JisungMinhoyu o halde görmemin üstünden tam 2 gün geçti. Yanından asla ayrılmadım. Cidden beni çok korkuttu. Felix ve Changbin ilk zamanlar çok daha kötü olduğunu şimdiki halinin toparlanmış hali olduğunu söyledi. Bu konu hakkında ne düşüneceğimi bile bilmiyorum sadece onun yanında olmak istiyorum.Onun için bir çay hazırlayıp odasına gittim.
"Bunu iç bakalım."
"Teşekkür ederim."
Uzattığım çayı alıp birkaç yudum içti. Yavaşça yatağının ucuna oturdum.
"Bugün nasılsın?"
"İdare eder."
İç geçirip ellerimle oynamaya başladım.
"Seni böyle görmeyi sevmiyorum."
"Ben de kendimi böyle görmekten iğreniyorum."
Elimi eline atıp yavaşça okşadım. Tepki vermedi. Ben de bunu fırsat bilip yanına yaklaştım. Sırtımı yatak başlığına yaslayıp onun gibi bacaklarımı uzattım.
"Teşekkür ederim."
"Ne için?"
"Kendimi öldürmiyim diye başımda beklediğin için."
"Ben-"
Cümlemi nasıl bitireceğimi bilemedim.
"Önemli değil."
Elindeki çayı yandaki çekmecenin üstüne bıraktı. Ne yapacağını izlerken birden beni kendine çekip sarıldı. Ne yapacağımı bilemeden nefesimi tuttum. Donup kaldım. Kendime gelince kollarımı ona sarıp sıkıca sarıldım. Sakinleşmesi için yavaşca sırtını okşadım. Sesli iç çekmeleri bittiğinde geri çekilip yüzüme doğru baktı. Gözleri pişmanlık ,acı ,buhran. Sadece bunlardan ibaretti. İri kahverengi gözleriyle yüzümü inceleyip dudaklarıma dudaklarını bastırdı. Sakin ve usulca öptü. Alt dudağımı dudaklarının arasına alıp emdi. Birden geri çekilip dudaklarımızın arasında ıslak bi köprü oluşmasına izin verdi. Nefes nefese yüzüne bakarken birden kolumdan tutup beni odadan çıkarttı. Hızlı adımlarla birkaç gün önce gittiğimiz kilitli silah odasına doğru ilerledi. Kolumdan tuttuğu için peşinde ben de sürüklendim. Sert adımları koridorda yankılırken kulaklarım uğuldadı. Geçen gün kilidini kırdığımız kapıyı tek hamlede açıp arkamızdan kilitledi. Beni sürüklemeye devam edip masanın üzerine doğru fırlattı.
Ne uğradığımı şaşırıp ellerim masanın üstüne koydum. Soluklanmaya çalışıp başımı sağa sola salladım. Ne yaptığı hakkında en ufak bir fikrim bile yok. Tekrar üstüme eğilip dudaklarımı dudaklarının arasına aldı. Bu sefer sakince değil vahşice dudaklarımı emip çekiştirdi. Ellerini belime koyup masanın üstüne sabitledi. Bacaklarımın arasına girip dudaklarımı ısırmaya devam etti. Onun öpüşüne ayak uydurmaya çalışırken nefes nefese kaldım. Biraz geri çekilip soluklandım. Sanki bunu fırsat bilmiş gibi açıkta kalan boynuma dudaklarını bastırdı. Köprücük kemiklerime kadar ıslak bir çizip bulduğu noktaya ısırdı. Köprücük kemiğimin üstünde dilini gezdirip sırıttı. Geri çekilip işaret parmağını kanca şeklinde pantolonumun kemerine taktı. Sanki izin alır gibi yüzüme baktı. Kafamı yukarı aşağı doğru sağlayıp sallayıp ona onayladım. Pantolonun düğmelerini açıp fermuarımı açtı . Usulca aşağı indirip önünde sadece iç çamaşırı ile kalmamı sağladı. Bunu beğenmemiş olacak ki üstümdeki tişörtümü de bir hamle de çıkartıp geri attı. İç çamaşırımın üstünden kasıklarıma üfledi ve dudaklarını bastırdı. Birden titrediğimi hissettim ve bacaklarımı birbirine bastırdım. Buna sinirlenmiş gibiydi. Bacaklarımı yanlara doğru ayırıp yüzünü kasıklarıma gömdü. Tek hamlede beni masadan indirip yüzüstü masaya dayadı. Soluklarım sanki ciğerime yetersiz gelmeye başladı. Neden bu durumda olduğum hakkında en ufak bir fikrim olmasa da oldukça hoşuma gitti. Çünkü ondan etkilenmemek elde değil, gerçekten lanet olası bir çekiciliğe sahip. İç çamaşırımı da bileklerime kadar indirdi. Kalça yanaklarımı ayırıp deliğimin üstüne üfledi. Tüm vücudum titredi. Belimi gerip kalçamı ona doğru çıkarttım. Usulca dilini kalçamın arasında gezdirdi . Elini kalça yanaklarıma koyup sıktı. Kızaracağına eminim çünkü gerçekten canımı yaktı. Bundan tatmin olmamış olacak ki kıvrımlarımı ısırıp dilini içeriye gönderdi. Islak dilini hissetmemle adeta vücudumda bir elektrik akımı kol gezdi. Kalçamdan kasıklarıma, kasıklarımdan göğsüme. Her yerimin titrediğini hissettim. Derin bir nefes alıp ellerim masaya iyice sabitledim. Sanki deliğimi yiyip bitirmek istercesine sömürdü. Dilini içimdeki duvarlarda gezdirip her yerimi keşfetmeye çalıştı ve gerçekten keşfetti de. Dokunmadığı nokta kalmadı. Deliğimin iyice ıslanması ile kasıklarım titredi. Sertleşen aletim masayla karnım arasında kaldı. Arkamdan çekilip kalçalarım soğukla buluşmasını sağladı. Bu boşlukla sızlanıp kalçalarımı salladım.
