"Süre Doldu!"
Hızla ayağa kalkıp geri geri gitmeye başladım "Oha! Bana da silah verin lan!" bağırıp yutkundum. Salonda ki insanlar bağırırken sarışın çığlık atıyor kafese doğru koşuyordu. Azra Hızla üzerime koşup bıçağı karnıma saplayacaktı ki Bay kibirli kafese girip Azra'nın kolunu tuttu ve elinde ki bıçağı alarak yere fırlattı. Gözlerim kocaman açılmış kolumda ki ve yüzümde ki sızılara aldırmadan öylece bakıyordum karşımda ki adama. "Süre doldu!" demesiyle kendimi yere bıraktım. Koluma baktığım an gözlerim dolmuştu, kolum kanlar içinde kalmış yere damlıyordu. Sarışının kafese koşup yüzümü kendine çevirmesiyle nefes nefese kalmış konuşmaya başladı.
"Hazal! İyi misin? Her tarafın kaç içinde!" beni yerde kaldırmaya çalışıp yüzümde ki kanları eliyle silmeye çalıştı. Durmaz o kanlar, bırak aksın.
"Kolun çok derin kesilmiş." dehşete kapılmış halde konuşuyordu, Ayağa kalkar kalmaz başımın dönmesiyle yere düştüm. Güçlü olmalıydım, en azından sağ çıkmıştım. Kafese giren adamların kollarımdan tutmasıyla olduğum yerde çırpınmaya başladım. "Bırakın kolumu!" Hızla kolumu bıraktılar sarışına tutunmaya çalıştığım an gözlerim karardı ve yere düştüm.
🍃🍃🍃
"Uyanıyor!" tiz bir sesle yüzümü buruşturdum. Gözüme çarpan beyaz ışıkla gözlerimi kırpıştırmaya başladım. "Burası neresi?" gözlerimi açmaya çalışırken 'uyanıyor' diyen kim olduğunu anlayamadığım kadın sesine sordum. "Hazal senin odandayız." sesini yeni idrak edebildiğim ses döndüm, sarışın. Etrafıma göz gezdirirken bir adamla buluştu gözlerim. Sana da merhaba bay kibirli. Ayağa kalkmaya çalıştığım an fark ettiğim kolumda ki serumla gözlerimi kocaman açıp bay kibirliye döndüm. "Bu neden?" Çok saçmaydı, alt tarafı her tarafım kanamış, nefessiz kalmış, kesilip biçilmiş, karnında, ve yüzünden defalarca yumruk yemiş, aşırı stres olmuştum.
"Hala soruyor musun?" Bay kibirli tam konuşacağı sırada araya giren sarışına döndüm. "Ayıp." hala dalgaya vuruyorsam kesinlikle iyiyim demektir. "Kan kaybından dolayı gözlerin karardı ve bir süre nefessiz kaldığın için kısa süreli baygınlık geçirdin, fazla streslenmiştin bu yüzden sakinleştirici verildi buda daha uzun süre uyumana sebep oldu. Düzelmen ve seni kendine getirmesi içinde serum takıldı." Bi ölmediğim kalmış desene sen şuna.
Kaşlarımı havaya kaldırmış kendimle gurur duyduğumu beden dili ile göstermiştim. Sarışının sert bakışlarını umursamadan odaya bakınmış sadece sarışının ve bay kibirlinin odamda olduğunu fark etmiştim. Sahi bay kibirli neden hala buradaydı? "Hazal, gerçekten iyi misin?" sarışının sorusuyla kolumda ki sargıya baktım. Bir dakika o cadı beni bıçakla doğramak üzereydi! O kanlı bıçakla üzerime koşmuştu, son anda bay kibirli tutup bıçağı yere fırlatmıştı.
Ah hadi ama ne yani şimdi ben hayatımı bu bay kibirliye mi borçluyum? Lanet olsun, benden kesin teşekkür beklediği için burada!
Hazal teşekkür etmelisin her ne kadar onu sevmesen de hayatını kurtardı. Hayır süre bitmeseydi kurtarmazdı ama. Fakat sonuca bakarsan seni o kurtardı. Biliyor musun? Sonuç umurumda değil. Teşekkür mü bekliyor? Etmeyeceğim işte oğlum.
"Bu serumu çıkarsanız mı artık? O Azra cadısının saçını başını yolacağım." Hızla ayağa kalkmaya çalışırken sarışın kollarımdan tutmuş bana engel olmuştu. "Sarışın çekil önümden o Azra cadısı haksızlık yaptı!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Görev (+18)
Teen Fiction'"Dön arkanı, ellerini çözeceğim." Dedi. Hızla arkamı dönüp ellerimi çözmesini bekledim, onun tek hamlesinde ipler birden yere düştü.' Hazal ve küçüklüğünü beraber geçirdiği defneye gizemli mesajlar gelmesinin ardından, Hazal silah sesleriyle uyanır...