Söylendikçe Kaybolan Sözler

1.7K 61 22
                                    

37. bölüm ev sahnesi alternatif hikaye.
******
"Yine kural dışısın, hep kural dışısın!"

"Evet öyleyim! Değişmiyorum, hala aynıyım çünkü değişemiyorum! Kendimi düşünmeden anlık kararlarla hareket ediyorum çünkü hayatta hiçbir zaman kendime öncelik vermedim. Verme lüksüm olmadı." Gözleri dolu doludur Ceylin'in.

"Bir suçluyu adalete teslim etmek için her yolu denerim, tıpkı senin gibi. Tek fark ben kendimi tehlikeye atmam gerekirse evet, atarım. Gördük çünkü bu zamana kadar hangi katil veya suçlu cezasını aldı? Engin, öldü. Serdar, kaçtı. Yekta, hala elini kolunu sallaya sallaya adliye koridorlarında dolaşmaya devam ediyor. Ve şimdi Neva ve diğerlerinin katiline de aynısının olmasını istemiyorum çünkü bıktım!"

"Ceylin biz çabalamıyor muyuz? Biz katilin bulunmasını istemiyormuşuz gibi konuşuyorsun!" Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalışır Ilgaz. Aklından hala Ceylin'i kaybetme ihtimali geçiyordur. "Ben de adalet için her şeyi yaparım ama seni veya kendimi tehlikeye atacak bir şeyi asla yapmam. Bu operasyonu yapacağımızı sana söylememem, seni dahil etmek istememem gibi. Çünkü sen yanımda olmadıktan sonra sağladığım adalete üzgünüm sevinemem."

"Seni ve bizi önemsemiyormuşum gibi konuşuyorsun sen de." Ilgaz sessiz kalır. Gözlerini kapatıp sakin kalmaya çalışır. Elini kravatına götürüp çıkarır. "Sessizliğinden doğru düşündüğümü anlıyo-"

"Ceylin ne alakası var! Konuyu nereye çektiğinin farkında mısın!?" Ceylin Ilgaz'a doğru adımlar.

"Ben miyim konuyu çeken!?" Boğazının acıdığını hisseder Ceylin. Daha sakin bir ses tonuyla konuşmaya devam eder. "Ben seninle sakin bir hayatımız olsun, birlikte uzun bir ömür yaşayalım, çocuklarımız olsun... Ben bunları istemiyor muyum sence?" sona doğru sesi titrer. Sadece Ilgaz'la tartışırlarken doluyordur gözleri. Ilgaz'la konu ne olursa olsun tartışmayı sevmiyordur çünkü. Ceylin arkasını dönüp raftan bardak çıkarıp tezgahtaki sürahiden su doldurur. Ilgaz kendini arkasındaki tekli koltuğa atar. Dirseklerini dizlerine yaslayıp başını elleri arasına alır. İkisi de için de şuan en iyisi biraz sessiz kalıp sakinleşmektir. Anlık duygularla ağızlarından aniden çıkan sözlerle birbirlerini daha fazla yaralamamaları ilerisi için daha iyi olacaktır.

Ceylin bardağı tezgaha bırakır. Ilgaz'ın önünden geçerek balkona çıkar. Koltuğa oturup dizlerini karnına doğru çeker. Kollarını da dizlerine dolar. Gözyaşlarının akmasına izin verir.

Ilgaz koltuktan kalkarak odalarına gider. Yatağa oturup cebinden telefonunu çıkarır. Müzik dinlediği uygulamaya girer. Yazın karavanla tatil yaparlarken beraber yaptıkları çalma listesini açar ve ilk sıradaki şarkıya tıklar. Evi şarkının yüksek seste melodisi doldurur.

Ceylin içeriden gelen sesle irkilir. Balkon kapısından içeri bakar. Direkt şarkının girişinden anlar Ilgaz'ın neyi açtığını. Bu Ilgaz'ın bir çeşit barış çağrısıdır.

Anlamam nedenini üzmüşler bebeğimi ah, ah

Ilgaz ayağa kalkar ve gömleğinin düğmelerini tek tek çözmeye başlar. Şuanda Ceylin'in balkonda tek başına ve ağlıyor olması içini acıtıyordur. Onun üzgün olması en dayanamadığı şeylerdendir. Onu daha fazla öyle bırakmak istemez ve yanına gitmeye karar verir Ilgaz. Arkasını dönüp kapıdan çıktığı sırada tam karşıdan Ceylin'in geldiğini görür.

N'olursun kaç kurtar kendini bu diyardan, yâr

Tam karşı karşıya kalırlar. İkisi de birbirinin yüzündeki pişmanlığı okuyabiliyordur. Birbirlerine doğru yürüyüp ortada buluşur ve sarılırlar.

Sar, bu şehri en başından yak
İyice yak

"Özür dilerim. Sana bunu yaşatmamalıydım." Ceylin, yüzü Ilgaz'ın boyun girintisindeyken konuşur. "Elimde değil. Ama inan ben de mutlu değilim bu durumdan. Yoruldum." Ilgaz Ceylin'in saçlarından koklayarak öper. Sırtını sıvazlar.

