17

139 22 12
                                    

Chanı onunla tek başına bırakmak istemesem de bir şekilde hyunjini bulup laboratuvardaki  adamlardan bir kaçıdan zorla formülü almayı başardık. Geri döndüğümüzde chan elleri kanlı bir şekilde kapının önünde bekliyordu.

"Chan?"

○○○○○○○○○○○

Hasiktir.

Koşarak chanın yanına geldiğimde onun yaptığı gibi yere oturdum. Ellerimin arasına yüzünü alıp bana bakmasını sağladım.

"Chan."

Cevap vermese de gözlerimin içine baktı. Gözlerinin en dibinde gördüğüm siyahlık içimi titretse de ses etmedim. Kollarımı ona sarıp sıkıca sarıldım.  Şuan tam bu ortamda bunu yapmam ne kadar sağlıklı bilmiyorum ama her şeyi siktir edip sarılmaya devam ettim. Diğerleri koşarak yanıma geldiğinde ses çıkarmamalarını işaret ettim. Cidden koca bir siktir. Hyunjinle beraber Chanı apar topar dışarı çıkarttık. Gerçekten asla işler planlandığı gibi gitmiyor. Diğerlerinin ne yaptığı hakkında en ufak bir fikrim yok. Sonunda herkes araca bindi.  Chanı arabaya attığım gibi sürmeye başladım. Onu bir an önce buradan uzaklaştırmam lazım. Arabayı nasıl sürdüm,  evin önüne nasıl geldim gerçekten hiç bir fikrim yok. Şuan benim için tek önemli olan şey chan.

Chanı bir şekilde salondaki koltuğa attığımızda Felix kontrolüne  başladı.

"Bir şeyi yok. Şoka girmiş sadece."

"Chan kardeşim bak ben burdayım. Bir şey yok tamam mı? Her şeyi hallederiz. Önemli değil. Yanındayım senin. Bak hepimiz burdayız. "

Chan dediklerime sesini çıkartmasa da parmağıyla elime dokundu. Bu kadarı benim için yeterli. Changbin içeriden ıslak bir bez ve havlu getirdi.  Ellerim titrerken kendimi diğer koltuğa bıraktım. Cebimden zorla çıkarttığım sigaramı yakıp derin bir nefesi içime çektim. Beynimin içi şuan kıyametten farksız. O kadar çok şey o kadar kısa zamanda oldu ki. Ben bile bir noktada tıkanıyorum.  Diğerlerini düşünemiyorum bile. Ben sigaramı içerken  changbin chanın kanlı giysilerini çıkartıp üstünü başını temizleyeme başladı. Jisung da benim yanıma oturup bir elini dizime yerleştirdi. Ne olduğu  merak ettiğini biliyorum ama şuan  ağzımı bile açmaya halim yok. Felix de kenarları koltukta oturup tırnaklarını yemeye başladı. Hyunjin ise tekli koltukta oturmuş duvara dümdüz  bakıyor. Herkes ayrı bir dünyada. Ortam sakinleşene kadar kimse asla tek kelime bile etmedi.  En son felix pes edip tırnaklarını yemeyi bıraktı. Mutfakta takır tukur  bir şeyler yapmaya başladı. Felix ne zaman böyle bir şeyle karşılaşsa  kendini mutfağa atar. Bilmem kaçıncı sigaramı içtiğimde felix salona doğru bağırdı.

"Yemek hazır. Gelin hadi soğumadan. "

Herkesi bir şekilde masaya topladım. Chanı da zorla masaya oturttum.  Eğer o koltukta yatmaya devam ederse daha kötü olacağını biliyorum.

"Afiyet olsun.  Acele yaptım biraz ama."

"Eline sağlık hayatım." Dedi  changbin. Zorla yediği belli olsa da yemeğini yemeye başladı. Chana gözlerimle yemeğini yemesini işaret ettim. Chanın çekindiği tek kişi ben olabilirim. Çorbadan  birkaç kaşık alıp kaşığını kenara bıraktı.

"Biraz daha ye."

"Şuan gerçekten yemek istemiyorum. Boğazımdan zor geçiyor. "

"İyi misin kardeşim?" Dedi hyunjin. Chanı cidden abi olarak gören kişilerden biri de hyunjin. Chanın hyunjinin üstünde çok emeği var.

"İyileşirim. O orosbu çocuğunu  ellerimle geberttim. Rahatladım desem yeridir.  Hak etti. Hatta fazlasını hak etti. Onu işkence çektirerek öldürmeliydim. "

"Cehennemde işkence çekeceğine eminim." Dedim.

Felix masayı toplandığında herkes tekrar odasına çekildi. Gerçekten dinlenmeye ihtiyacımız var. Hem metal hem fiziksel olarak yorgunuz. Bahçeye  çıkıp bir sigara yaktım . Jisung da hemen peşimden geldi. Yanımdaki koltuğa oturup benimle beraber  etrafa boş boş bakmaya başladı.

"İyi misin?"

"Ben iyiyim. Alışığım böyle şeylere.  Daha kötülerini de gördüm . Benim üzüldüğüm şey chan. O benim kardeşim.  Umarım kısa sürede toparlar."

"Biz hepimiz buradayken kısa sürede toparlar merak etme."

"Siz formülü alabildiniz mi?"

"Ooo sen de bizi beceriksiz bir şey sandın galiba ya. Aldık tabiki."

"Aferin benim güzelime." Tombiş  yanaklarını sıkıştırıp ufak ısırıklar bıraktım . Hamur gibi.

"Isırma."

"Tamam tamam ısırmıyorum."

Bir süre daha orada sessizce oturduk. Evde genel bir sessizlik hakim. Bu fırtına öncesi sessizlik.

○○○○○○○○○○○○
Ben geldim. Bayadır salgını yazmamıştım.

Nasilsiniz iyi misiniz?

Teorilerinizin hepsini çürütmeye  geldim.

SALGIN // MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin