XX

557 46 13
                                    

Koray: Soner

Koray: Ders çıkışı bizim kafeye geçelim mi?

Soner: İşim var

Soner: Bir şey mi oldu?

Koray: Konuşmamız gerekiyor

Soner: Ne oluyor Koray?

Koray: Yarın peki?

Koray: Yarın müsait misin?

Koray: Biliyorum cumartesi ama çok zamanını almayacağım

Soner: Akşam 7 gibi gelebilirim

Soner: Uyar mı sana?

Koray: Uyar uyar

Koray: Akşam 7 gibi bizim kafede o zaman?

Soner: Tamamdır

Soner: Koray

Soner: Bir şey mi oldu?

Koray: Yarın konuşuruz

Bu bugün içerisinde yaptığımız son konuşmaydı. Son dersteydik zaten ve Soner neredeyse ders boyunca telefonu ile uğraşmıştı.

Giderek gözüme daha çok batan şeyler vardı. Mesela Soner'in Baha'ya attığı kaçamak bakışlar, Baha'nın Soner'i izlemesi gibi. Sanki... sanki onlar hala çıkıyordu?

Bunun düşüncesi bile göğsümü sıkıştırdı. Eski günlere geri dönüyor gibi hissettiriyordu. Soner, Baha'ya bakıyor, ben onları izliyordum. Soner onun yanına gidiyor, ben yalnız başıma yanıyordum.

"Hayır"

Dedim kendi kendime.

"Hayır dönmeyeceğiz o günlere"

***

Ders çıkışı grupça dış kapıya ilerliyorduk. Herkeste yoğun bir günün bitme sevinci vardı. Akşam bir şeyler yapmak ile ilgili konuşuyorlardı fakat benim buna hiç katılasım yoktu. Zaten sessiz sessiz yürüyen bir tek bendim.

"Ben kaçıyorum arkadaşlar. Kendinize iyi bakın."

Soner, aceleci bir tavırla aramızdan ayrılmak için hareket ettiğinde Kemal arkasından seslendi.

"Nereye kaçıyorsun lan? Korkma hesabı sana ödetmeyeceğiz!"

Soner güldü. Ah o gülümsemesi...

"Bir işim var kardeşim. Başka zaman katılırım aranıza."

Kemal birkaç homurtudan sonra kısa bir "görüşürüz" dedi.

Soner tam arkasını bize dönüyordu ki, gözleri gözlerimi buldu. Garip bir parıltı geçti bakışlarından. Gitmesin istiyordum. Sanki yanımda olmadığı her an onu kaybedecekmiş gibi hissediyordum.

Yalnızca gözlerinin içine baktığım birkaç saniye sonrasında dudaklarına küçük bir gülünseme kondurdu. Bana mıydı bu gülümseme?

Gülümsemesini ilk defa görmüşüm gibi donup kalmıştım o an. Öyle masum görünmüştü ki gözüme, gönlümdeki bütün karartıyı almıştı.

Sonra arkasına dönüp hızlı hızlı ilerledi. O gözden kaybolana kadar baktım. Lakin görüş açıma biri daha girmişti onun arkasından.

"Baha?"

Baha, Soner'in tam arkasından gidiyordu. Aslında bakarsanız okul çıkışı olduğu için bu gayet normaldi fakat Baha kapıdan çıkmadan önce hafifçe arkasını dönüp benim olduğum yere çevirmişti gözlerini. Suratında yine o gevşek sırıtışı vardı. Sanki bana bir şeyler ima ediyor gibi yavaşça bir kafa selamı verdi.

Amacı neydi bu şerefsizin? Niye Soner'in arkasından gidiyordu? Ya yine onu rahatsız ederse?

Kafamda yankılanan tüm bu soruların eşliğinde onun arkasından gitmek için hareketlenmiştim ki kulaklarımda Soner'in sesi yankılandı.

"Karışma Koray.."

Durdum. Ayaklarım tek bir adım dahi atamadı zira Soner'in bakışları gözümün önünde canlanmıştı. Doğruydu, karışmamalıydım.

Hem büyük ihtimalle paranoyaklık yapıyordum. Belli ki Baha beni sinir etmek için yapıyordu bunca şeyi. Onun ne kadar sinsi olduğunu yakın zamanda öğrenmiştim ve onun bu oyunlarına düşmek, Soner'i tamamen kaybetmek ile sonuçlanabilirdi.

Yine de içime bir kurt düşmüştü işte. Ne kadar itiraz edersem ediyim kafamın içinde hep bir "ya öyleyse?" sorusu yankılanıyordu.

Kafamdaki seslere cevap olarak "Soner'e güveniyorum." dedim içimden. Ona güveniyordum. Kendi canı bu kadar yanmışken, benim canımı yakmazdı o. Böyle biri değildi.

——
Öyle mi dersin Koray'ım? :")

GÜNÜN 2. BÖLÜMÜ İLE TEKRAR MERHABA!! 🥳
Baha'yı bir kaşık suda boğmak istiyorum cidden. Fırtınadan önceki son sessiz bölümümüzdü bir dahaki bölüme ilginç küfürlerinizi hazırlayarak gelebilirsiniz skdmdpdöfş.

Baha gibi manipülatif ve yapışkan insanların olmadığı bir hayatınız olur umarım 🙏🏻

Okuduğunuz için teşekkür ederim 💙
Oy vermeyi, yorum yapmayı ve destek olmayı unutmayın lütfen...

İsim Şehir (bxb & texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin