkıp odasına geçti. Kucağına bir kitap almış sıkıca sarılıyor bu sefer ağır adımlarla ilerliyordu. Titreyen elleri ile kitabı bana doğru uzattı. Elime kitabı aldıktan sonra tekrar karşıma geçti.

Hür Kadın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin