Music of Love

8

Hiii kamp alanına gidelim miiii

Ay keşke bende kamp yapmaya gidebilsem amk birilerini bulmak lazım ama sanırım xnsnznnd

Bu bölümde biraz işleri ilerleteceğim sanırımmmm ehehehe

Hadi başlayalımm

Jungkook'tan

Arabaların kalkmasına yarım saat kala kalkıp üzerime bir siyah eşofman ve gri tişört geçirerek taksiyi aradım. Müdür beyin herkes kiralanan otobüslerle gidecek demesi üzerine arabamı alamıyordum. Fazla da takılmamıştım bu duruma işime gelirdi 2 saat araba sürmemek. Taksinin gelmesiyle çadırı ve sırt çantamı koyarak okula gittim. Neredeyse herkes okulun dışındaki büyük otobüslerin içine kurulmuştu bile. Bir otobüsün bagajına eşyalarımı koyup kulaklığımı takarak en arkasına oturmamla fısıltılar başlamıştı ki müziği başlattım. Aklıma taehyung'un attığı post geldiğinde hafifçe gülümsedim, siyah saç ona yakışıyordu ve ben bunu en kısa zamanda dile getirmek istiyordum ki önümde beliren bedenlerle kafamı kaldırıp kulaklığın tekini çıkardım. Yanıma oturmuş hoseok ve yoongiye bakıp hafifçe eğilen tae'de gözümü gezdirerek cam kenarına oturması için biraz kaydım. Oturmasıyla kafasını cama çevirip dışarıya bakması bir olmuştu bile. Hoseok bana gülümseyerek baktığında tek kaşımı kaldırarak kafamı salladım.

"Günaydın bay jeon"

"Saat dört günaydın?"

"Tünaydın mıydı, tanrım batırdım"

Kafasını yanındaki bedenin omzuna gömmesiyle gülümsedim.

Dakikalar sonra araba hareket etmeye başlayınca içeriyi dolduran kulak tırmalayıcı müzik yüzünden yüzümü buruşturup şarkının sesini tamamen açarak gözlerimi kapattım. Yaklaşık bir saat mal gibi şarkılarla geçirdikten sonra aniden omzumda hissettiğim ağırlıkla döndüm. Huzurla gözlerini kapatıp yavaşça ağzını şapırdatan tae'ye bakarak gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım ki hoseok bana baktı.

"Özür dilerim hemen uyandırır-"

"Sıkıntı yok uyusun"

Sanki küfür etmişim gibi şaşkınlıkla yüzüme baktığında kıkırdadım.

"Adam yemiyorum hoseok neden bu kadar şaşırdın?"

"Sadece fazla temas sevmiyor gibi görünüyorsunuz ondan"

"Gibi gibi diyebilirim, yerine göre"

Hafifçe gülümseyerek kafasını uyuyan yoonginin omzuna koyarak gözlerini kapattı. Yerime biraz daha kurulup rahat yatmasını sağladığımda kafasını oynatıp biraz daha içime doğru girince dudaklarımı yaladım. Kafasını geri omzuma koyarak gözlerimi kapatıp uyumaya çalışacağım sırada bazı kişilerin anırarak gülmesiyle kulaklığımı taktım. Yol sanki gittikçe uzuyordu ve gittikçe bana yaklaşan taehyung beni zora sokmaya başlamıştı. Kafamı arkaya atmamla durmuştuk. Hala omzumda uyuyor olmasına şaşırdım, yol boyunca arada kıpırdasa da asla uyanmamıştı. Yavaşça fısıldadım.