Ne yalnızlık ne hüzün, bu gecenin gündüzü var, var

"Biliyorum. Ben de özür dilerim. Az önce... İstemeden çok sert çıktım sanırım." Ceylin hiçbir şey söylemez. Ilgaz'ın önce dudağının kenarından öper. Sonra yanağından. Tekrar sarılmadan önce de boynundan öper ve kollarını sıkıca boynuna dolar. Ilgaz da belindeki elleriyle daha da bastırır Ceylin'i kendine. Ceylin'in omzundan öper, saçlarının kokusunu içine çeker.

Güneş'i araraken peşini bırakmaz Ay, Ay

Ceylin yüzlerini aynı hizaya getirir ve dudaklarını birleştirir. Öpüşürken şarkının ritmiyle dans eder gibi, yavaş adımlarla odaya doğru ilerlerler. Yatağın önüne geldiklerinde dudakları ayrılır. Ceylin Ilgaz'ın birkaç düğmesini açtığı gömleğinin kalan düğmelerini tek tek, yavaşça çözer ve gömleği çıkarır. Eğilip sol göğsüne, kalbinin üstüne bir öpücük kondurur. Oradan öperek yukarı doğru çıkar.

"Seni çok seviyorum." boynundan öperken söyler. Ilgaz Ceylin'i şakağından öper cevap olarak. Bu onun konuşmadan seni seviyorum deme şeklidir. Ceylin bunu bilerek gülümser. Birbirleri arasında konuşmadan, bedenleriyle geliştirdikleri ayrı bir dil var gibidir aralarında.

Üstlerinde sadece iç çamaşırları varken yatağa uzanırlar. Bu sırada şarkı tekrardan başa sarmıştır. Ilgaz öperek Ceylin'in göğsüne kadar gelir. Sütyeninin açık bıraktığı kısımlara öpücükler kondurur. Elini sırtına atıp kopçayı çözer. Sütyeni çıkarıp kenara atar. Ceylin göğsünde hissettiği Ilgaz'ın eliyle irkilir. Ilgaz'ın sırtına tırnaklarını geçirir. Gözlerini kapatır. Ilgaz'ın vücudan kondurduğu öpücüklerin sıcaklığına bırakır kendini. Dokunuşlarının büyüleyici etkisiyle, varlığıyla bulundukları ortamdan soyutlanır adeta. Sevişmek onlar için cinsel bir tatminden çok daha fazlasıdır. Sevişirken kimi zaman sert ve aceleci olsa da tavırları, ikisi içinde asla cinsel bir doyumdan ibaret değildir.

Bedenleri birleştiğinde ise iki alakasız parçanın kusursuz uyumu gibilerdir. Alakasız gibi duran fakat aslında birbirine çok benzeyen iki parça...

***

Ceylin başını Ilgaz'ın göğsüne yaslamıştır. Ilgaz sırtında elini gezdirdikçe vücudu daha da gevşiyor, her an uyuyacak gibi hissediyordur. Arkada çalma listesindeki şarkılar çalıyordur tek tek.

"Bu listeyi yaptığımız zamanı hatırlıyor musun?" diye sorar Ilgaz.

"Hatırlıyorum tabii ki. Yine böyle bir andı."

"Tüm gün doğayla iç içe yürüyüş yapmış, denize girmiştik. Sonra tabelası bile olmayan, bozuk bir yolu olan o koya gitmiştik. Hiç kimse yoktu."

"Sarhoş olup sana serenad yapmıştım." o anı hatırlayınca kahkaha atar ikisi de. İlk defa o gün, ay ışığında denize girmişlerdi. Ceylin sarhoş olduktan sonra.

"Çok tatlıydın ama. Neydi söylediğin şarkı... Hatırlıycam dur." Ilgaz gözlerini kapatıp şarkının melodisini hatırlamaya çalışır. "Kesin hatırlıyorsundur sen." 'Evden Uzak- Nasıl Bi' Şeysin' di şarkı. Serenad yapacak en garip şarkıyı seçmiş olduğunu düşünüp daha çok güler Ceylin.

"Asla söylemem. Bir kere olur o." Ilgaz kolunun üstünde doğrulur.

"Çok istesem de mi?" her bir kelimenin arasında dudağından bir defa öperek konuşur Ilgaz.

"Beni böyle kandıramazsın sevgilim."

"Denizde yaptığım gibi kandırırım ben de."

"Pek hatırlayamadım, gösterirseniz çok iyi olur." Ilgaz 'demek öyle' der gibi bakar. Yeniden Ceylin'in üstündeki yerini almadan önce konuşur.

"Gösteririz, hiç merak etmeyin."

******
Merhabalar!
Öncelikle 3k okunmayı geçmişiz, çok teşekkür ederim hepinize🥹❤️  Bölümlerde satır aralarında ve bölüm sonunda yorumlarıyla destek olup görüşlerinizi bildirdiğiniz için de ayrıca teşekkürler🫶🏼
Yeni bir kurguda örüşünceye dek, kendinize iyi bakıın💖

YARGI | Tanıdık Bi' MelodiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin