"Defne bu gece yanında uyuyabilir miyim?" dedim. Odamda iki saat kıvranıp uyku tutmayınca buraya gelmiştim ki defne de uyumamıştı. Kapıyı tam açmadı.
"Şey... tabii." Kaşlarımı çattım.
"İçeride bir şey mi saklıyorsun?"
"Hayır canım! Ne saklayacağım senden gel hadi." kapıyı tamamen açtı ve girmemi bekledi. Tereddütle içeri baktım.
"Göreceğim şeylerden korkuyorum defne içeride bir şey yok demi?" dediğimde hızla koluma vurdu.
"Hazal saçmalama."
"Tamam ya Allah Allah!"
İçerisi bomboştu, peki buna rağmen niye beni görünce stres olmuştu ki?
"Aras beyin yaralarına pansuman yaptın mı?"
"Krem sürüp sardım. Aptal herif kendine nasıl baktıysa yaraları enfeksiyon kapmış!" dedim, evet kesinlikle aptal herifti. Biri sırtı tamamen yaralarla kaplı olmasına rağmen neden hemşireye dahi görünmez ki!
"Bir şeyi var mı?" dedi.
"Eğer yirmi dakika yada yarım saat sonra dediklerimi yaparsa olmayacak ama yapmazsa veya yapamazsa evet yaraları gerçekten bir doktora görünmeli." Su değdiğinde canı yanar mıydı bilmiyorum veya sabun. Enfeksiyon kapmıştı ve normal olarak canı yanacaktı.
"Ne yapması gerekiyor?" Gözlerini kaçamak bir şekilde odada belli bir yere odaklanıyor ardından hemen bana dönüyordu.
"Duş alması sırtını temizlemesi gerekiyor ama bunu nasıl yapabilir bilmiyorum. Ardından sırtını sarması gerekiyor, eğer saramazsan ben sararım dedim ama işin zor olanı sırtını yıkaması." diye mırıldadım.
"Hmm" düşünüyormuş gibi yapıp kıpırdanmaya başladı. "Biraz balkona mı çıksak temiz hava alalım daraldım. " dedi, her odanın kendine ait balkonu vardı ve bu çok hoşuma gitmişti.
"Tamam." dedim ve ayağa kalktım, balkona doğru yürürken banyo kapısının alt kısmından yansıyan gölge dikkatimi çekti. Olduğum yerde durup gölgeyi izledim. Gölge önce sağa gidiyor ardından sola gidiyor sanki banyoda biri tur atıyormuş gibi görüntü veriyordu. Banyoya doğru yürümeye başladım.
"Hazal ne oldu?"
"Defne banyoda biri var?" diye fısıldadım.
"Ne banyosu ya kim olacak banyoda?" sesini odada o kadar yükseltmişti ki neye uğradığıma şaşırıp hızla defneye döndüm.
"Defne ya! Ne bağırıyorsun dur bi!" dedim ve banyoya döndüm. Gölge kaybolmuştu.
"Valla biri var!" diye bağırdım ve hızla koşarak banyonun kapısını açtım. Birden kafama giren acıyla olduğum yerde sarsıldım. Kafama galiba bir şey düşmüştü ama etkisi bu kadar ağır olması normal değildi.
🍃
"Hazal lütfen aç gözlerini!"
"Eli kıpırdadı."
"Saklanayım mı ben?"
"Saçmalama!"
Duyduğum ama anlamlandıramadığım saçma cümlelerde kaşlarımı çatıp gözümü açtım.
Başım çok feci ağrıyordu. Fazla aldırmamaya çalışarak başıma dikilmiş üç kişiye baktım.
Defne, Bay kibirli, Kaslı çocuk.
"Tövbe bismillah!" diye mırıldandım hepsi merakla bakıyordu fakat iki kişide mahcup bir yüz ifadesi daha vardı; Defne ve kaslı çocuk.
"Hayırdır bomba mı patladı kardeşim başıma ne dikilmişsiniz böm böm bakıyorsunuz!?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Görev (+18)
Teen Fiction'"Dön arkanı, ellerini çözeceğim." Dedi. Hızla arkamı dönüp ellerimi çözmesini bekledim, onun tek hamlesinde ipler birden yere düştü.' Hazal ve küçüklüğünü beraber geçirdiği defneye gizemli mesajlar gelmesinin ardından, Hazal silah sesleriyle uyanır...