Gözüne gelen güneş ışıklarıyla uyandı, önceki günün yorgunluğunun gittiğini hissettiğinde yüzüne bir gülümseme yerleşti. Bir süre yatakta uzandıktan sonra genişçe odasına her zaman olduğu gibi bırakılan kahvaltısını hızlıca yedi. Birazdan kapıyı aceleyle çalan muhafız gelecek, babasının emirlerini sıralayacak ve karşı çıktığı taktirde zorla isyancı infazlarını izlemeye götürecekti. Çünkü babasına göre bugün kardeşinin, annesinin ve amcasının katillerine merhamet yarın boynunu onlara sunmaya eşdeğerdi. Her şeye rağmen Bumin hala çocuk sayılırdı. İçindeki hırs, öfke ve nefrete rağmen ustasıyla geçireceği zaman daha güzel ve kıymetli geliyordu.
Gülümsemesi sırıtışa dönüşürken penceresini araladı, kendini üçüncü katın pervazından aşağıya sarkıtarak bıraktı. Dün üçüncü seviye savaşçı olduğu için artık bir kaç metre canını biraz yakmaktan öteye geçemeyen bir antrenman acısına kadar gerilemişti. Neredeyse ezberlediği muhafızların devriyesini artık garip gelmeye başlasa bile atlattı. Koşar adım ihtiyarın yanına giderken sefil durumdaki şehrin sokaklarına bakınmayı da ihmal etmedi. Ailesinin, Kızıl Yay klanının egemenliğindeki Heus şehri son yıllarda giderek fakirleşirken isyancılar ile aralarında geçen sert savaşlar ve çatışmalar her geçen gün büyüyordu. Şehrin üzerini işgal ettiği hafif tepeliğin kuzey kısmı doğal bir engeldi, kış şartları nispeten ağır yaşanıyor olsa da şehir Kuzey Kurt Krallığının Güney taraflarında yer alıyordu.
Yolları çamur ve kırık taşlar ile dolu bir sokaktan geçerken gözü yerde oturan ve kendi aralarında konuşan çocuklara takıldı. Son yıllarda çıkan çatışmalarda ailesi ölen çocuklar Bumin'i fark etti. Üzerlerinde olan yırtık pırtık kıyafetlere ve sefil görüntülerine rağmen gözlerinden okunan kin eşliğinde ona doğru koşmaya başladıklarında adımları hızlandı. Sokağın köşesini döner dönmez enerjisini ayaklarına yoğunlaştırarak son gücüyle koşmaya başladı. Gelişim seviyeleri 1&2 seviye arasında olan çocuklar Bumin ihtiyarın topraklarına girdiğinde soluk soluğa durdu ve bir süre sonra pes etti.
''Boşver onları evlat, eğitimimize başlayalım.''
Bumin ellerini dizlerine koymuş bir şekilde soluklanırken bakışlarını sesin sahibine yöneltti. Bu adamı yıllar önce savaşçı olmaya çalışırken tanımıştı. Bir tepelikte vücudunu son zerresine kadar zorladığı bir gece vakti adam kendisini göstermişti. Son 2 yıldır ustası olarak çağırdığı ihtiyar lakaplı adamın nereden geldiği kimse tarafından bilinmese de insanların ona sataşmadığı bilinen bir gerçekti. İhtiyar 1.95 boya, yaşına rağmen dik bir duruşa ve uzun, beyaz saçlara sahipti. Adamın vücudunun görünen yerlerinin hemen her yeri ufak savaş yaraları ile kaplıydı. Bumin ihtiyarı incelediği esnada kendisine doğru gelen kılıçtan kaçındı, hatasını anlayarak eğitime odaklandı.
İlerleyen saatlerde gözüne kaçan ter damlalarıyla yüzünü buruşturmaya vakit dahi bulamadı. Son yaptıkları antrenman ardı ardına hareketli hedefleri vurmaktı. Başta zorlanmayan Bumin ustasının yaptığı ani su büyüleri ile yere düşüyor ve her düştüğünde fiziksel antrenman cezası alıyordu. En sonunda ustası "Bugünlük yeter! İyi çalıştın, yaşıtlarından hayli öndesin. Bu azim ile devam edersen yakında isyancılara karşı kendini koruyabilirsin." Dediğinde yüzündeki acı dolu ifade gülümsemeye dönüştü.
Gün boyunca geçirdiği zaman için ihtiyara teşekkür ederek yarım bir reverans yaptı. İhtiyar onu başıyla selamladı. Bumin ellerini kapılara koymuş, dışarı çıkmaya hazırlanırken şehirde binlerce kişi aynı sloganı atmaya başladı.
''Kızıl Yay'a ölüm! Kralın ordusu burada! Kızıl Yay'a ölüm!''
İsyancılar yıllardan beri krala yalan haber uçuruyor, eski dostunun karakter değişimine inanmayan kralsa bu ithamlara karşı sessiz kalıyordu. Fakat geçen ay sivil ziyareti sırasında şehrin durumuna birinci elden tanık oldu. Kral farklı bir kimlik ile şehre girdiği esnada sokağın ortasında 17-18 yaşlarında yaklaşık yirmi gencin muhafızlar tarafından kovalanarak canice katledildiğini gözleriyle görmüştü. İsyancıların durumu bilerek kendilerini masum gösterişi sonrası hızlıca ordusuna ve tüm sadık derebeylerine haber salarak isyancılara müjdeli haberi verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sürgün - Genç Efendi
Fantasyİnsanoğlu hiçbir zaman kibrini yenemedi. Öyle ki teknolojinin zirvesine çıkıldıkça ulus devletler yıkılmanın eşiğine geldi, Şirketler Konfederasyonunun giderek gezegeni baskı altına aldığı yıllarda 5. Dünya savaşı gerçekleşti. Bir tarafta merhamet y...