Sonunda herkes hazırlıklarını tamamlamıştı. Minho ve Changbin helikoptere bindiklerinde kemerlerini taktılar. Minho zaten orduda, zamanında bunun için üst düzey eğitimler almıştı. O yüzden gayet sakin bir şekilde birkaç düğmeye basarak helikopteri çalıştırdı. Helikopter havalanmaya başladığında ortaya çıkan rahatsız edici ses ve rüzgar sebebiyle diğerleri sığınağa doğru ilerledi. Tamamen havalandıklarında gökyüzünün artık eskisi gibi mavi ve bulutlu olmadığını tamamen sislerle kaplanmış ve kapkaranlık olduğunu gördüler. Aşağıya baktıklarında ise her yerde küçük küçük kan gölleri oluştuğunu, cesetlerin ve kanın sokakları boyadığını görmüşlerdi. Ne kadar pencereler kapalı ve gaz maskeleri yüzlerinde de olsa sanki havada olan iğrenç kokuyu burunlarında hissettiler. Helikoptere yön vererek iyice havalandıklarında changbinin yardımıyla gazı yavaş yavaş havaya salmaya başladılar. Helikopterin yakıtının yeteceği kadar şehri turlayarak tüm şehre panzehiri salmaya başladılar.Havadaki karanlık bulutlar yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı. Aşağıya baktıklarında etrafta neredeyse kimsenin olmadığını fark ettiler. Evet bu şehri gazdan kurtardılar. Peki diğer şehirler ?
Minho tabi ki bunu da düşünmüştü. Asker arkadaşları yardımıyla neredeyse tüm ülkeye panzehiri hava yoluyla ülkeyi dağıtmaya başladılar. Geriye yapılacak tek bir şey kalmıştı, o da başkanı öldürmek. Minho bunun içinde küçük bir plan hazırlamıştı. Planı harekete geçirmek için saraya doğru helikoptere yön verdi. Gazdan yaptığı bir sis bombası avuçların içinde duruyordu. Sarayın üstündeki helikopter pistine helikopteri yavaşça indirdi. Ne olursa olsun içeridekilerin dışarıya çıkmayacağını bildiği için gayet rahattı. Şuan kongre merkezinde bütün milletvekillerinin ve başkanın orada olduğunu biliyordu. Hepsini tek bir odada olması onun için büyük bir şanstı. Bu yüzden bu şansı geri tepemezdi . Daha fazla oyalanmadan bir ip yardımıyla çatıdan aşağıya doğru sallandı. Pencerenin bir tanesini kırarak tam onların toplantı yaptığı salona sis bombasını yolladı.Herkes bir anda etrafa kaçışırken minho hiçbir şey olmamış gibi ipten tekrar yukarı tırmanarak helikoptere bindi. İçeridekilerin bağırış ve çığırlarını duyarken helikopteri çalıştırdı. Helikopter tekrar rahatsız edici bir ses ve rüzgar eşliğinde havalandı.
Birbirlerine baktılar, sanki ikisinin de içi tamamen rahatlamış gibiydi. Bunca zaman yan yana oldukları için ikisinde de ufak bir buhran vardı. Changbin Minhoyu desteklemek için omzuna vurup sıvazladı. Yakıtın sadece eve gitmeye yetecek kadar olduklarını olduğunu gördüklerinde helikopteri tekrar jeonginin bulunduğu karargaha götürdüler. Helikopteri oraya bıraktıktan sonra orada bıraktıkları arabayla sığınağa geri döndüler .
Herkes bir heyecanla onların gelmesini bekliyordu.Minho evin şifresini girdikten sonra içeri adımladı ,arkasında da changbin. İçerideki herkes " Ne oldu acaba ?"diye soran bir yüz ifadesi ile ikisine bakıyordu . İkisi de ellerini havaya kaldırarak "başardık."dediler.Herkes bir anda Sevinç çığlıkları atmaya başladı.
" Minho başardın. "
"Beraber başardık jisung. Hep berabee başardık. Bana inanip bana güvendiğiniz için hepinize teşekkür ederim. İyi ki yanımdasınız. Burada geçirdiğimiz sayılı günleri asla unutmayacağım. "
Herkes gözleri dolu bir şekilde minhonun etrafını sarıp sıkı bir sarılma verdi. Herkes neredeyse ağlıyordu. Herkes birbirini teselli edip güzel sözler sarf etmeye çalıştı.
"Teşekkürler sana da minho. Sen olmasan ne bu ülke kurtulurdu ne de biz." Dedi Changbin.
"Abartma lan sen de duygusal top olmuşsun. "Dedi minho changbinin omzuna vurarak.
Neşeli bir şekilde felix ve jisung herkese yetecek kadar akşam yemeği hazırladılar. Herkes bu masada ilk kez mutlu bir şekilde yemeğini yedi. Gerçekten herkesin yüreğine biraz olsun sus serpilse de ülkenin şu anki hali herkesi ufak bir gerginliğe sürüklüyordu. Ülkede zaten olağanüstü hal ilan edildiği için ve aynı zamanda başkanın ve tüm yandaşlarının vefat etmesiyle tekrar hızlı bir seçim yapıldı.Ve bir kişi başkan oldu . Başkan çalışmalarını hızla başlayarak öncelikle sokaktaki cesetleri ve çöpleri temizledi. Herkes korkmuş ve panik halinde olduğu için marketleri ve bulabildikleri her mağazayı yağmalamışlardı. Devlet esnafların dükkanları tekrar açabilmeleri için belirli bir yardımda bulundu. Aynı zamanda diğer vatandaşlara da belli bir miktar yardım yapıldı. Belli bir süre tüm sağlık hizmetleri de ücretsiz oldu. Ülke uzun bir süre tam teşekkürlü bir hastane gibi çalıştı. Herkes yaralarını yavaş yavaş sarmaya başlamıştı. Minho gene de bir süre herkesi sığınakta tutmaya devam etti.
Diğer bölüm final.
Kendinize cicis bakin.
Muah
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SALGIN // Minsung
Teen FictionSON DAKIKA Nereden geldiği belli olmayan bir sis salgası dünyayı tehdit etmekte lütfen evlerinizden çıkmayınız şuan her nerede iseniz tehdit geçene kadar oraya sığınınız.