X ~

110 15 23
                                    

Kral, taht odasındaki büyük pencereden dışarıya bakıyordu. En sadık askeri Heimdall da yanında duruyordu.

"Keyfiniz yerinde galiba kralım."

Gülümseyerek karşılık verdi. "Midgard ile olan barışımızı kağıda dökeceğiz, mutlu olamamam için bir sebep var mı?"

"Haklısınız kralım. Bu arada varisinize saldıranlardan biri yeraltı hapishanesinde tutuluyor, biliyorsunuz."

"Sanzu ilgilenmiyor muydu onunla?"

"Evet kralım, ama belki siz de kıymetli oğlunuza suikast girişiminde yer alan o büyücüyü görmek istersiniz diye düşünmüştüm."

"İnan ki Sanzu en fazla üç günde işini bitireceği için görmeme bile gerek yok. Aynı zamanda Kokonoi güçlü birisi, başının çaresine bakabilmiş dimi? Onun için de endişelenmeme gerek yok. Haksız mıyım?"

"Evet... haklısınız kralım."

Kapının açılma sesi ile ikisine arkasını döndü. Sanzu'yu gördüler, yanında da uzun mor saçlı bir genç vardı.

Sanzu arkasında kapıyı kapatırken konuşmaya başladı: "Baba, bu haberciyi Midgard kralı yollamış. Barış anlaşması ile ilgili bir belge getirmiş."

Rindou, karşısında kralı görmesiyle sağ elinin dört parmağını kalbinin üstüne koyup diz çöktü. "Huzurunuza çıkmaktan mutluluk duyarım majesteleri." Elini pelerininin iç tarafına attı, rulo şeklinde katlanmış bir kağıt parçası çıkarıp krala doğru uzattı. "Size kralımızdan getirdiğim mesajı taktim ediyorum."

Heimdall öne çıkıp krala uzatılan kağıdı aldı. Mührü yok edip krala uzattı. Kral, belgede yazanları okurken yüzünde istemsizce bir gülümseme oluştu. Son cümleleri okurken ise şaşkınlığını yüzünden gizleyemedi, Rindou'ya baktı.

"Kralımız sizi Midgard'da ağırlamak ve barışı da orada imzalamak istiyor efendim. Tabi siz de uygun görürseniz."

Sanzu öne atıldı: "Hey! Bu istek sınırı aşmıyor mu sizce de?"

"Sanzu."

"Ama baba, bunun riskini sen de biliyorsun! Her ne kadar Vanaheim ile barış imzalamış olsakta hâlâ seni öldürmek isteyen Vanirliler var! Üstelik Midgard ve Vanaheim dışındaki diyarların bize bakış açısını bilmiyoruz, mutlaka nefret edenler var. Bu onların kulağına giderse sana suikast düzenlemek isteyecekler. Bu riskli bir durum! Üstelik..."

Göz ucuyla Rindou'ya baktı. "Midgard'ın oyun oynamadığı ne mâlum? Belki onlarda seni öldürmek istiyordur."

"Hey Sanzu! Binlerce yıla dayanan dostluğumuz olduğunu bilmiyor musun?"

Heimdall da tartışmaya "Gerçekten sınırını aşıyorsun Sanzu." diyerek katıldı.

"Ah hadi ama Heimdall, sende mi!? Sırf çok kıymetli kralımızın iyiliğini düşündüğüm için sınırımı mı aşıyorum!?"

Heimdall: "Hayır kralın iyiliğini düşündüğün için değil, Midgard'ın bizimle barışı bozma ihtimalini düşündüğün için sınırını aşıyorsun."

"Kimseye körü körüne güvenemeyiz diyen sen değil miydin Heimdall! Ama şuan Midgard'a körü körüne güveniyorsun resmen, babam seni buna mı zorladı?"

"Aklı olan Asgard gibi bir krallık ile barışı bozmak istemez Sanzu!"

"Ah cidden mi? Aklı olan Asgard kralını alt etmek için Vanaheim ile de anlaşma yapabil-!"

Bir anda üçünün de sesi kesildi, vücutları donup kaldı, hareket edemediler. Ellerinde olmadan gerçekleşen bir şeydi bu. Sanzu zordan arkasında duran Midgardlıya baktı. Sol eli havaya kalkıktı. Avuç içindeki mühür, güneş gibi parlıyordu. "Herkes sakin olabilir mi?"

Elini indirmesi ile vücutlarının kontrolü yine kendilerine geçti. Rindou samimi gibi gözüken bir gülümseme ile: "Bu güvensizliğinizi kralımıza ileteceğim. Kurulumuz tarafından kararlaştırılan yanıt size yine iletilecektir efendim. İzninizle." Son kez eğilip odadan çıktı.

Kısa süreli sessizlikten sonra Sanzu krala dönüp "Ben sadece iyiliğini düşünüyordum baba."

"Midgard'ın Vanaheim ile anlaşıp barışı bozabileceği ihtimalini düşünmek adeta bir hakaretti Sanzu."

Başını eğdi, bir şey diyemedi. Çok ileri gitmiş gibi hissediyordu şuan. Heimdall omzuna dokunup "Eminim ki kralımızı Midgard'a davet etme sebepleri atalarımızın yarattığı bu yerin nasıl gelişip nasıl bir yere dönüştüğünü göstermek istemeleriydi."

"Evet... özür dilerim baba."

Oğluna samimiyetle bakıp "Hayır, sorun değil. İyiliğimi düşünmüştün sadece." Ardından kararmaya başlamış gökyüzüne bakıp "Bize de verilecek geri dönüşü beklemek düşüyor." dedi.

_________________________________

2 günlük yolculuğun ardından sonunda Midgard'a varabildi. Onu karşılayan ilk kişi abisi oldu. "Sonunda döndün Rin~ Sensiz buralar çok sıkıcı oluyor."

"Tabi oluyordur haha. Peki kral-?"

"Sabırsızlıkla bekliyordu seni. Gel benimle."

Ran, Rindou'yu Midgard'ın merkezinde bulunan iki yaşam ağacının oraya götürdü. Kralları karaağacın yapraklarından damlayan su damlalarına bakıyordu. Arkasından gelen ayak seslerini duyması ile, arkasını dönmeden konuşmaya başladı. "Döndün mü, Rindou?"

Rindou krallarının arkası dönük olmasına rağmen başını eğip diz çöktü. "Kralın ikinci oğlundan pek memnuniyet belirtmeyen bir mesaj getirdim," kafasını kaldırdı, "Shin-sama."

_________________________________

BU KITAP KOKONUI DEĞIL MIYDI HANI NERDE AQ SHIP DIŞINDA HER ŞEY VAR ŞUAN KITAPTA KDGSKEGAJGD ve kısaydı biliyom ara bölum gibi düşünün

Ve manga finali hakkındaki görüşüm şöyle: Ben şahsen kötü sonlada bitmesini isterdim bu seriye kötü sonda yakışırdı çünkü. Eğer kötü bir son olsaydı daha akılda kalıcı bir efsane olarak bitmiş olurdu ama Take'de o kadar acı karşılığında böyle bir sonu haketti😭. Final evet biraz kilişe olabilir ama anlamlıydı bence Take Hina'ya 12 yıl sonra evlenelim diye söz vermişti ve bu sözü tutması aw aglicam.
Neyse genel olarak beğendim yani ama Wakui sanki peşinden atlı kovalıyomuş gibi acele bi final verdi gibi geldi
Ve her Salı yorumlarda kaliteli insanlarla yaptığım sohbetler en özel anlarım olacak herkesin birbirini tanıması, birlikte gülüp birlikte ağlamamız, bölüm hüzünlü olsa bile yorumlarda illa bi komedi çıkarmalarımız yani direkt bu fandom benim için çok değerli aw aglicam yine🥺🥺🥺🥺

BU ARADA FINALDE HERKES ZENGIN OLMUS AW

{-} 𝑻𝒉𝒆 𝑺𝒖𝒄𝒄𝒆𝒔𝒔𝒐𝒓 𝒐𝒇 𝑨𝒔𝒈𝒂𝒓𝒅 | KokonuiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin