1

464 56 23
                                    

Changbin

"Canım geç kalıyoruz."

"Tamam tamam geldim."

Her sabahki rutin koşturmadan sonra nihayet arabaya binebildik. Aynı hastahanede çalıştığımız için tek arabayla gidiyoruz benim canım tostosum evde yatıyor. Neymiş efendim  ben çok kötü kullanıyormuşum.

"Bebegim bugün beni bekleme istersen ben Minhoya uğrayacağım. Yeni bir şeyler bulmuş onu anlatacakmış bana."

"Gene zırvalayacak desene."

"Ne zırvası ben onun dediklerine inanıyorum. Biraz paranoyak olabilir ama olsun."

"Biraz mı? Neden ordudan atıldığını unuttun galiba."

"Tamam aşkım tamam kapatalım konuyu."

Yol boyunca hiç konuşmadım tripliyim bugün ben. Konuşmuycam işte. Arabadan inip onu beklemeden binaya girdim. Asansörü beklerken Minhoya akşam geleceğime dair kısa bir mesaj yazdım. Bugün nasıl geçecek bilmiyorum meraktan çatlıyacağım.

Hastalarım gelip giderken zaman  beklemediğim kadar hızlı aktı. Nöbete kalmadım ama gene de geç çıktım acil hastalara bakmak için. Tam çıkacağım sırada telefonum titredi.

Bir tanem

Aşağıda beni bekle.

Felixi beklerken binanın önündeki banklardan birine oturdum. Ellerimle küçük bir ritim tutturarak dizlerime vurdum. Çocuklukta kalma bi alışkanlık.

"Aşkımmmmmmm."

Cevap vermemi beklemeden hemen boynuma sarıldı. Aklınca gönlümü alacak.

"Ben de geleyim Minhonun evine."

"Hayırdır zırva mı dinlemek istiyorsun?"

"Ya tamam Changbin demem bir daha . Hadi gidelim."

Elleriyle kolumdan çekiştirerek park alanındaki arabasına doğru ilerletti beni. Çok şükür Minhonun evi(?) hastahanenin  bir sokak altında. 2 dakikada Minhonun evine ulaştık. Arabayı Minhonun evine park edip merdivenlerden aşağıya indik. Ev dedim dimi ben? Unutun evi , Minho sığınakta yaşıyor. Evet sığınakta. Paranoyak olduğunu söylemiştim zaten. Sığınağın şifresini girip hemen içeri girdik . Tabi beklemediğim şey elinde silahla bizi bekleyen Minho.

"Lan mal mısınız amına koyim? Ben size aramadan gelmeyin demiyor muyum? Ya vursaydım sizi?"

Felix cevap vermedi çünkü ağzı açık elleri kalbinin üstünde sakinleşmeye çalışıyor. Hala alışamadı.

"Tamam lan abartma sen de."

"Ben markete gidiyorum almam gereken şeyler var siz oturun burada."

Minhoya cevap bile vermeye tenezzül etmeden Felixi bi koltuğa oturttum. Mutfaktan bi bardak su doldurup zorla içirdim. Sığınağın kapısının sesini duydugumda Minhonun gittiğini anlayıp konuşmaya başladım.

"Hay sikeyim  manyak bu diyorum. Sen niye benle geldin ki zaten? Bir kere öpsen gönlümü alırdın."

"YA BEN NE BILIYIM KAPIDA SILAHLA BIZI BEKLEYECEGINI!"

"Tamam bebeğim sakin ol sen derin nefesler al."

Minhonun yokluğunu fırsat bilip dolaptan birkaç şişe bira kaptım. Yanına oradan bulduğum çerezlerden bi tabak hazırlayıp keyif yapmaya karar verdim.



☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆


Minho

"Hassiktir. Koca bir hassiktir."

Önümde ağzı açık bekleyen çocuğun kolundan asılıp koşmaya başladım. Evin önüne geldigimde merdivenlerden koşarak indim. Hemen şifreyi girip çocuğu içeri fırlattım. Yerde öyle yatmaya devam eden çocuğa baktım. Felix ve Changbin hemen yanımıza geldi.

"CHANGBIN HAVALANDIRMALARI KAPAT CABUK FELIX SEN DE ACIK YER VAR MI KONTROL ET."

"Ne oluyo lan? Sakin ol bir."

"Başladı Changbin."

"Hasssiktir."

Changbin havalandırmayı kapatırken Felix koşup kapıları kontrol etmeye gitti. Yerde yatan çocuğun yanına eğilip  bir yerine bir şey olmuş mu diye kontrol ettim.

"O ordaki o şey o neydi?"

Titrek sesiyle konuşan çocuğu elinden tutup ayağa kaldırdım.

"Sakin ol bir önce otur."

Yavaş adımlarla koltuğa oturttuğum çocuk sehpadaki birayi kafasına dikip sephaya geri bıraktı. Bu biranın burada ne işi var sonra sorgulayacağım.

"Adın ne?"

"Jisung."

"Ben de Minho memnun olmadım."

Bana ters  ters bakan çocuğu görmezden gelip yanımıza gelen Changbin ve Felixe döndüm.

"Her yer temiz mi?"

"Evet evet temiz kapattık her yeri."

"Ne oluyor bize de söyleyecek misin?"

"Sisi salmışlar Felix."

"Ne sisinden  bahsediyorsun?"

"Herkesi öldürecek olan sisten bahsediyorum. Hani anlattığımda asla inanmadığınız sis."

SALGIN // MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin