"Tamamlanmamış bir çember."
"Ne çemberi Ilgaz? Ne diyorsun ya..." dedi Ceylin. Hem söylediği şeyin saçmalığı, hem de midesinde başlayan çalkantıya tepki olarak yüzünü buruşturmuştu.
"Bitmemiş diyorum, yarım kalmış." diye vurguladı Ilgaz. Sarhoş olan Ceylin'di fakat mantıklı düşünemeyen daha çok kendisi gibiydi. Bunun farkında olmasına rağmen aklından geçen cümlelerin dilinden dökülmesine engel olamıyordu. İçinde dolup taşan kıskançlığın etkileriydi hep.
"Ne diyorsun ya?" dedi Ceylin, yükselerek. "Of... Kusucam galiba."
Bir eliyle koltuktan destek aldı Ceylin. Öne eğilerek kalkmaya çalıştığında başarısız olmuştu. Aniden geri yerine düştüğünde daha kötü hissediyordu.
"Gel." dedi Ilgaz, Ceylin'i ellerinden tutarken. "Gel tutun bana."
Soğuk elleri Ilgaz'ın sıcacık elleri arasında kaybolunca, içindeki huzursuzluk azalmaya başlamıştı Ceylin'in. Savruk adımlar Ilgaz'ın kontrollü adımlarına eşlik ederken bedenini ona doğru bırakarak yaslandı Ceylin.
Banyoya girdiler. Ilgaz, aynanın önündeki siyah tokasını alıp gevşekçe topladı Ceylin'in saçlarını. Klozete ilerlediğinde elini Ilgaz'ın göğsüne koyup itti Ceylin.
"Çık. Kendim hallederim." dedi zar zor konuşarak. Gerisini tamamlayamamıştı. Midesindeki her şeyi çıkarmaya başladı. Berbat hissediyordu. Tekrar ağlamaya başlayacağını düşündü.
Ilgaz Ceylin'in kusması bittiğinde klozetin kapağını kapatıp sifonu çekti. Ceylin'i iki eliyle belinden kavrayıp ayağa kalkması için destek oldu ve lavabonun başına götürdü onu. Musluğu açıp tek eliyle yüzünü yıkamaya başladı.
Tüm savunmasızlığım uyuştururken aklımı
Ceylin, daha birkaç dakika öncesine kadar ona tamamen öfke doluyken; şimdi karşısında çırılçıplak kalmış gibiydi. Hareketlerinin şefkati, dokunuşlarının sıcaklığı karşısında hiçbir tepki veremiyordu. Alev alev yanan yüzüne değen buz gibi su bile yetmiyordu ayılmasına. Sebebi, aynı sırada tenine değen sıcak elleri olabilirdi.
İnkar etme, çok güzeldi her şey, aklım
Hala her dokunuşunda, özledim seniIlgaz'ın, "Dişlerini fırçalamak da ister misin?" diye sorduğunu çok sonra duydu. Yüzüne baktı. Gözleri buluştu. Yeşillerinin renginin koyulaştığını fark etti Ilgaz.
Sen de gördün
"Hıhı."
Cevabını aldıktan sonra fırçalıktan Ceylin'in fırçasını aldı Ilgaz. Macunu sürüp eline verdi. Dişlerini fırçalarken de bir adım ayrılmamıştı yanından.
Ceylin elinin tersiyle ağzındaki ıslaklığı sildi. Başını kaldırıp aynadaki yansımalarına baktı. Yüzü bembeyazdı. Makyajı göz altlarına akmıştı. Bir de Ilgaz'a baktı. Yanında ne kadar mükemmel durduğuna... Aynada göz göze geldiler.
Şimdi, tam şuan cevap vericeksen tutma kendini
"Hadi yatıralım seni." dedi Ilgaz. İtiraz etmedi Ceylin.
Gel yatalım yan yana
Yatak odalarına girdiler. Ilgaz yorganı açıp Ceylin'i yatağa oturttu. Uzandıktan sonra da üzerini örttü. Baş ucundaki abajuru yakıp tepedeki ışığı söndürdü. Ceylin yatakta dönüp duruyor, mırıldanıyordu.
"Su." dedi Ceylin, elini komodine doğru uzatarak.
Ilgaz sürahiyi alıp bardağa su doldurdu. Ceylin'i sırtından destekleyerek içmesine yardımcı oldu. Suyu bitirdikten sonra da geri komodine bıraktı bardağı. Gidip gitmemek arasında kararsız kalsa da, kalmayı seçti. En azından Ceylin uykuya dalana kadar beklemek istedi. Yatağa oturup sırtını başlığa dayadı. Duyguları karmakarışıktı. Ceylin'in aşkından zerre şüphesi yoktu ama... Ama. Ama'sı neydi? Şüphe etmiyorsa saçma düşünceler de olmamalıydı içinde, değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARGI | Tanıdık Bi' Melodi
FanfictionBirbirinden bağımsız, IlCey için keşke böyle bir şey izleseydik dediğimiz kurgular.