13

181 28 63
                                    

Jisung

Bir duş alıp balkona çıktığımda Minhoyu hala orada sigara içerken bulmayı beklemiyordum. Minho duşta on dakikadan fazla durmazdı ama her gün duşa girerdi. Duşa girmeden telefonundan kronometreyi açıp 10 dakika tutuyordu geldiğinde 10 dakikadan fazla olursa ne yapardı bilmiyorum.  Yavaşça yanına adımladım. Pek sigara içmezdim arada arkadaş ortamında içkiyle beraber kullanırdım genelde.

"Bana da verir misin bir tane?"

Bir şey söylemeden paketinden bir sigara çıkartıp dudaklarımın arasına yerleştirdi, çakmağıyla ucunu yakıp nefesimle harlamamı bekledi. Sigara tutuşmaya başlayınca özlediğim dumanı ciğerlerime çektim.

"Üzgünüm."

"Ne için?"

"Ne için olduğunu biliyorsun."

Yüzüme bakmadan uzaklara bakmaya devam etti. Yan profilinden onu izleyip gözlerindeki tereddütü gördüm.

"Ne için olduğunu biliyorum. Senin neden özür dileme ihtiyacı hissettiğini bilmiyorum."

Yutkunup sigarasından bir nefes daha çekti konuşmaya başlarken duman ağzından hızla havaya karıştı. Bana doğru dönüp gözlerimin içine baktı.

"Çünkü seni böyle bir sinirle ani bir kararla kullanmış gibi hissettim. Normalde bu tarz şeyleri takmam bu konuda açık olalım. Seni zorlarken kalbimde bir yerlerin acıdığını hissettim"

"Öyle düşünme , istesem sana dur diyebilirdim. Hatta bağırır çağırır evi ayağa kaldırırdım. Sana yardım etmek istedim. Ayrıca belki ben seni kendi zevkim için kullandım? Sadece siken mi zevk alıyor?"

Dudaklarında ufak bi tebessüm belirdi, sigarasını küllükte söndürüp sustu. Sigaramdan nefesleri hızla içime çekerken başımı omzuna yasladım.

"Haklısın. Gene de üzgünüm. Çok ani hareket ettim."

"Özrünü kabul ederim tek bir şartla."

"Neymiş o?"

"Kıçıma krem sürmen lazım ne kadar şuan sapasağlam gözüksem de canım yanıyor. Senin sikinden mi soktuğun namludan mı bilmiyorum."

Gülerken omuzları inip kalkarken hiç sesimi çıkartmadım. Sigaramı küllükte söndürüp anın az da olsa tadını çıkartmaya çalıştım.

○○○○○○○○○○○○○○

Minho

Gözlerimi açtığımda tam yüzümün dibinde hafif hafif soluyan Jisungu görmek en son beklediğim şeydi. Saate baktığımda daha çok erken olduğunu gördüğümde az da olsa kendimi zorlayıp uyumaya çalıştım. Kendimden beklemediğim şeyi yaparak kollarımı beline sarıp onu göğsüme yatırdım.

Uyandığımda onu göremeyince anlık bir panik yaşasam da kapının pervazından bana baktığını görünce rahatladım. Normalde tam tersi birini görsem panik olurdum. Her neyse.

Yavaşça yatağımdan kalkıp yanına adımladım.

"Günaydın."

"Günaydın. Gel hadi kahvaltı hazır."

Hızlıca banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Aynaya bakmak istemiyorum. Salona ilerleyip masaya oturdumm kahvaltımı etmeye başlarken masaya göz gezdirdim. Tekrar kendimi orduda gibi hissettim. Herkes burada.

"Tekrar hoş geldin Seungmin."

"Hoş buldum Minho. Yardımın için teşekkür ederim."

"Kes sesini."

Changbin birden çatalını sertce masaya vurarak konuştu.

"Ne oluyor Changbin?"

"Ne mi oluyor Seungmin? Minho senin yüzünden vuruldu farkındaysan. Hala yüzsüz gibi masaya oturmuş yemek yiyorsun."

"Sizi ben kurtardım. Ben olmasam hepinizi öldürecekti."

