Selam selaam!
Bayaa uzun bir aradan sonra yeniden beraberiz!Özlemişim buraya yazmayı da🥲 'Bi Anda' evreni beni alııp götürdü, bir türlü oradan çıkıp da buraya gelemedim. Ama şimdi beraberiiz🥹
Bu bölümde dizideki son bölümün alternatif kurgusunu okuyacağız. Ceylin'in neler yaşadığını, Ilgaz'a ne olduğunu ve o beklenen kavuşmayı bir de benim gözümden göreceğiz.
Bu kurguyu yazarken, iki kitabı aynı anda yürütmek ne zormuş dedim bu birkaç günde😅 Ama sonuçta çok içime sinen bir şey çıktı ortaya, umarım siz de seversiniz💙
Yorumlarınızı, görüşlerinizi benimle paylaşmayı unutmayın lütfen. Hepsine tek tek dönüş yapıyorum, sizlerle konuşmak, yorumlarınızı dinlemek beni mutlu ediyor🫶🏼
Okumayı istediğiniz kurguları da benimle paylaşabilirsiniz. Onların da üzerine konuşuruz. Bana da fikir oluyor hem.
İsterseniz twitterdan da aynı isimle bana ulaşabilirsiniz. Oradan da kitapla veya bağımsız görüşlerinizi paylaşabilirsiniz benimle
Sizleri seviyorum, mutlu kalın💙
Başka kurgularda görüşmek üzeree!******
Omuzlarında koca bir ağırlık vardı sanki Ceylin'in. İçinde birkaç parça eşyasının olduğu valizinden değildi bu. Aynı ağırlık göğsünde de vardı. Oradan biliyordu. İki haftadır da hiç geçmiyordu. Sahi, iki hafta mı olmuştu? Koskoca on dört gün. Onsuz bir saati bile zor geçirirken şimdi nasıl ayrı kalmıştı onca saat? Kalamadım. der Ceylin içinden. Gözlerini her kapatışında, her baktığı yerde hayaliyle yaşıyordu. Anılarına tutunuyordu. Yetiyor muydu peki? Asla."Buyurun, 3 numaralı oda. Arkadaşım size yardımcı olacak." diyip oda anahtarını uzatır genç kız gülümseyerek. Ceylin, hiçbir duygu barındırmayan ifadesiz yüzüyle teşekkür ederek alır anahtarı. Önünde, elinde valizini tutup yürüyen adamı takip eder. Odanın önüne gelince adama bahşiş verip içeri girer Ceylin. Kısaca odada bir göz gezdirir. Normalde olsa her detayı inceler, tek tek bakardı her yere. Fakat şimdi, baksa da bir şey değişmeyecek gibidir onun için. Balkona çıkar Ceylin direkt. Oda giriş kattadır. Balkondan direkt otelin bahçesine, havuz kısmına çıkılıyordur. Havada bir akşamüstü serinliği vardır. Gökyüzü güneşin kızıllığına boyanmıştır.
Ceylin yeniden odaya girdiğinde sırtının ve bacaklarının ne kadar ağrıdığını fark eder. Yol daha çok yormuştur bu sefer. Ağrısı için ilaç içmeyi düşünür. Çantasına bakacakken olduğu yerde durur aklına gelenle. Kendine, düşüncesizliğine kızarak çantasını yere fırlatır. Az sonra derin bir nefes vererek çantasını yerden alır. Yere saçılan eşyaları toplamaya başlar tek tek. Odadın bir köşesine fırlayan siyah beyaz fotoğrafa gelince olduğu yere çöker. Fotoğrafı eline alır, uzun uzun bakar. Ne hissedeceğini bilemez bir haldedir. Şuanda buna üzülüyor olması komik gelir Ceylin'e. Fotoğrafı da çantasına koyup dışarı çıkmak üzere hazırlanmaya başlar.
"Bir su alabilir miyim?" dükkanın sahibi suyunu uzatır. Ceylin parayı ödeyip ayrılır. Suyunu içerken etrafa bakınıyordur. Henüz sezon açılmadığı için sakindir etraf. Bu hoşuna gider Ceylin'in. Taşlı sokaktan yürürken boynundaki kolyesiyle oynuyordur. Onu güçlü hissettiriyordur bu kolye. Sanki Ilgaz yanındaymış gibi de hissediyordur bazen. Her akşam uyumadan önce birbirlerine sarılıp günlerini, önemli önemsiz birçok şeyi konuşurlardı. Yine konuşan taraf Ceylin olurdu tabii. Ilgaz sessiz kalır, hayranlık dolu bakışlarıyla Ceylin'i izlerdi. Şimdi bunu tek başına yapıyordu Ceylin. Fakat asla tek hissetmiyordu. Zaten tek değilim aslında, der kendi kendine Ceylin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARGI | Tanıdık Bi' Melodi
FanfictionBirbirinden bağımsız, IlCey için keşke böyle bir şey izleseydik dediğimiz kurgular.