"Mmh Minho"
Yerinden kalkıp duvardaki raflara doğru ilerledi. Birkaç tıkırtının ardından tekrar arkama geçti. Aniden soğuk namlunun deliğime değdiğini hissettim. Siktir. Namluyu biraz içeri iktirip dar deliğimin namluyu iyice sarmasını sağladı. Daha fazla içimde ilerlemeden çıkarttı. Omzumun üstünden ona baktığımda namlunun ucunu diliyle ıslattığını gördüm. Bu görüntu karnımın kasılmasını sağladı. Bi elimi kalbime atıp sakinleşmesini söyledim yoksa birazdan ciddi manada bayılabileceğimi hissediyorum. Sanki hiç bir şey olmamış gibi gözlerimin içine baka baka diliyle ıslattığı ıslak namluyu deliğimin içine yolladı. Yüzünde bir sırıtış belirdi. Ve sikeyim ki bu sırıtışını çok seviyorum. İçimde ilerleyen namluyla istemeden kendimi sıktım. Çıt diye bir ses geldi. Silahın emniyetinin açılmasıyla gözlerim fal taşı gibi açıldı. Elimi geriye atıp onu yakalamaya çalıştım. Siktir ne yapmaya çalışıyordu. Yüzündeki panikle emniyet kilini hemen geri indirdi. Soğuk metal nemli duvarlarımda ilerlemeye devam ederken ağzımı sonuna kadar açıp seslice inledim. Birkaç gitgelden sonra namluyu içimden çıkarttı. Omzumun üstünden tekrar ona baktığımda sıvımla ıslanan namlunun ucunu yavaşça yalayıp emdi. Silahı tok bir sesle masanın üstüne bırakıp kendi tişörtünü ve pantolunu çıkarttı.
Siktir cidden çok korkmuştum.
İç camaşırından bile belli olan sertliğini kalça arama bastırdı. Hissettiğim sertlikle tekrar seslice inledim. İç çamaşırını da indirip diğer kıyafetlerin yanına attı. Terden ıslanıp alnıma yapışan saçlarımı geriye doğru attım. Az önceki korku soğuk soğuk terlememe sebep olmuştu. Arkamdan çekilip tekrar rafa doğru ilerledi oradan bir şeyler alıp yanıma geldi. Ne yapacağını anlamak için yüzüne baksam da sinsi sırıtmadan başka bir şey göremedim. Bileklerimi masanın ucunda birleştirip getirdiği ince halatla sardı. Tam bileğimi kendime çekeceğim sırada elindeki bıçağı saplayıp iplerin masaya sabitlenmesini sağladı. Hareket edemediğim için sızlanarak mırıldandım. Arkama geçip kalçama sert bir şaplak attı. İyice ıslanan deliğim sürekli kasılıp gevşiyordu. Aletim yavaştan sızdırmaya başlamıştı bile. Dilini enseme sürtüp sırtımın ortasından omurlarıma ıslak bir çizgi çekti.
"Siktir hızlı ol artık."
Kalça yanaklarımı aralayıp kendini deliğime konumlandırdı. Beklediğim hareketin gelmesi için nefesimi tutup gözlerimi kapattım. Birden içime saplanan aletiyle avazımın çıktığı kadar bağırdım. İçim öyle bir baskıyla karşılaştı ki bacaklarımın üstünde zor durdum. Eğer iple masaya bağlı olmasaydım yere kapaklanırdım. İçimden çıkar gibi yapıp tekrar sonuna kadar içime sapladı.
"Ahh Minh ahh"
Sesli inlemelerim onun derin inlemelerine karışarak odanın duvarlarında kayboldu. Ne kadar süre içime girip çıktığını fark edemeyecek duruma geldim. Masayla aramda kalan aletim boşalamadığım ve sıkıştığım için iyice kızarıp tahriş oldu. Minhonun prostatımı defalarca ezmesiyle aklımı kaybettim. Parmak uçlarım içeri doğru kıvrıldı. Boğazım bağırmaktan tahriş olmuştu , dudaklarım kuruyup çatlamıştı. Sona geldiğimi hissederken ellerimi kurtarmaya çalıştım. Artık ne düğümü attıysa bir türlü çözülmeyen ip yüzünden bileklerim kızarıp tahriş oldu. Artık daha fazla dayanamayıp kendimi masaya ve karnıma bıraktım. Arada sıkışan organım tam anlamıyla orgazmın etkisiyle defalarca seğirdi. Hiç böyle bir orgazm yaşamamıştım. Minho ise arkamda defalarca içime vuruşlarını sürdürmeye devam etti. Arada omzuma ve sırtıma öpücükler ve ısırıklar bıraktı. İçimde seğriyen aletiyle geleceğini anlayıp onu yarı yolda karşılamaya çalıştım. Kalçama sert bir şaplak atıp kendini içime doğru bıraktı. Yüzünü enseme bastırıp burnunu sürttü. Bulduğu yerlere öpücük bırakıp dilini sürttü. Kendimi tamamiyle masanın üstüne bıraktım. Ayakta bile duracak halim yoktu. Minho içimden çıkıp bileğimdeki ipleri çözdü. Ne olduğunu anlayamayacak haldeydim. Gözlerimi kapatıp ondan gelen her şeyi kabul ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SALGIN // Minsung
Novela JuvenilSON DAKIKA Nereden geldiği belli olmayan bir sis salgası dünyayı tehdit etmekte lütfen evlerinizden çıkmayınız şuan her nerede iseniz tehdit geçene kadar oraya sığınınız.