"Sen olmasaydin bu işe bulaşmayacaktık bile. Minhonun yasadıklarını bilmene ragmen onunla yüzleştirdin. Senin haberin yoktur belki ama kendini öldürmesin diye iki gün başınds nöbetleşe bekledik."

Changbin sinirle ayağa kalkıp Seungminin yakalarına yapıştı. Seungmin Changbini engellemek için kollarını tutsa da engel olamadı.

"Bunun hesabinı verebilece misin? Başımıza gelen her sik senin yüzünden oldu. Kaç tane insan öldü haberin var mı senin? Cesetlerin üstüne basmadsn yürümeye çalıştın mı sen?"

Changbin kendini daha fazla  tutamayıp seungminin yüzüne bir yumruk yapıştırdı. Yumruğun etkisiyle sendeleyip yere kapaklandı.

"Bak ben bunun böyle olacağını bilemezdim tamam mı? Bu gazi ülkeye salacagını bilmiyordum. Kendi işlerinde kullanır diye düşündüm."

"Hala yüzsüz gibi konuşuyorsun."

Changbin tekrar vurmak için hamle yapacaktı ki Felix onun önüne geçip sakinleştirmeye çalıştı.

"Changbin dur."

Changbin bir adım gerilerken herkes Seungmine baktı. Seungminin burnundan akan kan yerin tahta zeminini kirletti. Konuşmak için ağzını açtı ancak ağzından akan kanlar buna engel oldu. Felix hızla Seungminin yanına çöküp vücudunu kontrol etti.

"Zehirlenmiş."

"Ne?"

"Ne ne zehirlenmiş işte."

Felix yemek masasındaki peçeteleri alıp Seungminin kanlarını silmeye başladı. Chansa  orada öyle şoka girmiş şekilde dikiliyordu. Kendine gelip seungminin  yanına koştu.

"Hayır Seungmin. Bak istediğin  gibi parise  gidecektik. Bekle biraz daha hadi. Felix bir şeyler yap."

"Üzgünüm chan  panzehirimiz  yok."

Felix gene de seungminin kanlarını  silerken herkes ayakta olayın şokunu atlatmaya çalışıyordu.  Gerçekten yapılabilecek  bir şey olsa koşarak yapardım. Seungmin  chanin  kollarında cansız bir şekilde yatarken bağırarak ağlamaya başladı.  Jisung ve Felix de kendini tutamayıp ağlamaya başladı.

○○○○○○○○○○○○○○○○

"Seungmini arka bahçeye gördüğüne inanamıyorum cidden."

"Nereye gömseydik amına koyayım? Dışarı çıkamıyoruz farkındaysan."

Herkes seungmini gömdüğümüz yerde beklerken hızlıca oradan ayrıldım. Böyle olaylara asla katlanamıyorum. Binlerce ölü insan görmeme rağmen alışamıyorum.

Herkes evde sessiz bir şekilde otururken jisung  eline bi kova alıp her yeri silmeye başladı. Yorgunluktan bitip gitse de silmeye devam etti. Tüm odadaki zeminleri silerken salonda oturmuş sigaramı içiyordum. Changbin ve Felix  yan yana oturmuş  sadece susuyorlardı. Bu cansız hava içimi bunalttı. Tam balkona gidecektim ki gözleri fal taşı gibi açılmış jisung salona geldi. Elinde odamda kafama sıkmaya çalıştığım silah vardı. Bana doğru dogrultmuş öylece bekliyordu. Bacakları ve kolları titremesine rağmen kendini sıkıp konuştu.

"Her yeri temizledim  o senin gizli odana ulaşana kadar . O oda ne minho? Ve neden benim ve seungminin fotoğrafı  var. Kanlı tişörtler  duvara asılmış planlar var? Seungmin senin yüzünden mi öldü? Başından beri her şeyi planladın mı yoksa? Beni buraya aniden getirmene şaşırmam lazımdı zaten? Kim tanımadığı birini evine alıp Bi hafta boyunca beklesin ki? Planın ne Minho? Namluyu içime  sokarken emniyet kilidini de o yüzden mi kaldırdın ha? Söylesene!"

○○○○○○○○○○
Zurnanın  pırt dediği yere geldik ehehehhehehe

SALGIN // MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin