XXVII

432 48 13
                                    

"Kalbinde kapıları aralayan bir şeyler var,
Uzakta yağmurları hatırlatan bir şeyler var."

***

Huzurlu bir uykunun, tatlı uyuşukluğu ile açıldı kahve gözler. Bulanık görüşü yavaş yavaş netleşirken, dün yaşananlar birer birer doluyordu zihnine.

Beyaz tavan ile bakışmayı kesip etrafında şöyle bir göz gezdirdi. Koray'ın evindeydi. Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar huzurlu bir uyku çekmişti Soner. Bir süredir her uykusunu mesken edinen kabusları bu gece uğramamış, nefes nefese uyanmamıştı.

Dün Koray, annesiyle konuştuktan sonra derin bir sessizlik hakim olmuştu ortama. Az önce dudak dudağa olan onlar değilmiş gibi birbirlerinden gözlerini kaçırmışlar, ilk defa tanışıyormuşçasına havadan sudan sohbete başlamışlardı. Aslında ikisi de adım atmak istiyor fakat çekiniyorlardı. Bu tatlı çekingenlik bile Soner'in içini sıcacık ediyordu.

Daha sonra omzunda bir ağırlık hissetti Soner. Kafasını çevirdiğinde karşılaştığı şey; Gözleri kapalı halde uyuklayan Koray'dı. Yüzüne bir gülümseme yayıldı. Koskoca adam uyurken masum küçük bir çocuğa dönüşmüştü adeta. Bir süre onu izledi. Daha önce fark etmediği her ayrıntısını zihnine kazıyordu sanki.

Şekilli burnu, uzun kirpikleri, iki kaşının ortasında beliren çizgi, kalemle çizilmiş gibi duran dudakları... her detayı güzel geliyordu gözüne.

Çok geçmeden Soner'in de ağırlaşan göz kapakları kahve gözlerini örtmüş, kafasını omzuna dayanmış halde duran gence yaslamıştı. Öylece uyuyakalmışlardı.

Soner, yüzünde oluşan mahmur gülümseme ile yan tarafına çevirdi kafasını. Fakat yanında uzanıyor olduğunu düşündüğü gencin yerinde yeller esiyordu. Koray yoktu.

Dün ilk defa geldiği evde gözlerini gezdirdi. Herhangi bir ses duymayı bekliyordu ancak ev sessizdi. Yavaşça doğrulup gözlerini ovuşturdu.

"Koray?"

Sessiz evde yankılanan tok sesine bir karşılık alamadı. Yavaşça doğrulup tekrar seslendi.

"Koray?"

Anında çatılan kaşları ile içine bir korku düştü. Bütün geceyi koltukta geçirdiği için ağrıyan belini umursamadan ayağa kalktı.

Aceleci adımlarla dış kapıya doğru ilerledi. Dün kapının yanına yığılı duran çantalar yoktu. Bu sefer mutfağa yönlendirdi adımlarını. Koray'ın mutfakta olmasını umarak göz gezdirdi boş odada fakat yoktu.

Aklına doluşan binbir türlü düşünceyle, dağınık kumral saçlarına elini götürüp çekiştirdi. Gitmeyeceğini söylemişti. Annesine bile vazgeçtiğini haber vermişti. Her şey gayet güzeldi.

Peki ya kararını değiştirdiyse?

Korkuyla sıkıştı göğüs kafesi. Tekrar salona doğru adımladı. Sehpanın üzerindeki telefonunu alıp tanıdık numarayı aradı ve kulağına götürdü. Anında meşgule düşmüştü araması. Koray hala engelini kaldırmamıştı demek ki.

Ne yapacağını bilmez halde bir sağa bir sola adımlamaya başladığı sırada aklına Furkan'ı aramak geldi. Eğer bir şey olduysa o bilirdi.Tam onun numarasını çeviriyorken kapının kilit sesi doldurdu sessiz evi ve ardından hafif bir gıcırtıyla açılan kapı duyuldu.

Soner'in büyümüş kahve gözleri hızla kapıyı buldu. Onu böylesine endişelendiren kişi, kapı pervazına dayanmış şekilde ayakkabılarını çıkarıyordu. Belli ki şaşkın şaşkın ona bakan Soner'i farketmemişti daha. Fark etmesi uzun sürmedi. Yere bıraktığı poşetleri alıp kafasını kaldırdığı sırada görmüştü kumral genci.

İsim Şehir (bxb & texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin