II ~

149 19 107
                                    

Inui'nin babası yıllarca varisin korumalığını yapmıştı. Bu korumalık görevinden dolayı sürekli sarayda kalır, eve neredeyse hiç gelemezdi. Kendisi ise ablasıyla beraber Aesir halkının, savaş nedir bilmeyen kesiminin arasında yaşıyordu. Yıllar boyu süren bu düzene alışmıştı. Ablasıyla beraber günlük işleri hallediyordu, babası nadirende olsa eve geliyor, çocuklarıyla ilgileniyordu. Aralarında güzel bir ilişki vardı. Ama bir gece ablası, ortalıktan kayboldu, gitti. Geri dönmedi. Ne kadar aransa da bulunamadı. Inui ablası gittiği için kendini perişan etti, hayattan zevk alamadı. Hayata tutunmasındaki tek etken babasıydı.

Bir sabah Heimdall'ın, kralın en sadık askerinin kapısına gelmesiyle her şey değişti. Heimdall onu eğitmeye başladı, kılıç kullanmayı, kendini korumayı öğretti. Artık onun yanında kalmaya başladı. Bu sayede babasını da daha sık görebiliyordu. Değişmişti. Artık Asgard'ın o masum kesiminden değildi. Şimdi de babasının görevini üstenmişti. Kendini varise adayacaktı. Ve bir diğer amacı da... ablasını bulmaktı. Ablasının hâlâ bir yerlerde hayatta olduğuna inanıyordu. Bir gün onu bulacağına inanıyordu.

"Yeni korumam sen misin?"

Duyduğu ses ile düşüncelerinden sıyrıldı. Ona doğru gelen, uzun siyah saçlı bir genç gördü. Uzun siyah bir pelerin ve boyu dizine kadar olan botlar giymişti. Deri pantolonuna geçirdiği kemer belinin incecik ve güzel gözükmesine sebebiyet veriyordu.(2 saniyede çocuğun analizini yaptı aq)
Muhtemelen bu korumalık görevini üstlendiği varisti.

"Adın ne?"

Inui aynı kralın karşısında yaptığı gibi hafifçe kafasını eğerek sağ elinin dört parmağını kalbinin üzerine koydu. "Inui Seishu. Efendim."

"Kafanı kaldırabilirsin, benim karşımda böyle aşırı saygılı hareketler yapmana gerek yok. Hem 'efendim' deme."

Inui hâlâ aynı pozisyondaydı. "Pekala. Efendim."

"Ben daha demin ne dedim sana..."

Kokonoi nazikçe Inui'nin çenesini tutup kafasını yukarı kaldırdı. Gözlerinin içine baktı. Inui bu ani harekete biraz şaşırdı, ama bu şaşkınlığı yüzüne vurmadı tabiki.

"Bana hitap etme şekline karışmam. Ama karşımda eğilme, bu beni rahatsız ediyor. Tamam mı?"

"T-tamam."

Kokonoi'nin eli hâlâ Inui'nin çenesindeyken, arkalarından gelen sesi duymasıyla elini hemen çekti.

"Korumanı ayartmaya mı çalışıyon hemen?"

Bıkmış bir tavırla arkasına döndü. "Kıçıma takip cihazı mı taktın Sanzu, neden her gittiğim yerde buluyon beni?"

"Ha ha, yok be. İşim gücüm yok seni mi takip etcem. Katanamı almaya gelmiştim, biraz Wendigo avliyacam."

Sanzu saraya girip cephaneliğe doğru yönelirken Inui arkasından bakakalmıştı.

"Niye bakakaldın öyle? Sakın Sanzu'ya aşık olayım felan deme pişman olursun."

"Yok ondan değil. Wendigolar hakkında bu kadar rahat olması garibime gitti sadece."

"Sanzu deli birisi. Babam saray dışındaki yaratıkları avlama görevini bizzat ona verdi. Bu işi ondan iyi yapan yok."

"Ama... şu sıralar Wendigoların sayısı çok arttı."

"Evet... ben de bundan endişeliyim. Umarım canından olmaz. Hadi."

"Ne hadi?"

"Dolaşalım biraz, sana sormak istediğim sorular var."
_________________________________

{-} 𝑻𝒉𝒆 𝑺𝒖𝒄𝒄𝒆𝒔𝒔𝒐𝒓 𝒐𝒇 𝑨𝒔𝒈𝒂𝒓𝒅 | KokonuiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin