9. Bölüm

109 10 13
                                    

"Neden beni bırakıp gittin Dilşah neden ? Seninle bir sürü hayalimiz vardı... Neden öldün? neden ?!"

Odada yalnız olmanın rahatlığıyla düşüncelerimi sesli söylemiştim.
Bu imtihan bana çok ağır geliyordu. İsyan ediyordum. Aklım yine Dilrubanın söylediklerine takılıyordu. Peygamberlerin hayatına dair sosyal medyada paylaşılan sözler, hadisler dışında bildiğim pek birşey yoktu. Ama Dilruba bilgi sahibi birisiydi. Onun söylediğine göre Allah tarafından seçilmiş olmalarına rağmen, bu dünyada rahat yüzü görmemişti hiç biri. Ne kadar zaman düşündüğümü bilmiyorum. Dilrubaya söylediklerimden de pişmanım. Aslında o olaylara farklı baktığı için böyle söylüyordu Kim bilir ilim ona neler kazandırmıştı.

Ellerimle yüzümü kapatıp ağladım bir süre. Kendi kendime söyleniyordum durmadan. "özür dilerim Dilruba çok özür dilerim. Ah keşke sana git demeseydim keşke burada olsaydın. Artık yüzüme bile bakmazsın biliyorum...kendimden nefret ediyorum nefret!"

Kendimden nefret ediyordum. Dik duramadığım için nefret ediyordum en ufak bir imtihanda yıkıldığım için nefret ediyordum. "Hayatında olan güzel insanlarıda kaybettin Tuğba sen herşeyi hak ettin." Dedim ümitsizce.

-Hayır kardeşim sen hiç birşey kaybetmedin.

Göremediğim karanlıkta gözlerimi gezdirdim şaşkınca. Gözlerimi birkaç defa kırptım. O gitmemiş miydi?

- A..ama ? Dilruba sen gitmedin mi ?

- Hayır kardeşim gitmedim. Hakkını helal et söylediklerine şahit oldum. Üzülme canım kardeşim, hiç üzülme ben sana kırılmadım. Seni çok iyi anlıyorum.

Sıcak elleri yine ellerimi bulmuştu. Gül kokusu yine yakından geliyordu. Derin bir nefes aldım. Gözümdeki yaşları serbest bırakarak tebessüm ettim.

Ellerini iki elimin arasına alıp yanağıma dokundurdum. "İyi ki varsın, iyi ki iyiki Dilruba hocam. İyi ki... Allah senden Razı olsun."

Yanağımdan süzülen gözyaşımı silerek
"Cümlemizden kardeşim. Hadi artık toparlan tahlil sonuçların iyi ise bugün taburcu olacaksın inşaAllah ve bundan sonra benim yanımda kalacaksın"

Hayır, dilrubaya daha fazla yük olamazdım. Bizi öldürmeye çalışan sevilin adamlarıydı eminim bundan. Eğer orada kalırsam Dilrubanın hayatıda tehlikeye girmiş olurdu. Ayrıca Dilrubanın sevilden haberi yoktu. Bunu öğrenirse, eski hayatıma dair herşey açığa çıkacaktı.

Cevap vermeme fırsat kalmadan Kapıyı biri çalıp içeri girdi. Sesin geldiği tarafa yüzümü çevirdim ürkerek. Merakla dinledim ayak seslerini. Odanın içinde topuk sesleri yankılanıyordu, sayfaların çevrildiğini işitiyordum. Ağzından yorgun bir nefes verdi kadın.

- Evet Tuğba hanım. Tahlillerinize baktım artık taburcu olabilirsiniz. 1 ay sonra tekrar kontrole gelmeniz gerekecek. Gözlerinizin durumuna göre ameliyat önerilebilir. Geçmiş olsun.

Doktor söylediklerine cevap beklemeden çıkmıştı. Sanırım mesleğinin verdiği alışkanlıktan geliyordu bu. Duygularını belli etmeden gerekeni söyleyip gidiyordu. Kimine ölüm haberi verirken böyleydi, kimine ciddi bir hastalığın haberini verirken yine aynıydı. Güçlü olmak zorundaydı doktorlar. Ve alışıyordu insanoğlu. Herşeye her acıya alışıyordu benimde alıştığım gibi.

Ardından kapanan kapıyla Dilrubanın yerinden kalkması bir olmuştu.

- Ahh bak çok güzel bir haber bu !!kardeşim diyerek elleri ile alkış yaptığını duydum. Ses tonundaki heyecan kendini belli ediyordu. ardından zıplayan ayak seslerine eşlik eden gülme sesini.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 01, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hür Kadın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin