IX

843 69 22
                                    

"Oğlum harbiden kötü görünüyor. Böyle sarmakla geçmeyecek. Gidelim bir hastaneye."

Temiz sargı bezini yaralı elime sararken söylendi Koray. Hastane sevdası tutmuştu yine.

Yer yer açılmış ve morlukları koyuya çalan elime baktım. Canım yanmıyordu.

"Gerek yok. Geçer kendi kendine."

Aslında pek de kendi kendine geçecek gibi durmuyordu, kabul. Fakat hastaneleri sevmezdim. O koridorlar bana annemi hatırlatıyordu.

Yoğun ilaç kokusu burnumda sızlarken Koray söylenmeye devam etti.

"Ne inatçı adamsın lan sen."

Elimle uğraşan çocuğa çevirdim kafamı. Tüm dikkatini vermiş, kaşlarını hafifçe çatmıştı. Kumral saçları alnına düşmüştü.

"Koray."

Adını duyar duymaz kafasını kaldırdı ve göz göze geldik.

"Hım?"

Aklımda dönen soruları sormalıydım.

"Kampüste miydi?"

Kimden bahsettiğimi anlamışa benziyordu. Hafiften suratı düştü.

"Evet."

Kafamı salladım.

"Yanında kim vardı?"

Koray, sonunda işi biten elimi yavaşça bıraktı. Kaşları hala çatılıydı.

"Lafı dolandırmadan sorsana lan. Evet, Ece yanındaydı."

Gözlerimi onun gözlerinden çekip önümdeki sehpaya odaklandım. Gözlerim boş bakıyordu.

"Soner, canını yakmak istemiyorum ama onun nasıl biri olduğunu görmelisin -ki daha fazla yanmasın canın."

Söylediklerinde haklıydı Koray. Şu zamana kadar görmediğim yüzünü en acı şekilde gösteriyordu Baha. Gözümün önünde o fotoğraf canlandı. Ben ona bir şey oldu sanıp korkuyla beklerken, onun Ece'nin dudaklarında soluklandığı o fotoğraf...

Suratıma acı bir gülümseme oturdu. Hem utanmadan Ece ile yakındı hala, hem bana beni sevdiğini söylüyordu. Onun bu kadar şerefsiz olduğunu yeni görüyor olmak acı vericiydi.

"Şerefsiz."

Doğrulup sehpa üzerindeki sigara paketini elime aldım. Aralıksız içtiğim sigaralar, bu kadar nikotine alışık olmayan boğazımı ağrıtmıştı fakat umrumda değildi.

Sigaramı yaktıktan sonra paketi Koray'a uzattım. O da içinden bir tane alıp yaktı.

Gözlerimi sehpadan ayırmadan derin bir nefes çektim sigaramdan.

"İğrenmiyor musun benden?"

İçten içe düşündüğüm soru, birden ağzımdan çıkmıştı. Cevabından çekinmiyor değildim fakat aklıma takılmıştı işte.

Her şeyi biliyor olup hala yanımda duruyor olması inanılmaz geliyordu. Kendimi fark ettiğimden beri kimseyi bu kadar yakınımda tutmamış, hayatıma dahil olmasına izin vermemiştim. Baha hariç. Genel olarak insanların bu konuda ne kadar acımasız olduğunu biliyordum. Kendilerinden farklı olan insanları acımasızca yaftalayan ve nefret eden bir toplumda, birine güvenmek gelmemişti içimden.

Yanlış anlaşılmasın, kimseden korkum yoktu. Bu yaşıma yalnız gelmiştim ve yalnız devam edebilirdim lakin yinede nefretle karşılanmak istemezdim. Gerçi Baha bu kadar korkak olmasaydı kimseyi umursamaz, çoktan itiraf etmiş olurdum diye tahmin ediyorum. Ama onda gözlerime bakacak kadar bile cesaret yoktu.

İsim Şehir (bxb & texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin