9. Sahne: "Ne o bir tek sen mi nişancısın?"

65 17 0
                                    

"Hazal, bitti?" Koluma dokunan elle birden zemine düştüm, gözlerimi açıp etrafıma bakındım daha doğrusu bakınamadım gözlerim çok bulanık görüyordu. Ağlamış mıydım? Kendimi düzeltip zemine sırtımı döndüm ve yere oturdum. Dediğini anlamayarak sorumu yönelttim, "Ney bitti?" yüzümde ki göz yaşlarımı silip ona odaklandım, kaşları çatılmış öylece bakıyordu.

 "Elli şınav çektin." dedi. Bir dakika ne?

"Ha?" Dediklerini anlamıyordum en son gözlerimi kapatıp annemi düşünüyordum. Fark etmeden şınav mı çekmiştim yani? Bu imkansız, ben şınav çekmeyi beceremem ki.

"Şurada ki aralığı görüyorsun değil mi, koridorun sağ tarafında kadınlar için ayrılmış soyunma odasında duş kabinleri var orda üstünü değiştirebilir duşunu alabilirsin. Güvenli merak etme." Başım çok feci ağrıyordu ve hiç inatlaşacak durumda değildim kafamı tamam anlamında sallayıp dediği yere doğru ilerlemeye başladım bu koca salonda eksik olan tek şey benim aklımdı sanırım, bu adam yüzünden akıl falan kalmamıştı ben de. 

Koridoru geçip sağa döndüğümde "soyunma odası" yazısının asılmış olduğu kapıyı araladım, bir kaç kadın vardı ve çoğu kabin doluydu, umursamadan en sonda boş olan kabine girip kıyafetlerimden kurtulup kendimi ılık suyun huzuruna bıraktım. 

Duşumu aldıktan sonra yedek getirdiğim kıyafetleri üzerime geçirip tam kabinden çıkacaktım ki odadan gelen seslerde duraksadım. 

"Yeni gelen kızı gördünüz değil mi? incecik bir şey ezerler onu burada" kahkaha attı.

"Buraya yeni gelen herkes öyleydi Azra." diğer kadının sesi içimi ısıtsa da kabinden çıkmayıp onları dinlemeye devam ettim.

"Aras'ın sabahtan beri sadece onunla ilgilenmesi çok sinir bozucuydu. Beni onu eğitmem için görevlendirebilirdi." anlaşılan bay kibirlinin saplantılı aşığı vardı. 

"Aras Bey yeni gelen herkese ilk gününü harcıyor bu tek o kız için özel değil ki." sanırsam bu kız aralarında en zekileriydi ve tabii en tatlı sese sahipti, Aras bey demek yerine Aras diyen Azra cadısı da en saplantılıları. Onlar konuşurken bende bir taraftan saçımı at kuyruğu yapıyordum.

"Umurumda değil. Aras'ı elimden alırsa onunla ödeşeceğimiz var." sanırım tek saplantılı aşığı değil aynı zamanda sevgilisiydi, bay kibirlinin zevkine acıdım. Hem aman ben de çok meraklıyım senin Aras'ına!

Sesler gittikçe azalırken çoğu kişinin çıktığını anlayarak rahat nefes verdim ve kabinden çıkıp odadan çıkma amacıyla yürümeye başladım. "Aaa sen burada mıydın!" ince sesle duraksayıp arkama baktım. Bu kız sanırım zeki olandı sesi çok tatlı geliyordu. "Evet." kısa cevaplar verip buradan çıkma isteğiyle yanıp tutuşuyordum.

"Duydun değil mi?" mahçup bir ifadeyle yüzüme bakarken umursamazca kafamı salladım. "Onun dediklerini takma, Aras bey e takıntılı biraz" sen söylemeseydin bilmeyecektim bak!

Ne bu samimiyet kardeşim! Burada olma sebebin pis işler değil mi zaten? 

"Pekala ben artık gideyim yarın görüşmek üzere." Mümkünse bir daha görüşmeyelim, lütfen. Yalancı gülümsemeyle gidişini izledim. Henüz tanımadığım biriyle samimi olmamı bekleyemezlerdi değil mi? Omuz silkip odadan çıktım ve doğru bildiğim yola ilerlemeye başladım.

"Ha bu arada!" korkup hızla arkamı döndüm, bağıran kişinin yüzüne gözlerim pörtlemiş halde baktım. "Üzgünüm, korkutmak istemedim, burada odalara çıkmak için merdiven var asansöre gitmek için biraz fazla yürümen gerekir yorgunsundur diye söyleyeyim dedim. İstersen gel" tatlı sesin sahibine bakıp bir arkamda ki uzun koridora birde soyunma odasının çaprazında kalan kapının ardında ki merdivene ve o kıza baktım. "pekâlâ," Kızın yanında gidip yürümeye başladım. 

Gizli Görev (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin