Hanımların dikkatine! Yeni bölüm ayağınıza geldi. Heyecan, drama, feels ve neşeli anlar iple çekilir.
10 dakikada okunur hemen yorum yapılır.Yapılmazsa yazara ayıp edilir.
Ramazanın 3. günü de bitti. Herkese hayırlı ramazanlar 🖤
Keyifli okumalarr..
Mümkün olabilir miydi böyle bir şey? Bir insana ikinci kez aşık olunabilir miydi? Hem de ilkine dair hiçbir anı kırıntısının dimağımda yer edinmemesine rağmen.
Garip hisler içerisindeydim. Fırtınalı denizimin hırçın dalgalarının, zihnimin duvarlarına her vuruşunda sonu fiyaskoyla bitiyordu. Dalgalar duvarlarımı aşındırdıkça geçmişi görmeyi beklesem de olmuyordu.
Önceden bu konuyu aşka yorardım. Tekrar aşık olursam hatırlar mıyım sorusu beynimi bir parazit gibi içten içe kemirirken dün gece bunun cevabını almıştım. Hatırlatmıyordu. Aşk da hatırlatmıyordu.
Bu denli yoğun bir duygunun bile biçare kaldığı zihnimde, çarenin duygu olmadığını anladım. Tekrar bir şok mu yaşamalıydım? Yoksa aynı olayın tekrar mı edilmesi gerekiyordu? Bilmiyordum. Sürekli deniyordum ama zihnimin iki yıllık hatıra köşesinin beş hafta önce o hastane odasında uyanan zihnimden hiçbir farkı yoktu ne yazık ki.
İlk defa bu kadar yoğun bir istek vardı içimde. Çaresizlikle bezenmiş bir yakarış değildi bu sefer, bir çocuğun hevesle istediği bir şey gibiydi.
Onunla olan geçmişimi merak edişim, bir çocuğun sabırsızlığından da öteydi.
Barın... Kara ve kısık gözleri zihnimin en ücra köşelerine kazınmıştı. Teninin o esmerin açık tonu, her bir mimiği, her bir hattı tuvale yapılan yağlı boya çalışması gibi muazzamdı ve o tuval zihnimin en geniş duvarına asılı haldeydi.
Yapmıştı. Ona dair hiçbir şeyi hatırlamadan ikinci kez aşık etmişti kendine. Üstelik tanışalı, en azından ben onu tanıyalı uzunca bir zaman geçmemişken.
Kolay bir kız olmadığımı biliyordum. Ki bunu o ilk gün kendisi de söylemişti. Peki ne değişmişti? Nasıl Barın bu denli benim ruhumla karışabilmişti? Nasıl ikinci kez kalbimi alt edip içindeki tahta kurulmayı becerebilmişti?
Söyleyecek miydim peki ona? Ona yine tutulduğumu, yine kalbimi kendi hükümranlığı altına alıp onsuz kısımları ekarte ettiğini söyleyebilecek miydim?
Söz vermiştim. Ona dair hislerimi bir daha saklamayacağımı söylemiştim. Öyle yapacaktım da. O bu zamana kadar bana verdiği tüm sözleri tutarken, ben ona verdiğim sözü unutmayacaktım.
Fakat gidip de söyleyemezdim.
Heybetli ve güçlü bir adamdı. Bunu ona söylediğimde bedeninin değil, sadece bana bakan bakışlarının altında bile küçülebilirdim. Sanırım biraz çekiniyordum. Yanına gidip seni seviyorum demeye henüz cesaretim yoktu. Yine de söylemeyecek olmam, eskisi gibi duygularımı geri plana atacağım anlamına gelmiyordu.
Bu sefer 'bazen' kontrolü duygularımın ele almasına izin verecektim. Her ne olursa, zamana bağlı ve akışında gerçekleşecekti.
Yatak odasının kapısı tıklatıldı.
"Gelebilirsin." dedim hâlâ yatağın içindeyken. Barın kapıyı açıp içeri girdiğinde gözleri ince battaniyeyi boğazına kadar çekip yatağın içinde yuvarlanır gibi uzanan bana çevrildi.
"Kalkmaya niyetin yok galiba."
Birkaç adımla dolabının önünde durdu. Battaniyenin altından omuz silktim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA BİZİ HATIRLAT | +16
Novela JuvenilKasıtlı bir kaza sonrası hafızasını kaybeden bir kadın. Karısının onu hatırlamadığı bir adam. Ve devamının yazılı olduğu bir kitap... • "Ya seni ve bahsettiğin aşkımı hatırlamazsam?" Keskin ve kararlı bakışları bakışlarıma tutundu. "O zaman seni tek...