32. bölüm

525 41 126
                                    

COK UTANIYORUM AZCIK SMUT ICERIR ANANIZIN BABANIZIN YANINDA OKUMAYIN

"O zaman sen de git anlat her şeyi bakışlarınla. Belki de anlar seni."

"Anlatacağım."

// Jisung //

Hepsi gittikten sonra, yatağımdan kalkıp camın önündeki küçük koltuğa oturdum ve dışarıyı izlemeye başladım. Hastane kokusu burnumu esir alırken, camı açtım ve içeri biraz temiz hava girmesini sağladım.

Bahçede gezinip duran insanlar azaldıkça hava da iyice kararıyordu. Saate baktığımda 00:20 idi. Tam yatağıma dönmek için koltuktan kalkacakken birinin hastanenin girişine doğru koştuğunu gördüm. Yağmur yağarken kim böyle bir delilik yapar ki?

Biraz inceledikten sonra üzerindeki kıyafetlerin Minho'da da olduğunu fark ettim. Yüzüne daha iyi bakabildiğimde, bu kişi Minho'dan başkası değildi.

// Minho //

Chan bizim evden çıktığında hemen ben de çıktım ve yağmur yağıyor olsa da kendimi sokaklara attım. Deli gibi koşuyor, arada soluklanıyor ve saate bakıyordum.

Nihayet hastanenin olduğu caddeye girdiğimde rahat bir nefes aldım ve adımlarımı daha da hızlandırdım. Açık olan giriş kapısına doğru koştum ve merdivenleri zıplayarak çıktım.

Bastığım her yer üzerimden damlayan yağmur damlalarıyla ıslanırken, sonunda Jisung'un odasının önündeydim. Islak ellerle kapıyı tıkladım ve içerden onay gelince kapıyı açtığımda karşımda Jisung'u gördüm.

Heyecandan kekeleyerek bir şeyler anlatmaya çalışsam da anlamıyor gibiydi.

"Ne diyorsun? Çıldırdın mı sen, sarhoş musun?"

Çareyi, onu kolundan tutup dışarıya çekiştirmekte buldum.

"Benimle gel sana her şeyi göstereceğim."

"Ne saçmalıyorsun, buradan çıkamam."

"Doktor görmeyecek merak etme."

Onu gizlice hastaneden çıkardım ve yolda bir taksi çevirdim. Adama yolu tarif ettim ve eve yaklaştığımızda cebimdeki parayı çıkardım. Islaktı ve parçalanmıştı. İçimden bir siktir çektim ve evden para alıp ödeyebileceğimi hatırladım.

Taksiden indiğimiz gibi Jisung'u içeri götürdüm ve kenarda köşede bulduğum parayı, dört katı umursamadan taksi şoförüne vermek için hızlıca merdivenlerden indim ve verdikten sonra yukarı çıktım. Tekrar içeri girdiğimde Jisung burada ne oluyor der gibi baktı.

Tüm salon darmadağındı, onu kolundan tutup çektim ve merdivenlerden çıktık. Tüm koridoru korkuyla yürüdüm ve işte tam karşımızdaydı, bütün soruların cevapları...

Şifreyi girdim ve onun içeri girmesine izin verdikten sonra korkudan kendimi binadan fırlattım. Korkuyordum deli gibi, bacaklarım titriyor ve apartman kapısının önünde yarın yokmuşçasına ıslanıyordum.

Aşağı inmemin üzerinden biraz zaman geçtiğinde sensörlü ışıkların yandığını gördüm. Jisung aniden kapıyı açtı ve gözyaşlarıyla bana sarıldı.

// Hyunjin //

Yaklaşık 4 saattir Felix ile birlikte onun evindeydik. Salondaki bir ayağı kırık koltukta kucak kucağa uzanmış film izlerken o uyuya kalmıştı. Bir yandan hastanede olan Jisung'u düşünüyordum. Telefonuma gelen mesajın sesi ile Felix gözlerini araladı ve bana baktı, daha sıkı sarılarak tekrar gözlerini kapadığında telefonumu sessize alarak mesaja baktım.

wrong number, hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin