30. bölüm

550 47 56
                                    

// Hyunjin //

"Minho ve jisung lisede tanışmışlardı. O sıralar şuanki evlerine daha yeni taşınmışlardı ve o zamandan beri o oda kapalı. Kendisine çalışma odası yapacağını söylemiş, babası da nasılsa oda çok büyük değil diye izin vermiş."

"Ama çalışma odası değil?"

"Değil, orada mutlaka bir şey saklıyor. Bir keresinde gaza gelip odanın camını gören bi ağaca tırmanmıştım ama perde vardı. Ne zaman o cama baksam hep perdenin arkasından mavimsi bi ışık görüyorum."

"Mavi mi?"

"Sanırım led ışık gibi bir şey."

"Peki nasıl öğreneceğiz ne olduğunu?"

"Minho o odaya sadece bir kişinin girmesine izin verdi."

"Kim?"

"Biz beşimiz gerçekten çok yakınız. Minho Jisung'u da, beni de, Changbin'i de hep eşit tuttu. Chan hyung ile arkadaşlığı daha eski olduğundan mı bilmiyorum ama en çok onunla vakit geçiriyor. Ve o odaya da sadece onun girmesine izin verdi."

"Ama o çok iyi sır saklıyor, asla öğrenemeyiz ondan."

"Biz öğrenemeyiz belki, ama Chang ebesini bile öğrenir."

"Nasıl?"

"Fark etmedin mi hiç? Bakışları Changbini arkadaştan öte gördüğünü çok iyi anlatıyor."

"Chanın ağzını arayacak ve öğrenecek."

"Aynen öyle. Ağız arama konusunda birebir sonuçta."

"Ne zaman yapacağız peki?"

"Şuan."

Hayır Lixie. Seninle vakit geçirmek şuan düşündüğüm tek şey."

"Peki ne yapmak istersiniz Hwang bey? "

"Şuanlık sadece sana sarılıp saçlarını koklamak istiyorum."

"Emrinize amadeyim. Önce sofrayı toplayalım ama."

// Jisung //

Sadece bakıyordu. Yaklaşık beş dakikadır konuşmuyordu.

"Sıkıldım Jisung. Sadece sıkıldım. Kendimden sıkıldım, hayatımdan her şeyden sıkıldım. Üstelik bugün babamın attığı tokat-"

"Sana vurdu mu? Nasıl yapabilir?"

"Haklı belki de. Tüm gün odamdayım. Odamdan çıkıyorum bu sefer de o oda."

"Söyle artık."

"Dedim ya, deniz var."

"Anlamıyorum Minho, anlamıyorum!"

"Anlayamazsın da zaten."

Hışımla geri dönüp bisikletine doğru yürüdü.

"Belki de anlamama izin vermiyorsundur."

"Üzgünüm izin veremem. Böylesi daha iyi."

"Gidiyor musun?"

"Evet saat geç oldu. Sen de eve git annenler merak eder."

"Sonra görüşürüz hyung."

O gittikten sonra tekrar kıyıya döndüm ve ayakkabılarımı çıkarıp oturdum. Parmak uçlarıma değen dalgalar ve sessizlikle beraberdim.

Tehlikeli olmasına rağmen ayaklarımı iyice sarkıttım ve suyu hissettim. Dalgaların her biri ayaklarımı gıdıklıyor, serinliğiyle nefes alıyordum.

wrong number, hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin