"Ölsem bile ağzımdan tek bir laf alamazsın."
"Onu işkenceye başladığımda söylersin."
Bu sözlerin üstüne bile Hanma gülmeye devam ediyordu. Anlaşılan Sanzu'yu ciddiye almıyordu, ve bu Sanzu'nun sinirlerini hoplatmak için yeterli bir sebepti.
"Büyü kullanmayı doğuştan mı biliyorsun yoksa sonradan mı öğrendin?"
Hanma kahkahalarını kesip parmaklıkların arkasına, onunla aynı hizada olan Sanzu'ya baktı.
"İşkence ile sorgulamayacak mısın beni?"
"O acı dolusu çığlıklarını duymak için can atıyorum aslında. Ama yine de şansımı denemek istedim."
Sırıttı. "İster iskencesiz dene ister iskenceli, ağzımdan tek bir laf alamazsın."
Sanzu Hanma'ya kaşlarını çatarak baktı. "Bozuk plak gibi söylediğin şeyleri tekrar etme. Sinir bozucu."
"Peki peki. En azından şu kollarımdaki zincirleri çözsen? Bu biraz rahatsız edici. Hem büyüde kullanamıyorum... Nedenini biliyor mus-"
"Zincirler büyü gücünü emiyor. Kusura bakma ama her an bir orospuluk yapabilme ihtimaline karşı bu önlemi almak zorundaydık."
Hanma bu cümleye gülerek karşılık verdi. Sanzu huyunun mu böyle olduğunu, yoksa kendisini sinir etmek için mi bilerek güldüğünü tam olarak anlayamamıştı. Ama ikinci seçenek daha olası geliyordu.
Hanma'dan gözlerini ayırmayarak ayağa kalktı. Çıkış kapısına yöneldi.
"Hey hey, gidiyor musun? Bana işkence yapıcaktın hani?"
"Tam o yapacağım iş için malzemeleri almaya gidiyordum biliyor musun. Acı çekmek için sabırsızlanıyorsun galiba?"
"Hemde nasıl♡ Hangi yöntemlere başvuracağın konusunda sabırsızlanıyorum."
"Bir bakalım..." Sanzu çok ciddi bir şey düşünüyormuş gibi bir elini çenesine götürdü. "Hah. Mesela cevabını vermediğin her soru için kerpeten ile her bir parmağını çok büyük bir zevk ile yerinden sökebilirim. Ya da her sinir bozucu gülüşünde balyoz ile elinin icabına bakabilirim. İki türlü de büyü kullanma becerini elinden almış olurum değil mi? Benim açımdan aşırı zevkli bir deneyim olur ama senin açından nasıl olur bilemem."
"Tüylerimin nasıl dikildiğini görebiliyor musun?♡"
Sanzu Hanma'ya son bir bakış atıp hücreden çıktı. Çıkarken aklında tek bir düşünce dolanıyordu: Mazoşist piç.
_________________________________
Kokonoi üstünü giyinirken Inui onu tam kapısının önünde bekliyordu. Geceden beri ayaktaydı. Normal bir insan bu kadar uykusuzluğun üstüne ayakta duramayabilirdi, ama Inui hiç halsiz hissetmiyordu. Heimdall'ın eğitimi sayesindeydi. Ustası onu uykusuzluğa alıştırmıştı. Günde 2 saat uyku bile yeterli geliyordu.
Aklına istemsizce gece yaşananlar geldi. Tek gecede iki tane büyücünün varlığını öğrenmişti. İlk defa büyü kullanan birisiyle savaşmıştı. Bu kadar zorlanacağını tahmin edememişti, hem de iki kişi olmalarına rağmen. Tek bir çizik bile atamamışlardı. Acaba efendisi büyü konusunda--
"Günaydın Inui-san!"
Önünden geçen Emma'nın sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı.
"Ah, sizede günaydın Emma-san. Nereye böyle?"
Emma tam cevaplamak için ağzını açmışken Kokonoi odasından çıktı. Inui'nin dikkatini çeken ilk şey, yeniden belinin inceliğini ortaya çıkaran kemer olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
{-} 𝑻𝒉𝒆 𝑺𝒖𝒄𝒄𝒆𝒔𝒔𝒐𝒓 𝒐𝒇 𝑨𝒔𝒈𝒂𝒓𝒅 | Kokonui
FanficKokonoi Hajime. Asgard kralının 3 oğlu arasından en büyüğü, aynı zamanda krallığın değerli vârisi. Kral ölünce tahta geçecek kişi. Ama tabi ki böyle bir krallığa karşı çıkan, kendi çıkarları için vârise zarar vermekten çekinmeyenler olacak. İşte bu...