IX ~

121 13 48
                                    

"Nasıl kara büyü kullanabiliyorsunuz, efendim?"

Kokonoi bu soru karşısında başta ne diyeceğini bilemedi. Durdu öylece. Yıllardır sakladığı sırrı, açığa mı çıkmıştı? Hayır. Ne Kakucho ne de Sanzu bunun hakkında söz etmişti. O zaman sadece Inui biliyordu ama... nasıl?

"Dışlanmaktan korktuğunuz için mi sakladınız efendim?"

"H- ha?"

"Aesir olarak kara büyüye bir 'lanet' olduğu gerekçesiyle karşıyız. Çünkü bunu sadece kara elfler kullanabiliyor. Bunun sonucunda iki seçeneğimiz kalıyor değil ni efendim."

Kokonoi korumasının yüzüne bakmayarak -ya da bakamayarak- "Ya bunu sadece kara elflerin kullanabildiğinin bir söylenti olduğunu düşünüyorsun, ya da benim o yaratıkların soyundan olduğumu. Yanlış mıyım?"

"Aklımı okumuş gibisiniz efendim."

Yere bakmaya devam ediyordu. Derdi itibarının zedelenmesi değildi. İtibarıda varislikte umurunda değildi. Derdi dışlanma korkusuydu. Bu zamana kadar Asgard'ın sivil kesimi ile iyi ilişkiler kurmuşken, şimdi bu olay yayılırsa...

"Sadece ben biliyorum ve söz kimseye söylemem, efendim."

Kokonoi kulaklarına ulaşan bu ses karşısında endişelerinden sıyrılıp başını kaldırdı. Bununla birlikte ona yumuşak bir gülümsemeyle bakan korumasının gözleriyle karşılaştı.

"Sen... nasıl? Bana tonla laf etmeyecek misin? Asgard'dan sürülmem gerektiğini, lanetli olduğumu söylemeyecek misin, Inupi?"

"Sizin hakkınızda şeylerde söz sahibi olamam efend-"

"Bana şuan hissettiklerini söyle! Bunu nasıl öğrendiğini bilmiyorum ama... ilk fark ettiğin zaman ne hissettiğini söyle!"

Farkında olmadan sesini yükseltmişti. Alt rütbesinde bulunanlara sesini yükseltmekten hoşlanmazdı aslında, sanki onu küçümsüyormuş gibi hissederdi. Ama bu istemsizce olmuştu.

"Inupi-"

"Sorun yok efendim. Suikast gecesi fark ettim bunu. Ama... nasıl fark ettiğimi şuanlık anlatamam."

"Inupi... benden her şeyi gizliyorsun."

"Zamana geldiğinde gerçekten anlatacağım efendim. Ve... bunu öğrendiğimde yemin ederim ki size karşı hiç nefret hissetmedim, sizi küçümsemedim. Asgard'dan sürülmeniz meselesi aklımın ucundan bile geçmedi. Bana sadece sizi koruma görevi verildi, bende sizin için canımı bile vermeye hazırım efendim."

Gözleri doldu. Böyle sözler beklemiyordu. Sadece... en azından sırrını öğrenen ilk kişi güvenebileceği biri olmuştu. Kardeşlerinin ne tepki verebileceğini düşündü anlık. Belki onlarda kendisine destek olurdu, ama babasının kulağına giderse... işte o zaman sorun çıkabilirdi. Sırf kendi itibarı için, varisi kara büyü kullanabilen bir 'lanetli' olduğu için acımadan öldürürdü onu. Bunu düşünmesi bile korkmasına sebebiyet veriyordu.

Elini gözüne götürerek gözyaşının akmasını engellemeye çalıştı. "Hay sıçayım."

"Ağlayabilirsiniz efendim."

"Ha?"

"Ağlayabilirsiniz, rahatlatır. Söz veriyorum kimseye söylemem."

Az bir süre duraksadıktan sonra "Gerçekten söz veriyor musun?" sözleri çıktı ağzından. Bunun karşılığında da bir tebessümün ardından gelen güven verici "Söz veriyorum efendim." sözleri ulaştı kulaklarına.

Inui, hiç beklemediği bir şekilde sarıldı ona. Başta şaşırdı, ama sonrasında "Teşekkür ederim Inupi." diyerek gözyaşlarını serbest bıraktı. Daha önce -annesi dışında- kimsenin onu böyle teselli ettiğini, ona sıcacık bir şekilde sarıldığını hatırlamıyordu. Hazır bu anı yakalamışken tadını çıkarması gerektiğini düşündü. Kendini onun yanında güvendeymiş gibi hissediyordu şuan, işte bu yüzden korkmadan, çekinmeden yaşların akmasına izin verdi.

{-} 𝑻𝒉𝒆 𝑺𝒖𝒄𝒄𝒆𝒔𝒔𝒐𝒓 𝒐𝒇 𝑨𝒔𝒈𝒂𝒓𝒅 | KokonuiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin