Selamlaar! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir🫶🏼 Ben çok iyiyim, yorumlarınızı okudukça daha da iyi oluyorum🥹
Bu bölümümüz bir önceki bölüm olan 'yarım kalan umutlar'dan bağımsız, bir tek bölüm kurgusudur. 'Yarım Kalan Umutlar'a da bölüm beklediğinizi biliyorum, yazıyorsunuz. Yakın zamanda da onun devamı gelecek inşallah😅
Neyse... Lafı daha fazla uzatmıyorum ve sizi bölümümüzle baş başa bırakıyoruum. Keyifli okumalar! Yorumlarınızı satır aralarında ve bölüm sonunda belirtmeyi unutmayın lütfen, görüşleriniz benim için çok önemli 😚******
Ilgaz ve Ceylin için yoğun geçmiş bir cuma gününün akşamıdır. İkisi de tüm gün oradan oraya koşturmaktan telefonla bile konuşamamışlardır birbirleriyle. O koşturmacanın içinde tüm gün ikisinin de aklında tek bir şey vardır; bir an önce birbirlerine kavuşabilmek.
******
Anahtarı yuvasına sokup çevirir Ilgaz. Kapıyı açıp içeri adımladığında mutfaktan gelen tıkırtıları ve peşine güzel kokuları duyar. Yüzünde bir gülümseme oluşturur bu. Akşamları işten eve dönünce eşinin kendisini üstüne geçirdiği rahat ev kıyafetleri, tepeden toplanmış saçı ve makyajdan arınıp parlak gülümsemesiyle aydınlanmış güzel yüzüyle karşılaması en sevdiği şeydir. Ceylin'den sonra, en sevdiği şey tabii.
"Ilgaz?" sen mi geldin diye sorarcasına seslenir Ceylin kapanan kapı sesini duyup.
"Benim, sevgilim." mutfağa doğru adımlar. Aynı sırada eşi de kendisini karşılamak için mutfaktan çıkıyordur. Birbirlerini gördükleri anda yüzlerini kocaman gülümsemeleri aydınlatır. Ceylin koşarak kollarını boynuna dolayıp sarılır kocasına. Ilgaz kollarını sıkıca karısının beline dolayıp burnunu boynuna gömmüş ve Ceylin'in ona huzur veren kokusunu içine çeker.
"Çok özledim seni! Tüm gün geçmek bilmedi." dedi Ceylin bedenlerini biraz uzaklaştırırken. Ilgaz bir elini Ceylin'in belinden yanağına çıkarır
"Ben de çok özledim. Tüm gün bu anın hayalini kurdum." cümlesini bitirir bitirmez dudaklarını birleştirir. Uzun ve tutkulu bir öpüşmeden nefes nefese ayrılırlar.
"Hayalinizin devamını gece sonuna saklamak isterim, sayın savcım. Çünkü bize yemek hazırladım!" Ilgaz isteksizce ayrılır karısından.
"Peki, avukat hanım. Kabul edelim bakalım." Ceylin güler ve arkasını dönüp mutfağa geri döner. Ilgaz mutfak tezgahına göz gezdirir. Pek bir dağınıklık olmamasına şaşırır çünkü Ceylin ne kadar lezzetli yemek yaparsa yapsın ardında hep koca bir karmaşa bırakırdı. Fakat bu sefer gördüğü görüntü hiç de öyle değildir. "Ooo Ceylin Hanım, şaşırtıyorsunuz beni. Etraf savaş alanına dönmemiş, her yer tertemiz." Ceylin kocasının imasına gözlerini devirir.
"Şefim sağ olsun, kaptık bir şeyler." Ceylin dolaptan servis tabaklarını çıkardığı sırada Ilgaz sorar, "Menümüzde ne var peki?"
"Aslında en başta planım rakı balık yapmaktı ama balıkçıda senin sevdiğin balıktan kalmamıştı. Ben de menü değişikliğine gittim ve bunları yaptım!" diyerek tencerelerdeki pirinç pilavı ve et soteyi gösterir. Karısını yanağından öperek "Ellerine sağlık, eminim hepsi çok güzel olmuştur." der Ilgaz.
"Hadi üstünü değiştir, elini yüzünü yıka gel hemen. Her şey hazır." diyerek masayı kurmaya koyulur Ceylin.
***
Üstünde gri eşofman takımıyla balkona geçer Ilgaz. Ceylin masayı hazırlamış bardakları yerleştiriyordur. Ilgaz gözlerini önce Ceylin'in bir iş yaparken her daim ciddileşen yüzüne ve öne uzattığı dudaklarına, sonra da her baktığında renginde kaybolduğu güzel yeşillerine kaydırır. Hayranlıkla izler karısını bir süre. Ceylin işini bitirince kafasını kaldırır ve kendisine yüzünde aşık bir tebessümle bakan kocasıyla göz göze gelir. Gülümser.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARGI | Tanıdık Bi' Melodi
FanfictionBirbirinden bağımsız, IlCey için keşke böyle bir şey izleseydik dediğimiz kurgular.